İnsan doğasının yağmacılığı…
Yazar: Duygu KocabaylıoğluDevasa hortumlu, insanları, evleri, şehirleri yutan kasırgalar, bizim coğrafyamıza oldukça mesafeli doğa “olayları”. Okyanusa kıyısı olan Asya Pasifik, ABD, Hindistan gibi ülkelerin dönem dönem maruz kaldığı bu “felaketler”, Hollywood sinemasının görselliği ve ‘büyük hikaye anlatma’ merakı nedeniyle de senaryolaştırılmaya çok uygun malzemeler. Bu hafta ilginç bir tesadüfle biri gerçek bir öyküden uyarlanan diğeri kurgu olan iki felaket temalı film vizyonda seyircisiyle buluşuyor. Biz, içine büyük ölçüde suç hikayesini de harmanlayan kurgusal Kasırgada Vurgun filmine göz atalım…
Filmin yönetmen koltuğunda, yapımcı ve yönetmen olarak aksiyon sinemasının köşe taşlarından olan Rob Cohen oturuyor. Günışığı (Daylight), Saklı Seçilmişler (The Skulls) ve Hızlı ve Öfkeli serisinin ilk filminde yönetmen koltuğunda oturan Cohen, 2012 tarihli suç aksiyonu Alex Cross’tan sonra, Kasırgada Vurgun filmiyle yine birden fazla türü yedirerek bir seyirlik çıkartma yoluna gidiyor. Filmin çerçeve senaryosu ABD’nin Alabama eyaletinin Golfport bölgesinde 1992 yılında gerçekleşen Andrew Kasırgası ile başlıyor; seyirciyi ilk 5 dakikaya kitleme hedefiyle kurgulanan çarpıcı açılış sahnesinden sonra günümüze gelen akış, 25 yıl sonra aynı bölgede gerçekleşeceği ön görülen, yeni bir kasırganın ön hazırlıklarına geçiyor.
Filmin ilk dinamiklerini oluşturan Breeze ve Will kardeşler, bu sefer 25 yıl sonra aynı kasabada karşımıza çıkıyor; yani çerçeve senaryoya eklemlenen bir aile hikayesi de mevcut filmde. Esas aksiyon malzemesi ise bölgede yer alan, hazine bakanlığına bağlı bir federal tesiste tam da o gün gerçekleşecek bir para imha operasyonu. 600 milyon dolar değerinde eski paranın imha edileceği bu tesis, kasırgayı fırsat bilen soyguncuların birincil hedefi haline geliyor. Bu açıdan baktığımızda kasaba şerifinin bölge boşaltılırken sarf ettiği “Bu sefer burada yağmacılara göz açtırmayacağız” nutku da ayrı bir ironiye dönüşüyor.
Kadrosunda ‘top-star’ isim barındırmamakla beraber ilk üç başrolü Toby Kebbell, Maggie Grace ve Ryan Kwanten arasında bölüştüren film, soyguncu yan kadroda da kötü adamlardan beklediğini alan bir iş çıkartıyor. Meteoroloji uzmanı olan küçük kardeş Will rolünde Kebbell ve vatansever tavrından taviz vermeyen bir federal olarak Grace, senaryodan üstlerine düşeni yerine getiriyorlar.
Çerçeve kasırga öyküsü gereği CGI’ya bolca yaslanan görsel efektler, filmin seyirliğini desteklerken, 98 dakikalık makul süresi de paraya ulaşılıp ulaşılamayacağı problematiğinin sürekli gidip geldiği tansiyonunu korumaya yetiyor.
Velhasıl seyircinin karşısında, felaket olarak nitelendirilen bir doğa olayını koyarken, insan doğasını da sorgulamaya meyleden bir yapım olarak çıkıyor Kasırgada Vurgun. Perdede aksiyon arayanlar için bu hafta vizyonda.