Ortalama puan
3,6
yayın

Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

Basın Eleştirisi

Hurriyet

Yazar: Uğur Vardan

‘Kalp Atışı Dakikada 120’, kuşkusuz ‘Mavi En Sıcak Renktir’le bir şekilde akraba. Lakin Campillo’nun yapıtında, Kechiche’in filmindekine benzer bir romantizm, estetik olma çabası yok. Burada daha direkt, sert ve gerçekçi mesajlar, bakış açısı ve yaklaşımlar var. Üstelik film 90’lı yılların trajedileri arasında geziniyor. Yönetmenin sakin anlatımı da olayların ve karakterlerin hazmedilmesi konusunda yardımcı oluyor. Son olarak Sean rolünde karşımıza gelen Arjantin kökenli oyuncu Nahuel Perez Biscayart’ın Mesut Özil’i fazlasıyla andırdığı notunu düşelim. Sadece haftanın değil yılın da en iyilerinden, kesinlikle kaçırmayın.

Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

T24

Yazar: Atilla Dorsay

Sonuç olarak filmi çok beğenenler de var: geçen yıl Cannes’da Altın Palmiye’den hemen sonra ikincilik sayılan Jüri Büyük Ödülü’nün ortaya koyduğu gibi. Fransızların bu yılki Oscar’a bu filmi gönderdiklerini de hatırlatayım. Ama nefret edip sonuna dek dayanamayanlar da var... Ne olursa olsun, bu konuya kendisini adamış gözüken yönetmen Robin Campillo’nun Les Revenants- Geri Döndüler ve Eastern Boys- Doğu Yakasının Çocukları’ndan sonraki bu yeni filmi, bence 20. yüzyılın en önemli, en iz bırakan olaylarından biri olan AİDS hastalığının başlangıç günleri üzerine ilgiyi hak eden, cesur bir yapım.. Görülüp üzerinde düşünülmesi gereken... Ve diyelim ki Suffragette- Diren filmi nasıl kadınların siyasal hakları üzerine bir bayrak-film olduysa, bu film de ‘gay camia’ için aynı önemi taşıyabilir.

Eleştirinin tamamı için: T24

Milliyet

Yazar: Nil Kural

AIDS konusunda bir bilinç yaratıp hem toplumu hem de hükümeti ve ilaç şirketlerini bu konuda harekete geçirmeye çalışan ACT-UP Paris grubuna odaklanan film, grup dinamikleri, fikir ayrılıkları, yükselen tansiyonla aktivist grubun içine bakıyor. Diğer yandan yeşeren bir aşka odaklanırken toplumdan bireysele duygu yoğunluğunu koruyarak geçiyor. Bu geçişi zor izleğe rağmen izleyicisini dünyasının içine almak, duygusuna ve meselesine ortak etmek konusunda hiçbir sorun yaşamayan film, yılın ilgiyi en çok hak eden yapımlarından biri.

Eleştirinin tamamı için: Milliyet

Birgün

Yazar: Cüneyt Cebenoyan

KAD120’nin ilk yarısında daha çok aktivist grubun toplantılarına ve eylemlerine tanık oluyoruz. Filmin ikinci yarısı diyebileceğimiz bölüm ise daha çok bu gruptan iki bireyin trajik aşkına odaklanıyor. Bence filmi özel kılan ilk bölümü. Bu bölümü seyrederken aklıma 2008’de Cannes’da Altın Palmiye kazanan Entre Les Murs (Sınıf) gelmişti. Sınıf, adı üstünde bir orta öğretim okulunun bir sınıfında geçiyordu ve sınıf içi tartışmaları ve dinamikleri çok etkileyici bir şekilde yansıtıyordu. Sınıf’ın aklıma gelmesi boşuna değilmiş, Sınıf’ın senaryosunu KAD120’nin yazar ve yönetmeni Robin Campillo yazmış. Campillo belki de grup içi tartışma diyebileceğimiz dinamiği en iyi yazan sinema adamı herhalde.

Eleştirinin tamamı için: Birgün
Daha Fazlasını Göster