Hesabım
    Entebbe'de 7 Gün
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Entebbe'de 7 Gün

    “İsrail müzakere etmez…”

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Uganda’nın bir dönem başkenti olan sonrasında bu sıfatını Kampala’ya kaptıran Entebbe şehrinin adını tarihe ve askeri operasyonlara meraklı değilseniz, muhtemelen şimdiye kadar duymamışsınızdır. Bu hafta vizyona giren Entebbe'de 7 Gün (7 Days In Entebbe) filmi, seyirciyi 1976 yılına, Entebbe Operasyonu’na götürürken suç ve gerilim öğelerinden beslenen, tarihi itibariyle de dönem filmi dokunuşlarına sahip bir yapım.

    Mevzuya uzak olanlar için filmin beslendiği tarihi olayı kısaca hatırlatalım: 3 Temmuz 1976’da Tel Aviv-Paris seferini yapan  Air France uçağı içinde 248 yolcu ve mürettebat ile hava korsanları tarafından kaçırılır ve Filistinlilerin safında yer alan Uganda’nın Entebbe Havaalanı’na indirilir. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün üstlendiği bu eylemin nihai hedefi hapishanelerde işkence gören Filistinli gerillaların serbest bırakılmasıdır.

    ABD-İngiltere ortak yapımı olan prodüksiyonun yönetmen koltuğunda Brezilyalı sinemacı José Padilha oturuyor. Padilha’nın adını bol ödüllü Özel Tim ve Özel Tim 2 filmleriyle duymadıysanız en azından 2014 tarihli Robocop yeniden çevrimi kulağınıza çalınmıştır. Daha önce birden çok kez filme çekilen - ki en ünlüsü yine 1976 tarihli Kirk Douglas, Elizabeth Taylor, Anthony Hopkins gibi dönemin yıldızlarını bir araya getiren Hollywood yapımı Victory at Entebbe adlı yapım-  Entebbe Operasyonu’na yönetmen Padilha orta yolcu bir bakış fırlatıyor. Zira Gregory Burke’un senaryosu İsrail’in rehineleri kurtarma konusundaki kararlılığı - ve başarısı- kadar, Baader-Meinhof örgütü üyesi iki Alman karakteri (Brigitte Kuhlmann ve Wilfried Böse) de öne çıkartıyor. Filmin iki başrolü Rosemund Pike ve Daniel Brühl tarafından canlandırılan Almanlar hem uçak kaçırma hem de rehineleri kurtarma operasyonlarının ortasında aslında kocaman bir soru işareti olarak kalıyor. Özellikle filmin ikinci yarısında psikolojileri karşılıklı çatışan Kuhlmann ve Böse’nin “Bizim burada gerçekten ne işimiz var?” kıskacında kalıyor; gözlerinden okunan soruya kendi verdikleri “Filistinlileri ezen emperyalist İsrail’e tepki” cevabı ise pek tabii havada kalıyor. Çünkü ikisi de neyle karşı karşıya olduklarını aslında eylemin ortasına düşünce fark ediyorlar…

    Filmde bahsetmeden geçilmeyecek diğer iki oyuncu ise uçak mühendisi Jacques Le Moine rolünde Denis Ménochet ve ilerleyen yıllarda başbakanlığa ve de cumhurbaşkanlığına da yükselecek olan, adını bu coğrafyada iyi bildiğimiz Şimon Peres rolüyle Eddie Marsan. Mühendis Le Moine, amaçlarını kaybettikleri için hedeflerini de şaşırmış olan Almanlar karşısında aklı, sağduyuyu hatta vicdanı temsil ederken, olayların İsrail cephesinde en güçlü karakteri olarak Peres’in çizilmesi tabii ki tesadüf değil. Savunma Bakanı olarak sesi başbakandan daha çok çıkan ve kurt siyasetçi imajını kimselere kaptırmayan Peres, 1976’dan günümüze inci taneleri atmayı da ihmal etmiyor…

    Türün takipçileri tarafından kafalarda mutlaka Oscarlı Argo ile karşılaştırılacak yapım, politik olarak suda yürüyüp iz bırakmamaya çalışsa da, filmin kimin safında olduğunu seyircinin anlaması çok zor değil…

    Not: Entebbe Operasyonu’nu bir de gerçek kişilerin ağzından dinlemek isterseniz Operation Thunderbolt: Entebbe (2000) ve Baader-Meinhof Grubu/Kızıl Ordu Fraksiyonu’na dair Der Baader Meinhof Komplex (2008) filmlerini izlemenizi naçizane tavsiye ederim.

    twitter.com/duygukocabayli

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top