Hesabım
    Vahşiler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Vahşiler

    Meselesiyle Kıymetlenen Bir Film…

    Yazar: Başak Bıçak

    Jeff Bridges’ın Oscar kazandığı Crazy Heart ile yönetmenlik kariyerine giriş yapan Scott Cooper, bu kez şansını western türünde, Christian Bale ve Rosamund Pike ikilisi ile deniyor. Hostiles (Vahşiler), Cooper’ın bir önceki filmi Black Mass’ın (Kara Düzen) yaşattığı hayal kırıklığını unutturmak istercesine güçlü performanslarla karşımıza çıkan bir yapım.

    Esas bir Amerikalının sert ve katil ruhlu olduğuna ve bunun hiç değişmediğine dair, İngiliz şair ve yazar D.H. Lawrence’ın sözleriyle açılan Hostiles, izleyen sekansta bu düşünceyi destekleyen bir girişe imza atıyor. Yerlilerin saldırısına uğrayan bir aileyi izlediğimiz sahneden sonra yavaş yavaş ana karakterlerin yollarıyla birlikte geçmişleri de birleşmeye başlıyor: Tüm ailesini yerlilerin saldırısı sonucu kaybeden bir kadın ve yıllarca yerlilerin yol açtığı korkunç ölümlere tanıklık etmiş bir Yüzbaşı… Hikâyenin çatışma fikri ise basit: Yerli bir kabile reisinin başka bir yere nakledilmesi ile onlara eşlik etmek zorunda kalan Yüzbaşı Blocker (Christian Bale) ve yolda onlara katılan, yerlilerin zulmünden muzdarip Rosalie’nin (Rosamund Pike) bir araya gelmesiyle senaryonun ayakları belirginleşmeye başlıyor.

    Hostiles’in şansı işte bu sac ayaklarında… Yani, üç ana karakterin güçlü oyuncular üzerine kurulmuş olmasında… Yönetmen Scott Cooper da bu şansı iyi değerlendiriyor ve çoğunlukla tempo sorunu yaşayan, yer yer yetersiz kaldığı hissi yaratan senaryosuna rağmen oyuncu performanslarıyla macerasını sonuna dek sürüklemeyi başarıyor. Gone Girl ile kariyerini ayrı bir noktaya taşıyan Rosamund Pike, filmin asıl itici gücü haline geliyor ve esas itibariyle Christian Bale’dan beklediğimiz karakter dönüşümünü daha net hissettiren kişi oluyor.

    Hostiles’ın anlatmak istediği ise basit bir yolculuk filmi olmanın çok ötesinde… Son yıllarda bilhassa Akademi’nin dağıttığı ödüllerle daha çok gündeme gelen ırkçılık, öteki vb kavramlar, filmin ana meselesi haline geliyor ve giriş sekansında ifade ettiği sözleri yalanlamak istercesine “insan olma hali” üzerine yoğunlaşıyor. Geçmişte benzer deneyimler yaşamış farklı statülerden karakterlerin bir araya getirilerek, birbirlerini anlamaya/tanımaya/iletişim kurmaya başlamalarıyla ifade edilen bu fikir, filmi kıymetli kılan yegâne unsur haline geliyor.

    Her ne kadar giriş sekansının peşi sıra başlayan akıcılık sorunları, tempo problemleri, hikâyenin yeteri kadar karakter dönüşümlerine hizmet etmemesi gibi bir takım sıkıntılara sahip olsa da, meselesi itibariyle önemsenmeyi hak eden bir film Hostiles. Yakın zamanda karşılaştığımız Slow West, Brimstone gibi western türünde özgünleşmeyi başaran filmler kadar katmanlı bir hikâye yapısına ve güçlü bir sinema diline sahip olduğunu söylemek zor olur ancak yine türün diğer örneklerinden ayrıldığını kabul edebiliriz.

    Özetle Hostiles, Scott Cooper’ın oyuncu yönetimiyle yeniden kendisini gösterdiği filmi olduğu kadar, western türünde de kıymetli işler çıkarabileceğinin kanıtı oluyor. Durağan anlatımı nedeniyle yer yer zorlayıcı olabilir, yine de görmekte fayda var…

    Başak Bıçak – basakbicak@gmail.com

    https://twitter.com/BasakBicak

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top