Hesabım
    Şanslı Logan
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Şanslı Logan

    Soderbergh usulu soyguna var mısınız?

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    -Dikkat filme dair mecburi spoiler/sürpriz bozan detaylar içerebilir-  

    1989 Cannes Film Festival’inde Altın Palmiye’ye uzandıktan sonra  Sex, Lies and Videotape (Seks Yalanları) – bugünden bakınca inanması zor ama- bizim memleketimizde de sinemalarda vizyona girdiğinde, 90’lara sağlam bir selam çakmıştı; “buram buram bağımsız sinema ruhu bin yılın bu son 10 senesini ve ruhunuzu saracak!” 1989 tarihli ilk filminde bu Cuma dünya genelinde vizyona girecek Şanslı Logan’a değin filmografisine 25 uzun metrajlı yönetmenlik, bir o kadar görüntü yönetimi ve kurgu 'credits'i ekleyen Steven SoderberghOcean’s serisi -ki filmde gülümseten bir göndermesi de mevcut- sonrası hafif vites düşürdüğü ve dram/gerilim senaryolarına ağırlık verdiği sinemasında, kadroda güvendiği isimlerle yeniden şans arıyor...

    Hayatlarına dair makus talihsizlikleri, ailevi bir lanet gibi başlarında gezinen Logan kardeşlerin şeytanın bacağını bir soygunla kırma mücadelesini komediden ziyade Soderbergh mizahıyla ele alan film, seyirciyi amatör gözüken, sıradan ama zeki insanların evrenine çağırıyor. - Yani karşılaştırmak gerekirse Ocean’s serisi soyguncularının neredeyse tam tersi! - Jimmy Logan’ın (Channing Tatum) önderliğinde yola çıkan Irak gazisi Clyde Logan (Adam Driver) ve kuaför kız kardeşleri Mellie (Riley Keough) kendilerini neredeyse kusursuz planlanmış, aslında masumane de sayılabilecek bir soygun işi içinde buluyorlar. En kestirmeden söyleyelim, filmin omurgasını ana soygun planına yaslayarak, yan hikayeleri şekillendiren Soderbergh seyircisinin ilgisini kaybetmeden, Jimmy’nin kızıyla olan ilişkisini -üstelik özdeşlik boyutuyla- ya da  Clyde’ın sinir bozan sakinlikteki psikolojisini aktarmayı başarıyor.

    Filmin Oceans serisinden alışkını olduğumuz ya da beklenti içerisine girdiğimiz gibi buram bir soygun aksiyonu, kovalamacısı yok belki ama hikayenin geçtiği Kuzey Carolina bölgesine has ‘country’ -taşra- dokusu, filmin karakterlerine de ince ince işlemiş gibi. Zira soygundalar ama herkes bir şekilde rahat, acele yok, panik yok; Joe Bang (Daniel Craig) harici sanki hepsi kırk yıllık kanun kaçağı, yasadışılık müptelası! Filmin senaristi şimdiye kadar ismini hiç duymadığımız ve ilk uzun metrajlı işine imza atan Rebecca Blunt ama karakter örgüsü kesinlikle yönetmen imzasını taşıyor. Hele ki Soderbergh’in Daniel Craig’i bir oynatışı var ki, 50 yaşındaki aktörün acilen Bondluktan emekli olarak, basma kalıp olmayan Joe Bang benzeri pişmiş rollere bürünmesini diliyor insan!

    Yönetmen ile zaten dördüncü filmine imza atan ve bir yandan da bu filmin yapımcıları arasında yer alan Tatum, kendisinden beklenen seyir tatmini boşa çıkartmıyor. Oyuncu listesinde adı ilk sıralarda geçen Seth MacFarlane’i ise filmde göremediğinizi düşünürseniz kamera arkası görüntülere göz atmakta fayda var! Katie Holmes, alt sınıfa mensup kocasını boşayıp, kızının velayetini alan ve zengin bir züppeyle evlenen kadın klişesini nedense (!) hiç zorlanmadan canlandırırken, ortamın neşe kaynağı olan bu küçük kız Sadie Logan rolünde henüz 11 yaşındaki Farrah Mackenzie büyüklerine taş çıkartıyor! Tabii oyuncu/sanatçı bir ailenin içine, sahneye doğmuş olması büyük şans ama -neyse ki artık bizim sinemamızda da iyice ciddiye alınan- çocuk oyuncu koçluğunu da yabana atmamak gerek kanısındayım.

    Filmin Marion Cezaevin’de geçen sahneleri ve cezaevi müdürünün küçük bürokrat narsisizmi ise apayrı bir paragrafı hak ediyor; Soderbergh karakter işlemeyi yine iyi başarıyor. Hele ki bu sahnelerde gelen Game of Thrones göndermeleri filmin en çok güldüren bölümleri. Yasanın ve devletin suçlular karşısında elinin kolunun bağlı kalması ve aptal yerine konmasına, cezaevi dışında FBI ajanları da iyi birer örnek aslında... Soderbergh eğlendirirken, politik olmayı da reddetmiyor.

    Steven Soderbergh ne çekerse çeksin heyecanla bekleyenlerin ve koşa koşa bilet kuyruğuna gireceklerin hayal kırıklığına uğramayacağı bir film Şanslı Logan. En başta da dediğimiz gibi bilindik, güvenli sularda, Soderbergh’in bir nev-i emeklilikten dönüş alameti gibi... Bakalım 2018’de Ocean's Eight ile karşımıza ne çıkacak...

    Twitter.com/duygukocabayli

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top