13 DALDA OSKAR ADAYI OLAN VE EN İYİ FİLM YÖNETMEN DALLARINI KAZANAN
MÜZİKLERİYLE ŞARKILARIYLA OYUNVULUKLARIYLA MODERN ZAMAN MASALI BİR FİLM BENİM FİLME PUANIM 10 ÜZERİNDEN 8
del toro'ya helal olsun, adam oscar için her şeyi kullanmış filmde
azınlık meselesi, siyahilerin hakları var,
gay hikayesi var,
fantastik öğeler var,
tanrı, din, incil vb içerikler var,
müzikal var,
amerika - rus çekişmesi var,
avrupa sineması hissiyatı veren atmosfer var
guillermo del toro'nun toplumun tüm ezilen kesimlerini filmin her bir karakteri ile karşımıza çıkardığı; ardından tanrı yer yüzüne inse bile sırf farklı olduğundan onu bile boklarsınız deyip, farklı olanını toplum içinde var olma çabasının zorluğunu yüzümüze çarptığı baş yapıt.
durmadan ezilen ve siyahi olmasına vurgu yapılan temizlik işçisi, konuşma engelli bir kadın, gay bir ressam ve duyguları olan bir balık-tanrı yaratık. insan egosunun nasıl topluma zarar verdiğini, kokuşmuşluğunun en az elden düşmeye yüz tutmuş çürümüş bir parmak kadar kötü olduğunu, ince ince anlatmış bizlere...
siyasi görüşlerinden dolayı amerikan sinemasında hep şeytanlaştırılmasına alıştığımız rusları bile farklı bir perspektiften ele alıp gerçek iyiliğin vicdan kökenli olduğu hatırlamamızı istemiş. dünya görüşlerinden dolayı kutuplaşarak birbirini yok etmek isteyen iki savaş makinesi toplumun acımasız çekişmesinin olduğu soğuk savaş dönemini fon olarak kullanarak yine filmin vermek istediği ana mesaja büyük katkıda bulunmuş.
öyle bir film düşünün ki, masalsı bir anlatımda iyilik-kötülük eleştirisi, ırkçılık, engelli ve lgbt bireylerin toplum içinde yaşadığı sorunları, farklı olmanını ne derece zor olduğunu, ince ince aktarmayı başarsın size. shape of water çok sıcak bir hikaye ile bunu başarıyor. bunu yaparken de incil kökenli göndermeleri ve tanrı metaforunu kullanmayı ihmal etmiyor.
belki de sizin eksiklik olarak gördüğünüz şeyler tanrı gözünde bir mükafattır deyip hikayesini bağlıyor.
Filme gelince soğuk savaş ruhunu hissettiren oldukça ilginç bir film olmuş. zaten film, senaryoya göre 1962 yılında ve baltimore'da geçiyor. meksikalı yönetmen guillermo del toro'nun tarzına çok uygun düşen ve yönetmenin daha önceki filmlerinden pan's labyrinth'i anımsatan yapım, yalnızca 19,5 milyon dolarlık mütevazı bir bütçeyle çekilmesine karşın 150 milyon doların üzerinde gişe yapmayı başarmıştır. daha önemlisi ise, filmin tamı tamına 13 dalda oscar adayı olmayı başarmasıdır. sally hawkins hakikaten de rolüne çok iyi uymuş ve ödülü hak etmiş. alexandre desplat imzalı filmin ana tema müziği de oldukça dikkat çekici ve oscar adayı olmayı başarmış hoş bir beste. ayrıca filme 1960'ların sevilen oldielerinden bazıları da (la javanaise, you'll never know, theme from a summer place, babalu vs.) yerleştirilmiş. sonuçta, oldukça iyi bir duygusal film bana göre en etkileyici yanı filmin atmosferi idi. özellikle o altmışlı yılların, korku filmlerinde de kullanılan laboratuvar ortamı takdire şayan bir görsel ziyafetti. oyunculuklar muazzam. özellikle michael shannon oynamaktan ziyade resmen rolünü yaşamış.