Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Nick Remy Matthew’ün görüntüleri hem bugün onarılmış olarak yeniden ayakta olan dev yapıyı kullanmada, hem de koca kentin yoksulluğunu vermede çok başarılı. Volker Bertelmann’ın müziği de öyle. Oyunculardan Arjun’da Dev Patel her zamanki gibi kusursuz. Amerikalı Armie Hammer herzamanki gibi yakışıklı. Kadınlarda Nazarin Boniadi ve Tilda-Cobham Harvey, Rus Vasili’de Jason İsaacs ve de tüm Hintli oyuncular da çok iyi. Bu ertelenmiş film, bence haftanın en iyisi...
Eleştirinin tamamı için: T24
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Kâfirler’i öte dünyaya yollayan teröristlerin acımasızlıkları ve ölüm korkusuyla hareket eden kurbanların açmazları... Yönetmen Maras, zaman zaman dokümanter görüntülerden (bu arada filme ilham kaynağı olan bir belgesel var; ‘Surviving Mumbai’) yararlanırken, gerilimi bizatihi kanlı eylem sahneleri vasıtasıyla sağlamış. Film bütün bu bölümlerde seyircisini gerim gerim geriyor. Yerel polisin yetersizliğinin yanı sıra deneyimsizliği ve beceriksizliği, otelin dışında çaresizce olan biteni izleyen ve içerideki yakınlarının akıbetini merak eden halk, canlı yayın araçları vs. derken ‘Hotel Mumbai’ gerçekçi çizgilere sahip bir film olmuş. Oyunculuklara gelince: Sih otel görevlisi Arjun’da Dev Patel, Amerikalı mimar David’de Armie Hammer (bu kez fazlaca Kıvanç Tatlıtuğ’u andırıyor), Zehra’da Nazanin Boniadi gayet iyiler. Jason Isaacs’ın performansında sorun yok ama bir Rusu andırmadığı kesin. Kadronun en iyisi ise şef Oberoi rolündeki Anupam Kher.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Birgün
Yazar: Tuğçe Madayanti Dizici
Avustralyalı film yönetmeni, yazar ve yapımcı Anthony Maras bu ilk uzun metrajında iyi yazım teknikleri ve kurgulama başarışı göstermiş, filmi izlerken ilginiz, heyecanınız kolay kolay eksilmiyor. Filmin senaristlerinden olan Maras’ın en büyük başarısı Pakistanlı Müslüman 10 teröristin kulaklıklarla aralarında iletişim kurmalarını ve esas önemlisi hepsinin, onlara yol gösteren lider ile sürekli iletişimde tutması, dolayısıyla seyirciyi de. Yani tüm bu olayları yöneten kişinin sesinin aralıklarla ‘mutlak kötü’ olarak teröristlere konuşması, onlara yön vermesi, tereddüte kapıldıkları anda onları ölüm makinası yerine koyarak korkunç bir şekilde motive etmesi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Nick Remy Matthew’ün görüntüleri hem bugün onarılmış olarak yeniden ayakta olan dev yapıyı kullanmada, hem de koca kentin yoksulluğunu vermede çok başarılı. Volker Bertelmann’ın müziği de öyle. Oyunculardan Arjun’da Dev Patel her zamanki gibi kusursuz. Amerikalı Armie Hammer herzamanki gibi yakışıklı. Kadınlarda Nazarin Boniadi ve Tilda-Cobham Harvey, Rus Vasili’de Jason İsaacs ve de tüm Hintli oyuncular da çok iyi. Bu ertelenmiş film, bence haftanın en iyisi...
Hurriyet
‘Kâfirler’i öte dünyaya yollayan teröristlerin acımasızlıkları ve ölüm korkusuyla hareket eden kurbanların açmazları... Yönetmen Maras, zaman zaman dokümanter görüntülerden (bu arada filme ilham kaynağı olan bir belgesel var; ‘Surviving Mumbai’) yararlanırken, gerilimi bizatihi kanlı eylem sahneleri vasıtasıyla sağlamış. Film bütün bu bölümlerde seyircisini gerim gerim geriyor. Yerel polisin yetersizliğinin yanı sıra deneyimsizliği ve beceriksizliği, otelin dışında çaresizce olan biteni izleyen ve içerideki yakınlarının akıbetini merak eden halk, canlı yayın araçları vs. derken ‘Hotel Mumbai’ gerçekçi çizgilere sahip bir film olmuş. Oyunculuklara gelince: Sih otel görevlisi Arjun’da Dev Patel, Amerikalı mimar David’de Armie Hammer (bu kez fazlaca Kıvanç Tatlıtuğ’u andırıyor), Zehra’da Nazanin Boniadi gayet iyiler. Jason Isaacs’ın performansında sorun yok ama bir Rusu andırmadığı kesin. Kadronun en iyisi ise şef Oberoi rolündeki Anupam Kher.
Birgün
Avustralyalı film yönetmeni, yazar ve yapımcı Anthony Maras bu ilk uzun metrajında iyi yazım teknikleri ve kurgulama başarışı göstermiş, filmi izlerken ilginiz, heyecanınız kolay kolay eksilmiyor. Filmin senaristlerinden olan Maras’ın en büyük başarısı Pakistanlı Müslüman 10 teröristin kulaklıklarla aralarında iletişim kurmalarını ve esas önemlisi hepsinin, onlara yol gösteren lider ile sürekli iletişimde tutması, dolayısıyla seyirciyi de. Yani tüm bu olayları yöneten kişinin sesinin aralıklarla ‘mutlak kötü’ olarak teröristlere konuşması, onlara yön vermesi, tereddüte kapıldıkları anda onları ölüm makinası yerine koyarak korkunç bir şekilde motive etmesi.