“The Killing of a Sacred Deer”, senaryosunu antik Yunan tragedyalarından “Iphigenia in Aulis” den esinlenerek Efthymis Filippou ile birlikte yazan Yorgos Lanthimos’un yönetmen koltuğunda oturduğu çarpıcı bir psikolojik drama…
Dünya prömiyerini aday olduğu “Palme d'Or / Altın Palmiye” ödülü (o yıl bu ödülü “The Square” -2017 alırken, Yorgos Lanthimos “En İyi Senaryo” ödülüyle yetinmek zorunda kalmıştı) için yarıştığı 2017 Cannes Film Festivalinde yapan ve 20 Ekim 2017 tarihinde de vizyona giren filmin, 7.1/10 (69.982 oy) ve 3.3/5 (9.256 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (239 yorum) ve 73/100 (45 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici…
Ancak, sadece 6,1 milyon dolarlık bir gişe yapmış olması da fazlasıyla düşündürücü…
Bu çelişkinin nedenlerini anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle gelin filmimize biraz daha yakından bakalım…
Lafı çok da uzatmadan hemen söyleyelim, filmin; Colin Farrell, Nicole Kidman, Barry Keoghan, Raffey Cassidy ve Sunny Suljic’li kadrosu oldukça iyi…
Bunlardan, (daha önce Lanthimos’un “The Lobster” (2015) filminde de oynamış olan) Colin Farrell ile Nicole Kidman, bütün sinemaseverlerin zaten çok yakından tanıdığı oldukça deneyimli ve popüler isimler…
Ancak eminiz Barry Keoghan ve güzelliği ile kısa sürede yeni bir Emma Watson vakasına dönüşeceğini düşündüğümüz Raffey Cassidy’de bundan sonra kendilerinden sıkça söz edilen isimler arasına girecekler…
Şahsen biz, kendilerinde bu ışığı gördük…
Teknik kadroya baktığımızda ise, Lanthimos’un film için hayati öneme sahip iki görev olan görüntü yönetmenliği ve editörlük koltuklarına, daha önce “Kynodontas” (2009) ve “The Lobster” (2015) da da birlikte çalıştığı, Thimios Bakatakis ile Yorgos Mavropsaridis’i oturtmuş olduğunu görüyoruz…
Bütün bunlara bir de başta Sofiya Gubaydulina’nın besteleri olmak üzere filmin çarpıcı müzikleri de eklenince, 121 dakikalık bir kurgu da olması gereken akıcılık ve teknik kaliteye, tereyağından kıl çekercesine, hiç zorlanılmadan ulaşılmış…
Antik Yunan tragedyalarından “Iphigenia in Aulis” den esinlenilerek yazılan filmin senaryosu bazılarınca anlaşılmaz bulunmuş olabilir… Bunun için önerimiz, Euripides’in Türkçe baskısı İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkmış olan “İphigenia Aulis'te” isimli eserini okumaları biçiminde olacak…
Tamamen konu dışı ama filmde dikkatimizi çeken bir diğer husus, 12 yaşındaki Sunny Suljic hariç (o da muhtemelen gelebilecek tepkilerden çekindikleri için olsa gerek) başroldeki bütün oyuncuların sürekli sigara içiyor olması… Bu da aslında bize, uluslararası tütün kartellerinin sponsor olarak film endüstrisi üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduklarını gösteriyor…
Şahsen biz, gelecekte de bu türden iyi işlere imza atmaya devam edeceğini umduğumuz Yorgos Lanthimos’un bu filmini de çok beğendik… Umarız sizler de bu filmi sever ve aynı beğeni ile izlersiniz…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 28 Ağustos 2018 günü saat 01.40’da yazılarak paylaşılmıştır...