Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Bu güzel film büyük bölümünde gözyaşlarıyla izleniyor. Özellikle ilk yarısında ve de finalinde....Ve ırkçılığı gerçek bir günah olarak sergileyip eleştirirken, son derece duygusal olmayı da başarıyor. Ama denetimli, akılcı bir duygusallık bu... İki büyük oyuncu, özlediğimiz iki mütevazi star tam anlamıyla döktürüyorlar: Christian Bale ve Rosamund Pike. İkisinin de gelecek yılın Oscar’larında aday olacağına bahse girerim!.. Ben özellikle korkuyu ve çılgınlığı yüzünde billurlaştırmayı öylesine başaran ve kendine özgü bir güzelliğe sahip Rosamund Pike’ın Rosalie’sine bittim. Kızılderililerin de yan rolleri aşıp (özellikle reiste) gerçek birer karaktere dönüşmüş olduklarını belirtmeliyim..
Eleştirinin tamamı için: T24
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Vahşiler’ (‘Hostiles’), sinema serüvenini uzun süre oyuncu olarak sürdüren, daha sonra da kamera arkasına geçen Scott Cooper’ın imzasını taşıyor. Yönetmenlik kariyerine Jeff Bridges’e ‘En İyi Erkek Oyuncu’da Oscar getiren ‘Çılgın Kalp’le (‘Crazy Heart’) başlayan Cooper, ‘Vahşiler’de modernist bir western hikâyesi anlatırken hem muazzam bir atmosfer kuruyor hem de insanın insana zulmünün (bazılarımız buna ‘ırkçılık’ da diyor) tarihsel hatırlatmalarından birine soyunuyor. Öykü ise uzak ve yakın geçmişin acılarıyla yeterince nefretle dolmuş karakterlerin (buna kocası ve çocukları Komançiler tarafından katledilen Rosalie Quaid de dahil), bir noktadan sonra iç hesaplaşmaya girmeleri ve uzlaşma durumunda kalmaları gibi noktalardan beslenerek ilerliyor. Özellikle Christian Bale’in sürüklediği ‘Vahşiler’ (ki başta ‘Posta Arabası’ olmak üzere genel olarak ‘John Ford filmleri’ havasında), sayısal açıdan bereketli haftanın kayda değer seçeneklerinden.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Ana fikrini, D. H. Lawrence’ın açılışta alıntılanan ‘Amerikan ruhu’ tanımı üzerinden şekillendiren ‘Vahşiler’, ırkçı şiddetin ve kan dökerek egemen olma politikasının çıkmazlarını anlatan sert ama duygusal bir film... Kimin vahşi, kimin medeni olduğu sorusunun cevabı da seyirciye bırakılıyor. Irklar arası gerilimin hâlâ sona ermediği günümüz ABD’si üzerine de kuşkusuz anlamlı bir öykü bu… Başta Christian Bale olmak üzere oyuncuların sağlam performanslar çıkardığı ‘Vahşiler’in anlatımı ve görsel atmosferiyle sıkı bir western olduğunu da belirtelim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Bu güzel film büyük bölümünde gözyaşlarıyla izleniyor. Özellikle ilk yarısında ve de finalinde....Ve ırkçılığı gerçek bir günah olarak sergileyip eleştirirken, son derece duygusal olmayı da başarıyor. Ama denetimli, akılcı bir duygusallık bu... İki büyük oyuncu, özlediğimiz iki mütevazi star tam anlamıyla döktürüyorlar: Christian Bale ve Rosamund Pike. İkisinin de gelecek yılın Oscar’larında aday olacağına bahse girerim!.. Ben özellikle korkuyu ve çılgınlığı yüzünde billurlaştırmayı öylesine başaran ve kendine özgü bir güzelliğe sahip Rosamund Pike’ın Rosalie’sine bittim. Kızılderililerin de yan rolleri aşıp (özellikle reiste) gerçek birer karaktere dönüşmüş olduklarını belirtmeliyim..
Hurriyet
‘Vahşiler’ (‘Hostiles’), sinema serüvenini uzun süre oyuncu olarak sürdüren, daha sonra da kamera arkasına geçen Scott Cooper’ın imzasını taşıyor. Yönetmenlik kariyerine Jeff Bridges’e ‘En İyi Erkek Oyuncu’da Oscar getiren ‘Çılgın Kalp’le (‘Crazy Heart’) başlayan Cooper, ‘Vahşiler’de modernist bir western hikâyesi anlatırken hem muazzam bir atmosfer kuruyor hem de insanın insana zulmünün (bazılarımız buna ‘ırkçılık’ da diyor) tarihsel hatırlatmalarından birine soyunuyor. Öykü ise uzak ve yakın geçmişin acılarıyla yeterince nefretle dolmuş karakterlerin (buna kocası ve çocukları Komançiler tarafından katledilen Rosalie Quaid de dahil), bir noktadan sonra iç hesaplaşmaya girmeleri ve uzlaşma durumunda kalmaları gibi noktalardan beslenerek ilerliyor. Özellikle Christian Bale’in sürüklediği ‘Vahşiler’ (ki başta ‘Posta Arabası’ olmak üzere genel olarak ‘John Ford filmleri’ havasında), sayısal açıdan bereketli haftanın kayda değer seçeneklerinden.
Habertürk
Ana fikrini, D. H. Lawrence’ın açılışta alıntılanan ‘Amerikan ruhu’ tanımı üzerinden şekillendiren ‘Vahşiler’, ırkçı şiddetin ve kan dökerek egemen olma politikasının çıkmazlarını anlatan sert ama duygusal bir film... Kimin vahşi, kimin medeni olduğu sorusunun cevabı da seyirciye bırakılıyor. Irklar arası gerilimin hâlâ sona ermediği günümüz ABD’si üzerine de kuşkusuz anlamlı bir öykü bu… Başta Christian Bale olmak üzere oyuncuların sağlam performanslar çıkardığı ‘Vahşiler’in anlatımı ve görsel atmosferiyle sıkı bir western olduğunu da belirtelim.