Netflix'in şu ana kadar yaptığı en pahalı film olarak lanse edilen Bright, aylardan beri nasıl sonuçlanacağını merak ettiğim bir işti. Çünkü David Ayer, arada sırada Suicide Squad ve Sabotage gibi zayıf filmler yapsa da, Fury ve End Of Watch ile kendisini kanıtlamış bir yönetmen. Ayrıca filmin senaristi de American Ultra ve Chronicle'ın senaryolarını yazmış Max Landis'di. Landis hakkındaki düşüncelerim de neredeyse Ayer'le aynı. Adamın son derecede yaratıcı fikirleri var ve Victor Frankenstein gibi ortalama bir filmin senaryosunu yazmış olmasına rağmen, bu yaratıcı fikirlerin varlığını rahatça görebiliyorsunuz. Bu yüzden Ayer ve Landis'e bir kısıtlama getirilmeden kendi istedikleri filmi sunabilecekleri için, Bright'dan ümitliydim. Bu yüzden ortada bu kadar potansiyel varken, çıkan sonuç bundan çok daha iyi olmalıydı.
Fazla spoiler vermeden filmimiz, Orkların, Elflerin ve insanların birlikte yaşadığı günümüz dünyasında geçiyor ve iki polisin devriye sırasında sihirli bir değnek keşfedip bunu korumaya çalışmalarını izliyoruz. Yani bir nevi "Traning Day" ile "Lord Of The Rings"in bir araya gelmesi gibi.
Önce iyi yanlardan başlayalım. Joel Edgerton ile Will Smith arasındaki kimyayı iyi buldum. Filmin başlarında ikiliye biraz ısınamasanız da, sonlara doğru aralarındaki kimya iyice pekişiyor. Bu ikili, benim için filmi izlenebilir kılan en büyük etmendi.
Bunun dışında Max Landis'in ortaya attığı fikirleri ve David Ayer'in bunlarla yarattığı dünyayı etkileyici buldum. Her ne kadar çıkan sonuç bu potansiyeli yeterince kullanmasa da, bu farklı fikirlerin yaratılmış olmasını görmek hoştu. Hatta ortaya atılan konsept, filmin kendisinden çok daha ilgi çekiciydi.
Ayrıca tahmin edebileceğiniz gibi aksiyon sahneleri ve görsel efektler başarılıydı. Özellikle de filmdeki makyajlara hayran kaldım, hatta bu kategoride Oscar'ı kapmış olan Suicide Squad'dan daha başarılı buldum. Bir Netflix filmi olduğu için Bright, bu dalda Oscar'a aday olur mu bilmem ama yine de filmdeki makyajlar kesinlikle göz ardı edilmemeli.
Ve genel anlamda filmi eleştirmenlerin yerden yere vurduğu kadar kötü bulmadım. Dediğim gibi Will Smith ile Joel Edgerton'ı birlikte izlemek keyifliydi, ortaya atılan fikirler dikkat çekiciydi ve filmi izlerken sıkılmadım. Eğer Traning Day gibi polis filmlerini seviyorsanız, muhtemelen Bright'ı izlerken iyi vakit geçireceksiniz. Ben ise Bright'ın bundan daha fazlası olmasını beklerdim.
O halde gelelim kötü yanlara. Filmin bende en büyük hayal kırıklığı yaratan tarafı, Max Landis'in senaryosuydu. Yine altını çiziyorum, senaryoda ortaya atılan harika fikirler var ama Landis bu fikirlerle ne yapacağını bir türlü bilememiş. Hatta elimizdeki filmde bunların neredeyse hiçbiri kullanılmamış. Bu filmin Traning Day'den tek farkı, içerisinde senaryoda düzgün bir yeri olmayan Orklar ile Elflerin olması ve biraz farklı bir atmosferde geçmesi. Bir de senaryoda daha az şeyin yaşanması. Netflix, Bright'ın bulunduğu dünyayı genişletmek için devam filmleri çekmeyi düşündüklerini açıkladı. Fakat bu dünyanın genişlemesini istemem için, ilk önce bu filme ilgi duymam lazım. Ve ben bu filme ilgi duymadım. Çünkü senaryo o kadar zayıftı ki!
Bright, aynı anda sade bir polis dramı olmaya, Orklara yapılan ayrımcılık üzerine günümüze bir gönderme yapmaya ve bütün bunlar yaşanırken "Lord Of The Rings" tarzı bir epik olmaya çalışıyor. Sonuçta film, bunların hepsinde başarısız oluyor. Dram desen filmdeki hiç kimseyi umursamadım çünkü senaryo olabilecek en tahmin edilebilir şekilde ilerliyordu. Gönderme desen evet, filmde bu konu hakkında yaratıcı olabilecek göndermeler var. Ama bunların hiçbiri bir yere varmıyor. Büyülü değnek meselesi devreye girer girmez, iyi potansiyele sahip yan hikayeler bir kenara atılıyor. Ve de en önemlisi, Bright bir epik değildi. Aksiyon sahneleri, diyaloglar ve filmin aceleye getirilmiş finali olabilecek en sıradan şekilde hazırlanmış. Bu yüzden sinemada vizyona girme potansiyeli olan bir filmi değil de, sadece televizyon için hazırlanmış bir iş izliyormuş gibi hissediyorsunuz. Mesela filmin 52. dakikasında gösterilen şehir manzarasında, ekranın sağ üst köşesinde bir ejderhanın olduğunu görebiliyorsunuz. Peki film bununla ne yapıyor? Hiçbir şey. Bu filmde yapılabilecek bütün harika şeyler bir devam filmine saklanmış ve bu yüzden elimizde bu sıradan ve unutulabilir film kalmış.
Bu yılın en büyük hayal kırıklıklarından birisiydi Bright. Genel itibariyle film kendisini izlettirip içerisinde iyi şeyler olsa da, elimizde türünün benzerlerini milyon kere izlediğimiz, her türlü heyecan ve tehlikeden kendisini kısıtlamış bir film kalmış. Herkesin dilinde dolaşacak epik bir maceradan ziyade, bir kereliğine sıkılmadan izleyebileceğiniz ve ertesi gün çoğunu unutacağınız bir iş olmuş Bright. Kötü bir film değil ama kesinlikle boşa harcanmış bir fırsat.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Joel Edgerton ve Will Smith'i bir arada izlemek.
+ Yaratıcı fikirler.
+ Sıkıcı olmayan tempo.
+ Başarılı makyajlar ve görsel efektler.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Kolayca unutulabilir olması.
- Senaryonun tahmin edilebilir olması.
- Elindeki potansiyeli elinin tersiyle itmesi.
- Alelacele biten final.
TOPLAM PUAN: 5.8/10