Cinni: Uyanış - Beyazperde.com eleştirisi : Psikolojik bir cin korkusu

Katıldığı bir yarışma ile adını yurt genelinde duyurmayı başaran ve yaklaşık olarak 15 yıldır müzik piyasasında başarılı işler ile yükselen Emre Aydın şimdi de bambaşka bir yeteneğini ortaya koyuyor. Hasan Karacadağ'ın önünü açtığı "cinli beyazperde" yolundan yürümeye karar veren Aydın, sinema sanatında da ne derece etkin olabileceğini göstermek adına bahsi geçen yola ilk adımını atıyor. Bu hafta itibariyle vizyon şansı bulan Cinni: Uyanış adlı yerli korku filmi, ünlü sanatçının da ilk yönetmenlik denemesi olarak hayranlarının karşısına dikiliyor.

İsminden de anlaşılacağı üzere Cinni: Uyanış, son yılların bitmek bilmeyen cinli korkularından biri olmaya karar vermiş. Taze yönetmenimiz ilk sinema çalışmasının belli bir standartın üzerinde olmasını arzulamış olacak ki, çekimler öncesinde türe ait çok sayıda örneği derinlemesine incelemiş. Hem yerli, hem de yabancı yapımlardan farklı esintiler de taşıyan Cinnni: Uyanış, bu sayede janrın hayranları için keyifli bir seyirlik halini almış. Bir başka deyiş ile ortada alışılmışın dışında olmayan ancak eldeki malzemeyi de gerektiği şekilde kullanan bir proje mevcut.

Yönetmen koltuğuna oturan ünlü şarkıcı aynı zamanda filmin senaryosuna da imza atan kişi olarak karşımızda. Bir tür şehir efsanesi olarak yıllardan beri süre gelen ürkütücü bir anlatı, Cinni: Uyanış'ın temeli olarak tercih edilmiş. Antalya'daki Kırcami'de yer alan cinlerin musallat olduğu bir evden esinlendiği belirtilen hikaye, bizlere bu cinli yerleşkenin yıkıldığını ve yerine koca bir apartmanın dikildiğini söylüyor. Pek tabii bekleneceği üzere, bu korkutucu geçmişe sahip mekana kimse yerleşmek istemiyor. Dilara adlı genç bir kız evinin bahçesinde uyanıyor, yanında ise bir ceset buluyor. Bu ölünün kim olduğuna dair bir fikri bulunmayan güzel kız, büyük bir ivedilikle cesedi evine kadar götürüyor, gizliyor. Uykusundan uyandığında büyük bir şok yaşayan Dilara, sakladığı ölü bedenin yerinde olmadığını fark ediyor, daha sonrasında çok daha üzücü bir haber alıyor. Uzun süredir görüşmediği kuzeninin ölümünü öğrenen kız başsağlığına gidince büyük bir şok yaşıyor. Sakladığı ancak ortadan kaybolan ölü aslında hayatını kaybettiği söylenen kuzenine ait ve ortada çözülmeyi bekleyen büyük bir sır var.

Kabuslar, olmadık yerden gelen sesler ile hayatı cehenneme dönüşen Dilara, arkadaşı Merve'nin desteği sayesinde bir psikiyatr ile tanışıyor. Bu noktadan sonra olaylar gerçeklik ve hayal arasında gidip gelen, son ana kadar farklı ipuçlarının seyirciye sunulduğu, gerilimin beklendiği seviyede seyrettiği bir forma kavuşuyor.

Filmin müziklerine de imzasını atan Emre Aydın, her ne kadar iliklerinize kadar sizi korkutacak bir iş sunmasa da, ilk denemesi ile kendisine bir şans verilmesi gerektiğini gösteriyor. Cinni: Uyanış, artıları ve eksileri ile her şekilde izlenebilirliği olan, Aydın'ın bu piyasada artık ben de varım, dediği bir proje.