Hesabım
    Mavi Kadife
    Ortalama puan
    4,0
    238 Puanlama
    Mavi Kadife hakkında görüşlerin ?

    46 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    20 Eleştiri
    3
    12 Eleştiri
    2
    4 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.067 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da yazan David Lynch'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Blue Velvet”, "neo - noir" tarzda kurgulanmış ve gizemini son anına kadar koruyan bir gerilim olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, ham çekimler toplamının dört saatlik bir süreye sahip olduğu ve editör masasında; bağımsız (indie) Amerikan dağıtımcı firma De Laurentiis Entertainment Group ile yapılan anlaşmanın yanı sıra NBCUniversal, Paramount Global, Warner Bros. Entertainment, Walt Disney Studios, Sony Pictures ve Netflix'in üyesi oldukları MPAA'nın (Amerikan Sinemacılar Derneği) şiddete yönelik hassasiyetleri de göz önünde bulundurularak, (diğer iki saatlik kısmı, Primetime Emmy Ödülünü, bir Lynch klasiği olan "Twin Peaks -1990" sayesinde kazanan Duwayne Dunham tarafından altın makas ile tırpanlanarak) iki saat halinde sinema seyircisiyle buluşturulan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Karısı Frances (Priscilla Pointer) içeride oturmuş televizyon izliyorken bahçeyi sulamakta olan Tom Beaumont (Jack Harvey), aniden felç geçirerek yere yığılıverir...

    Bunun üzerine oğulları Jeffrey Beaumont (Kyle MacLachlan), doğup büyüdüğü Kuzey Carolina, Lumberton'a dönerek; hastanede yatmakta olan babasının ziyaretine gider...

    Hastane çıkışında eve doğru yürürken geçmekte olduğu boş bir arazide, çocukça bir refleks göstererek, çöplükte gördüğü şişeye atacağı taşı almak için yere eğildiğinde Jeffrey; üzerinde karıncaların gezinmekte olduğu, kesilerek kopartılmış bir insan kulağına rastlar...

    Kulağı, yine yerden aldığı bir kağıdın içine saran Jeffrey soluğu; çocukluğundan beri tanıdığı Dedektif John Williams'ı (George Dickerson) görmek üzere kasabanın karakolunda alır...

    Böylelikle de polis, kapsamlı bir soruşturma başlatmış olur...

    ***

    Annesi ile teyzesi Barbara'nın (Frances Bay) tedirgin bakışları arasında; gecenin sessizliğinde dolaşmak amacıyla dışarıya çıkan Jeffrey'in yolu, Williams'ların evine kadar uzanır...

    Zira meraktan neredeyse çatlamak üzeredir...

    Ama dedektif Williams'ın ağzından tek kelime dahi alamaz...

    Bayan Pam Williams (Hope Lange) ile de tanışan Jeffrey, evden ayrıldığında Williams'ların; kulak hakkında babasından bir şeyler duyduğunu söyleyen kızları, Sandy (Laura Dern) ile karşılaşır...

    Ki, odasının duvarında Montgomery Cliff'in dev bir fotoğrafı da bulunan Sandy'nin iddiasına göre; o kulak, Lincoln Caddesi'ndeki Deep River apartmanının yedinci katındaki 710 numaralı dairesinde oturan Dorothy Vallens (Isabella Rossellini) adındaki bir kadın şarkıcıyla ilgilidir...

    ***

    Ertesi gün Jeffrey, babasının nalburiye dükkanın da çalışmaya başlasa da, otomobili ile lisenin önüne uğrayıp; diğer kızların şaşkın bakışları arasında, Sandy'i alarak bir restorana götürmeyi de ihmal etmez...

    Çünkü Jeffrey ona, kafasındaki; Dorothy'nin evine gizlice sızma planından söz edecektir...

    Şöyle ki, böcek ilaçlamacısı kılığında kapıyı çalarak içeri girecek olan Jeffrey; daha sonra gizlice dalarak, araştırma yapabilecekleri bir pencereyi açık bırakacaktır...

    Bunun için de Sandy'nin Yehova Şahidi kılığında kapıya gelerek Dorothy'i oyalarken; Jeffrey'e, zaman kazandırması gerekecektir...

    ***

    Neyse...

    Jeffrey ile başta aklına pek yatmasa da, nihayetinde ikna olan Sandy, Deep River apartmanının önüne park ederler...

    İlaçlama pompasını sırtlayan Jeffrey binaya giriş yaparken ikili; Sandy'nin kapıyı çalma sırasının, üç dakika sonra geleceği hususunda da mutabakata varırlar...

    ***

    Çok geçmez...

    Jeffrey mutfağı ilaçlarken çalınan kapıdan, Jeffrey'nin Sarı Adam (Fred Pickler) lakabını taktığı sarı ceketli birisi, kafasını uzatıverir...

    İşte o adam yüzünden de Sandy, kapıya gelememiş ve Jeffrey'de pencereyi açamamıştır...

    Fakat kapıyı açıp açmayacağını bilmediği halde ortalıkta durmakta olan bir anahtarı, cebine indirmeyi de ihmal etmemiştir...

    ***

    Anlaşmaya göre akşama, önce Dorothy Vallens'ın şarkı söylediği kulüpte yemek yiyecek ardından da; Jeffrey'in yürüttüğü anahtarı kullanmak suretiyle, aynı Dorothy'nin dairesinde özgürce dolanacaklardır...

    ***

    Yeni tasarı çerçevesinde:

    1 - Dorothy sahnedeki yerini alıp “Blue Velvet” şarkısını mırıldanmaya başlar başlamaz; Heineken'lerini yudumlamakta olan Jeffrey ile Sandy, kulübü terk edecekler...

    2 - Jeffrey, daireye girerken; otomobilde bekleyecek olan Sandy; evine dönen Dorothy'i görür görmez dört kez kornaya basacaktır...

    ***

    An itibarıyla Jeffrey daireye intikal etmiş ve içtiği biranın da etkisiyle, çişini yapmak gayesiyle banyodaki klozetin başına geçmiştir...

    Aynı esnada, Dorothy ve kendisine eşlik eden Jimmy'de gelmişlerdir...

    Ancak Jeffrey, klozetin sifonunu çekmesi sebebiyle, Sandy'nin çaldığı kornanın sesini duyamamış ve kendini:

    Yaşanan her şeyin nedenlerini, bizzat gözlemleyerek açıkça kavrayabileceği; odadaki gardırobun içine atarak, manyaklığı tartışmasız olan Frank Booth (Dennis Hopper) gerçekliği ile yüzleşecektir...

    Dakika 35...

    Farkındayız erken kestik...

    Elbette tarzımız gereği bunu, sizler için yaptık...

    Yoksa istemeden de olsa "spoiler" vermeye başlayacak ve aradan geçen bunca uzun zamana rağmen, fırsat bulup da filmi henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçıracaktık...

    İşte tam da bu çerçevede, vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz bu filmin; geride kalanında sizleri, 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Bu filmi beğeniyle izleyenlere, David Lynch’in, “ ‘Amazing Grace’ şarkısındaki gibi. Görüntüler kaybolmuştu ama şimdi bulundu” dediği; kesilmiş sahnelerinin 53 dakika 16 saniyelik kısmını ihtiva eden ve sinemaseverler ile 2014 tarihinde buluşturulan "Blue Velvet Lost Footage"ı da (1986) hararetle öneriyoruz...
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    6 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    DAVİD LYNCH GİBİ BİR DAHİ YÖNETMENİ DÜNYA SİNEMASINA TANITAN FİLM

    Sinemanın zeki yönetmenlerinden David Lynch’nin 1986 yapımı Blue Velvet, daha sonra çekeceği ve çok ses getireceği Lost Highway ve Mullholland Dr.'ın temellerinin atıldığı bir film. Yol çizgileri, kafeterya sahnesi, kırmızı perdeler, odadaki garip kadınlar ve sarışın-esmer kadın ikilisi ile yavaş yavaş David Lynch’in gizli dünyasına giriyoruz. Sinemada sürü geleneğini sürdüren bir çok yönetmenden ayrılmaya başladığını açık açık gösterdiği Blue Velvet filmi yakın dönem post-modern sinemanın giderek kült halini aldığı bir film. “Eraserhead” ve “The Elephant Man” gibi sarsıcı filmlerden sonra Dune (1984) denemesi oldukça kötüydü. Neyse ki bu kötü gidiş hat çok uzun sürmedi ve 2 yıl sonra Blue Velvet’i çekti. İlk sahnesi ile The Godfather’in babası Don Vito Corleone’nin (Marlon Brando) ölüm sahnesini hafiften andırmıyor değil. David Lynch filmlerinin çoğunda simgesel ve sürrealist bir anlatımı bulmak mümkün. Sanırım bu iki anlatım tarzını kullanmadığı tek film 1999 yapımı The Straight Story’dir. David Lynch,nin özel hayatını bilmiyorum fakat filmlerinde aykırı karakterlerin kullanımını kendi özel dünyasında ayrı bir yerinin olduğunu düşünüyorum. Felsefeye ayrı bir önem verdiğini bildiğim için sinemayı yorumlama şeklinin bundan dolayı farklılık gösterdiğini düşünüyorum. Fetish, piskopat, yarı insan görünümlü karakterler ve sarışın-esmer kadın ikilisini sürekli kullanmasını seven bir yönetmen. Blue Velvet’de de bunu açıkça görüyoruz. Laura Dern’nin gençlik yıllarına dönüyoruz, kendisin daha sonra yine bir David Lynch filmi olan 2006 yapımı İnland Empire’da göreceğiz. David Lynch’in belki de Blue Velvet’le başlayan sarışın kız (Laure Dern) ve esmer kız (Isabella Rossellini) takıntısı yönetmenin daha sonraki filmlerinde daha da ayyuka çıkacak. Blue Velvet | 1986 Blue Velvet gizem ve polisiyenin bir araya geldiği filmdir. Sinemanın en önemli unsurlarından birisi olan merak ve gizemi içerisinde bol miktarda barındırıyor. Ne olacağını merak ederek filmin sonuna kadar gidiyoruz. David Lynch bize filmde beklentilerle olması gerekenler arasında bir ikileme sokuyor. Jeffrey Beaumont (Kyle MacLachlan) gizem dolu bir dünyanın içerisine girdiğinde bizim beklentilerimizle olması gerekenler arasında gidip geliyoruz. Kıyafet dolabına saklandığı sahne sonrasında Dorothy Vallens ve Jeffrey Beaumont arasındaki yaşananlar fantezi içerikli bir beklentiyi karşılarken aynı zamanda Dorothy Vallens’in karakteri hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. David Lynch’in fetişizme kaçan cinsellik anlayışı bir kadın üzerinden iyi bir şekilde anlatılmış. Dayak yiyerek sürekli tecavüze uğrayan birisi, kendi isteği ile girdiği bir cinsel ilişkiden de aynı beklentiler içerisine giriyor. Film konusu itibarı ile aslında çok basit ve anlaşılır fakat film David Lynch’nin elinde bir kaç kat daha yükselmiş. Filmin tuhaf ve gizemli olmasının nedeni elbette David Lynch yönetimidir, peki film neden tuhaf? Kesik bir kulağın gizemli bir dünyaya yol almasından başlayıp, Frank'in Jeffrey'i döverken arabanın üzerine çıkıp dans eden kadınla devam edip, dayak yiyerek sevişmeyi arzulan bir kadının varlığından dolayı tuhaf. Filmin çekim yılına bakarsak, David Lynch’nin böylesine uçuk BDSM sahneleri olan filmlerin sinema pazarında tutulmayacağını bildiği halde yine de idealini gerçekleştirmesi oldukça önemlidir. İsmini Bobby Vinton’un “Blue Velvet” şarkısından alan “Mavi Kadife” David Lynch sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir film. David Lynch’in tarzına alışmamış henüz onun sinema dünyasını anlayamamış kişilerin pek yanaşmaması gereken bir film.
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
    Belkide konu itibariyle en anlaşılır Lynch filmlerinden biri.Saplantılı filmin atmosferine uygun karakterlerle süslü bezeli, ipe sapa gelmez bir konuyu muhteşem dekorlu yerlerle kusursuz bastırılmış duyguların çıkamayacağını film bittiğinde içinizde kalan ukteyle belli eden muhteşem film.8/10
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    Baştan sona sürükleyici bir tempoda geçen , estetik bir Lynch filmi .
    Dennis Hopper da psikopat Frank karakteriyle harikalar yaratmış .
    10/7 .
    naked-soul
    naked-soul

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Ekim 2006 tarihinde eklendi
    yönetmeni takip etmek için ilk olarak bu filmi izlemem gerektiğini okudum birkaç arkadaşın yorumunda ve öyle de yaptım.gerçekten çok güzel bir filmdi yani bundan 20 sene önce de çekilmiş olsa günümüzdeki bir çok gerilim türü filme göre kat kat daha geriyordu.ben çok beğendim hatta sonunu soluğumu tutarak bekliyordum ancak filmin gidişatına göre biraz fazla durgun bir finalle noktalandı ama yine de hoştu.8/10
    widmark-2
    widmark-2

    Takipçi 457 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    17 Eylül 2009 tarihinde eklendi
    Kalburüstü bir oyun gibi bu film
    Tüm oyuncular alkışa değer performanslar veriyor. Linç olmaya hazır mısınız?
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    8 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Ne etkili bir gerilim ne de etkili bir dram.. ikisi de olmamış.. fazlasıyla yüzeysel karakterler ile derinliği olmayan bir film ortaya çıkmış.. akıcı ama etkisiz ve basit bir film mavi kadife.. 5/10
    deckard76
    deckard76

    Takipçi 317 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Banliyo yaşamının karanlık dünyasına gizemli ve gerilimli bir yolculuğu anlatan yapım Lynch sinemasının tüm özelliklerini barındırıyor.Psikopat Frank Booth rolünde usta aktör Dennis Hopper en unutulmaz müthiş kötü adam tiplemelerinden birinde muhteşem.8/10
    delicewatt
    delicewatt

    Takipçi 244 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Ocak 2007 tarihinde eklendi
    herşeyiyle ince düşünülmüş, müthiş bir kara film.
    moonlight-2
    moonlight-2

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Eylül 2009 tarihinde eklendi
    Sağlam bir olay kurgusuyla seyirciyi filmin en başından sonuna kadar sürükleyebilecek ve nadir anlaşılabilen fakat her filmi gibi rahatsız eden david lynch eseri.. Özellikle Isabella Rossellini ve Dennis Hopper çok başarılıydı..
    kolaric
    kolaric

    Takipçi 169 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    4 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
    lynch'in en anlaşılır, en "izlediğim tüm bu şeyler gerçek ve birbiriyle tutarlı" dedirten filmlerinden biri olduğu aşikardır. takip edilebilir bir olay örgüsü, gözümüzün içine sokulan anlaşılır metaforlar, fazlaca karikatür karakterler, mücadelenin çözüme kavuşması.. aynı şey renkler ve ışık oyunları için de geçerli. mavi-kırmızı kontrastı bazen rahatsızlık verecek dozda. ama lost highway ve mulholland dr'ı izlerken duyulan tatmini veremeyen bir film sanki blue velvet. diğer filmlere kıyasla çok daha güzel bir soundtrack, böcekti kulaktı makastı kuştu bir yığın net ve hoş göndermeler, yine absürt yan karakterler. ama bir lycnh filmini bitirdikten sonra sorulan "ee?" sorusu yok blue velvet'ta. her şey o kadar net ve gerçek ki diğer filmlerini referans alarak oturduğunuz koltuktan kalkarken yarım saat sonra üzerine konuşacak ve düşündükçe daha farklı şeyler hissedecek bir eser izlememiş olmak ne acı. çünkü elde avuçta olan belli ve bunlar açıkçası beni pek mutlu etmedi. hayal kırıklığı diyemem, o kadar küstah değilim ama oldies tadında düz bir polisiye/dram filmine lynch sosu dökülmüş gibiydi blue velvet. başka bir yönetmenin imzasıyla izlense başarılı ama lynch diskografisine pek oturmamıştı.
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    10 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    Diğer lynch filmlerine nazaran bu filmi daha az beğendiğimi söylemeliyim.Bana ne aşk hikayesi o kadar tutkulu geldi ne de diğer lynch filmlerindeki gerilim. 5/10
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    Bir ilginç David Lynch filmi daha 10/8 puanı rahat alabilecek farklı bir film..
    gskaltay
    gskaltay

    Takipçi 414 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    17 Eylül 2006 tarihinde eklendi
    sıkılmadan sonuna kadar merakla izleyebileceğiniz etkileyici bir film belki sonu biraz daha merak uyandırıcı bitseydi daha iyi olurdu yinede çok başarılı tavsiye ederim...
    BABA S.
    BABA S.

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Eylül 2020 tarihinde eklendi
    Favori yönetmenim David Lynch'in ilk müzelik portresi.Duygusal karmaşa ve hiç sevmesemde mükemmel işlenmiş romantik bir atmosfer.Diğer filmlerine bakarak pek Lynch tarzı gibi durmasa da bu filmi izleyip,Lynch'in yöneliminin ve gelişiminin bir şahidi olmak çok keyifli bence.İyi seyirler.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top