Mayhem eleştirileri

Senaryosunu Matias Caruso'nun yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Joe Lynch'in oturduğu “Mayhem”; kullanılan "kara mizaha (dark comedy)" özgü diliyle bizzat kapitalizmin kendisinin ve o kapitalizmin şişirdiği insan egosunun, tüm yönleriyle "tiye" alınarak eğlenildiği sevimli bir aksiyon gerilim olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 2.5 milyon dolarlık mütevazı bütçesine karşın, yeterli miktardaki yeşil perde, görsel efekt ve makyaj teknolojilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüğünü Slavisa Ivanovic'in üstlendiği; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 17.366 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu kapalı tek mekan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

"ID-7 (Idiosa Dartellum 7), stres hormonlarını artıran, sinirsel kanalları engelleyen yani insanın kimlik bilgilerine saldıran ve beyindeki çok önemli bir dengeyi sarsan bir virüstür...

Bu virüs sayesinde örneğin:

Öfkeliyken patrona yumruk atmak yahut da azgınken toplumun içinde kız arkadaşınla cinsel ilişkiye girmek gibi, aptalca şeyler yapmamızı engelleyen; duygularla akıl arasındaki denge, geçici olarak kesilir ve kısıtlamaların azalmasına neden olur...

Temel içgüdüler; duygusal olarak dengesini kaybetmiş insanda, yüzeye çıkmaya başlar...

Sosyal medya, kırmızı göz virüsünü birçok açıdan etiketledi...

Kısacası:

Bu virüs; temel insan haysiyetini, hastalık iznine çıkartır...

***

Kırmızı göz virüsünün ilk bildirilen vakası, 18 ay önce Des Moines, Iowa'da meydana gelmiş ve hızlıca dünyaya yayılmıştır...

O tarihten bu yana; yarısından çoğu ABD'de gerçekleşen, binin üzerinde teyit edilmiş vaka mevcuttur...

Ancak Amerika'daki CDC (Centers for Disease Control and Prevention / Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) olaya, iyimser bir gözle bakmaktadır...

Zira bir an önce virüsü test edip, yıl sonuna kadar geliştirilecek aşı aracılığıyla; bütün hastalıkları, iyileştirebileceğini düşünüyordu...

Ayrıca...

Virüsün ölümcül olmadığı da dillendiriliyordu...

Ki, teknik olarak bu doğru olsa da; kendisine virüs bulaşmış olanlar, aynen Nevil Reed (Vladimir Aleksic) vakasında olduğu şekilde başkalarını öldürebilirdi...

Zaten yasal savunmasında da; virüs yüzünden duygularını kontrol edemediğinden davranışlarının sonuçlarının, kendi sorumluluğunda olmadığı ileri sürülmüş ve yasalardaki boşluktan da yararlanılarak dava düşürülmüştü...

Yani...

Nevil kendini kaybetti ve çalışanını hunharca öldürdü...

Ama bir doktor raporuyla bundan, kolaylıkla sıyrıldı..."

***

Yukarıda sıraladığımız, ID-7 virüsünün niteliği ile yol açtığı sonuçlarına ilişkin bütün bu bilgileri bize:

Towers & Smythe Danışmanlık (TSC) hukuk firmasında avukat olarak çalışan ve Nevil Reed davasını kazanmasının ardından hızlıca terfi eden ("The Walking Dead" dizisindeki Glenn Rhee karakteriyle şöhrete ulaşan Steven Yeun'un canlandırdığı) Derek Cho vermektedir...

O günlerde para ve ünlü olmayı hırs yapmış olan Derek, savunmasını üstlendiği adamın; suçlu olup olmamasıyla zerre kadar ilgilenmemekte ve böylelikle de kendine, binadaki sınırlı sayıdaki odalardan birini kapabilmiştir...

***

Bir sabah...

Derek'in elindeki dosya ile girerek oturduğu, toplantı odasındaki masanın karşısında; müvekkilinin, haczedilen evini geri alabilmek için gecikmiş mortgage borcunu ödemek istediğini söyleyen Melanie Cross (Samara Weaving) oturmakta ve bankaya, kendilerine iki ay zaman vermesi için TSC'nin yardımcı olmasını istemektedir...

Avukat olduğunu da iddia eden Melanie'nin, bir yalancı olduğunu hemen anlayan Derek; prosedürel olarak da yardımcı olamayacağı için toplantı odasını terk ederken evini kurtarmakta karalı olan Melanie'i, davayla ilgilenen şirket ortağının adını sorar...

Evet...

O isim Irene Smythe'dır (Kerry Fox) ve Melanie şimdi de onunla görüşmeyi talep etmektedir...

Bunun üzerine, telefonla güvenliği arayan Derek; Melanie'yi binadan çıkarttırır...

***

Çok geçmez...

Odadaki ID-7 virüsü bulaşmış sürahideki sudan, bir bardak doldurarak içen Derek'in yanına; biraz önce şirketin gözü dönmüş erkek avukatlarından birinin elinden kurtardığı sekreterlerden Jenny (Lucy Chappell) çıkarak gelir...

Çünkü an itibarıyla...

Patron John Towers'ın (Steven Brand) "Siren" misali kulağına üfleyen jurnalcisi Kara Powell'ın (Caroline Chikezie) kendisine kurduğu tuzak nedeniyle, Derek'in başı fena halde derttedir...

Patronun karşısında, umarsızca suçsuz olduğunu ifade etmeye çalışan Derek; oradan ayrılır ayrılmaz, yardımını istemek amacıyla "Boğa" lakaplı Colton Snyder'ın (André Eriksen) yanına gider...

Fakat icra kurulunda, oybirliğiyle alınan karar uyarınca; şirketin İnsan Kaynakları Başkanı Lester "Azrail" McGill (Dallas Roberts), çoktan defterini dürmüştür bile Derek'in...

***

Artık Derek'in yapması gereken tek şey; odasındaki özel eşyalarını toplayarak, içine koyduğu bir kutu ile beraber binayı terk etmesidir...

Ama o da nesi...

Ani bir karar ile içinde ID-7 virüsü tespit edilen tüm bina; etrafını saran, elleri silahlı SWAT ekiplerince kapatılarak karantinaya alınmasın mı...

SWAT eşliğinde nötralizasyon çalışmalarını başlatan CDC ekiplerinin belirttiğine göre karantina; virüsün etkisini korumasının beklendiği, sekiz saat boyunca sürdürülecektir...

Böylelikle de, dışarıya çıkamayan Derek dahil; içerideki herkes için bina, bir can pazarı halini alacaktır...

Dakika 27...

Çekimleri, Sırbistan'ın başkenti Belgrat'ta gerçekleştirilen bu bağımsız (indie) Amerikan filminin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sıkılmadan izleyeceklerini umduğumuz, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

İzlediğim en ilginç virüs ve karantinalı filmdi. Gerilim ya da korku filmi diyemeyiz bunun adına. Eğlenceli bir aksiyon filmi gibi olmuş. İzlemeye değer.

Bence gayet eğlenceli ve keyifli bir filmdi kan oranı yüksekti şirkette virüsün yayılmasıyla yaşanan olayları anlatıyor film yani 10/7 veririm mayhem filmine.