En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.065 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
2 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
“The House That Jack Built”; senaryosunu da, Jenle Hallund’ın hikâyesinden uyarlamak suretiyle yazan Lars von Trier’in yönetmen koltuğunda oturduğu psikolojik bir drama…
9,9 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen 152 dakikalık bu film, 14 Mayıs 2018 tarihinde izleyicilerin alkışlı protestosuna sahne olan Cannes Film Festivalindeki ilk gösteriminin ardından 28 Kasım 2018’de “Director's Cut” versiyon olarak (yani sansürsüz haliyle) Amerika’da vizyona girmiş ancak aldığı ciddi eleştiriler neticesinde gösterim ömrü sadece bir gün olabilmiş…
Daha sonra, “R – rated Cut” (17 yaşından küçük olanların bir yetişkinle birlikte izleyebileceği film) versiyonu ile 14 Aralık 2018’de Amerika’da yeniden gösterime sokulan filmin gişe hasılatı 1,4 milyon dolara takılıp kalmış…
Pek çok ciddi tartışmayı da beraberinde getiren bu filmin, 7.1/10 (15.166 oy) ve 3.7/5 (803 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.2/10 (96 yorum) ve 42/100 (27 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan izleyici ve eleştirmen sayısı çok yüksek olmasa da, özellikle de yorumları ile Metacritic’deki Metascore’un oluşmasına katkı veren sinema eleştirmenlerinin gazabına uğrayan (hani neredeyse taşlanarak linç edilen) bir von Trier filmi ile karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Gelin isterseniz, sinema dünyasında ciddi fırtınalara neden olan bu von Trier filmine, yine her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bir de biz bakalım diyelim ve bu bağlamda da pek çok kişiye şaşırtıcı gelecek ilk tespitimizi yapalım:
“Filmin baş rolünde, Lars von Trier’nin bizzat kendisini görüyoruz…”
Oyuncu kadrosuna ilişkin bu tespit üzerine kimilerinin, “Galiba karıştırdın, o oyuncu değil filmin yönetmeni” dediklerini yahut kimilerinin de, “İyi de, von Trier kimi oynuyordu?” şeklinde bir soru sorduklarını duyar gibi oluyoruz…
Elbette, von Trier’nin bu filmin yönetmeni olduğu konusunda herkes kadar bizim de hiçbir şüphemiz yok…
Ancak, “Kimi oynuyordu?” sorusuna verilecek yanıtın da: “Kimi oynamıyordu ki” şeklinde olduğunu da hemen söyleyelim…
Evet, gerçekten de “kimi oynamıyordu…”
Aslında, senaryosu, tarzı ve kurgusu ile bu filmde, bütün karakterlere yaşamı ve ölümü tattıran Lars von Trier’nin ta kendisi değil miydi?
Tabii ki, von Trier bu işi yaparken hiçbir şekilde kameranın önünde yani sahnede olmadığı gibi kesinlikle yalnız da değildi…
"Sahnedeki adam" olarak Matt Dillon, 152 dakika boyunca tarladaki bütün ekinleri itinayla biçmek ve harmanlamak üzere ustaca programlanmış yeni nesil bir biçerdöver gibi oradan oraya koşuştururken, Bruno Ganz ile Uma Thurman gibi oyuncular da varlıklarıyla Matt Dillon’un bu mekanik eylemine duygu değilse de renk katmışlardı…
İşte tam da bu noktada, özellikle de Amerikalı sinema eleştirmenleri, von Trier’e neredeyse sadizme varacak kadar ağır suçlamalar yöneltmişler…
Hatta bu eleştirmenlerin gönüllerini hoş tutmak uğruna von Trier’nin Stalin’i, Hitler ve Mussolini ile aynı karede göstermesine ve bu insanlık suçlarına, ABD’nin Afganistan, Irak, Libya ve Suriye gibi ülkelerdeki yıkıcı eylemlerini ilave etmiş olmamasına rağmen…
Dante’nin Inferno’suna yapılan göndermeler ile dikkat çeken son sözün söylendiği “Katabasis” ve her birinde farklı bir olayın anlatıldığı diğer beş bölümden oluşan bu film, bize göre von Trier’nin “Riget / The Kingdom” (1994 – 1997) sonrası yaptığı en iyi çalışma…
Dolayısıyla, 152 dakika gibi biraz uzun da sayılabilecek süresine rağmen bir an için dahi olsa gözümü kırpmadan izlediğimiz bu film için puanımız 4 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
Son iki not: 1. Bu filmin sansürlenerek kısaltılmış “R – rated Cut” versiyonunu izlemek LPG tüp takılmış Ferrari kullanmak gibi olacağından kesinlikle 152 dakikalık “Director's Cut” versiyonunu izlemeniz önerilir…
2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 2 Ocak 2019 günü saat 01.27’de yazılarak paylaşılmıştır...
Yakın zamanda buraya çok daha detaylı bir eleştiri atmaya çalışacağım ama şimdilik söylemek istediklerim şunlar:Üzerine 3 gün kafa yormalı,kendi çıkarımlarınızı kendiniz yapmalı ve en önemlsi bunun bir lars von trier filmi olduğunu unutmamalısınız...
Lars von Trier kendisinden bekleneni yaparak yine çarpıcı bir filme imza atıyor. Uzun yıllar hatırlanacak bazı sahneler var filmde. Genel anlamda da hikaye akışı tatmin edici. Son on beş dakikada zaten film kopuyor. Bambaşka yerlere sürükleniyor. Yönetmenin tarzına aşina olanlar merak edecek ve beğenecektir. Aşina olmayanlar zorlanabilir. Ne denirse densin ortada bir gerçek var ki, von Trier bir sinema dehası. Dillon'ın oyunculuğu baş döndürücü.Lars von Trier kendisinden bekleneni yaparak yine çarpıcı bir filme imza atıyor. Uzun yıllar hatırlanacak bazı sahneler var filmde. Genel anlamda da hikaye akışı tatmin edici. Son on beş dakikada zaten film kopuyor. Bambaşka yerlere sürükleniyor. Yönetmenin tarzına aşina olanlar merak edecek ve beğenecektir. Aşina olmayanlar zorlanabilir. Ne denirse densin ortada bir gerçek var ki, von Trier bir sinema dehası. Dillon'ın oyunculuğu baş döndürücü.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.