Simülasyon; Küp ile Açlık Oyunları’nın bir harmanı
Yazar: Atlantisten Gelen AdamAdı konulmamış bir dünya savaşının içerisindeyiz. Yaşadığımız sanal gerçeklik içinde, en popüler oyunların “adam vurmalı” şiddet sarmalı içerisinde bir fenomene dönüştüğü aşikâr. İşte Simülasyon da günümüzde artık tuhaf bir tutku haline gelerek sosyalliğin alternatifine dönüşen ve ortalama teenager için en popüler etkinliklerinden biri olan sanal oyunlara odaklanıyor. Bir grup genç adeta bir sanat eseri olan sanal oyunu denemeleri için davet alırlar.
Filmde kurgulanmış sanal gerçeklik içerisinde birbirlerini tanımadan bir araya gelerek para ödülüne erişmeye çalışan bir grup genç insanı belli bir amaç dahilinde birbirlerine kenetlenme ya da düşman olma hedeflerine odaklanıyoruz. Bu noktada filmin bir Açlık Oyunları serisini akla getirdiğini vurgulamalıyız. Tabii görünmeyen bir düzenin varlığı da bir noktada Küp serisini de çağrıştırmaktadur. Oyunu başarıyla tamamlayan kişiye 100.000 dolar ödül verilecektir ancak evdeki hesabın çarşıya uymayacağı da kısa zamanda kendini gösterecektir. Bu minvalde Simülasyon’un da senaryo bağlamında çok fazla klişeye yaslandığı ve türdeşi filmlere fazla gönderme yaptığını söylemek mümkün.
Beyazperde sitemizin hazırladığı muazzam filmler listesi, “15 Filmle Sinemada Sanal Gerçeklik”, birbirinden değerli filmleri Simülasyon filminin de yeraldığı bir kulvarda niteliyor. Artık bir yücelik mertebesinde değerlendirebileceğimiz Matrix’ten klasikleşmiş bir Total Recall’a; David Cronenberg’in olağanüstü başyapıtı Existenz’den Christopher Nolan ustamızın Başlangıç’ına A sınıfı yapımlar diye nitelendirebileceğimiz bu bilim kurgu eserlerinden biraz farklı bir segmentte değerlendirmek gerek Simülasyon’u. Ben burada sinemasal vurguyu biraz düşürmeyi tercih ediyor ve Simülasyon’un akrabalık bağı olduğunu düşündüğüm filmleri Emilio Estevez’in başrolde oynadığı Freejack’ten Vincenzo Natali’nin Cube’üne değin, biraz “B+ sınıfında kategorize etmeyi yeğliyorum.
Güncel bir konu olarak Simülasyon’un popülerleşme ve geniş kitlelere ulaşma potansiyelini gözardı etmiyorum. Bununla birlikte artık bir kült statüsüne ulaşmış Blade Runner’dan Matrix serisine yaşadığımız dünya ve fenomenal gerçekliğe dair sorular soran, bu meselelere felsefi sorular soran filmlerin sayısı ana akım anlayışlar içerisinde çölde birer vaha olarak kabul edilir. Simülasyon, onlar kadar derine inmese de bilgisayar oyunları çılgınlığının insanlığı taşıdığı noktaya dair vahim gidişata eleştirel gözle bakmayı deniyor ve bir nebze ticari filmler arasında öne çıkma şansını da taşıyor.
İngiltere yapımı filmin başrollerini daha önce kaydadeğer filmlerde rastlayamadığımız genç oyuncular Morfydd Clark, Tom Benedict Knight, Max Deacon ve Parker Sawyers üstlenirken yönetmenlik koltuğunda oturan Charles Barker’ın filmografisinde de ciddi ilk filmi olarak Simulasyon’u görüyoruz. Doğrusu vasadın üstünde sayabileceğimiz bu yapımla, genç yönetmene yolu açık olsun diyoruz.
@atlantisliadam