Hesabım
    Rauf
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Rauf

    Rauf'un renkleri...

    Yazar: Banu Bozdemir

    Barış Kaya ve Soner Caner tarafından çekilen film bir çocuğun gözünden aşkı, renkleri ve o renklerin duruma göre umut ve umutsuzluk barındırdığını anlatıyor. Doğuda, karlarla kaplı, ıssız ama savaşa dair izlerin etraftan eksik olmadığı bir atmosferi var Rauf'un. Küçük Rauf'un dünyası da yaşadığı coğrafyadan çok ayrı değil. Tek farkı onun renklere ve onun getirdiği umutlara dair bir hayal gücünün olması. Aslında küçük çocukların aşk duygusunu kendilerinden büyük birilerinde arama hikayelerine biraz mesafeliyim. Çünkü baştan umutsuzluk kokan mevzular bunlar. Ama Rauf'un coğrafyasında bu aşık olma hali değişik bir umut barındırıyor ve onu değişik renklerin dünyasına konuk ediyor.

    Filmin üst üste renkli yorganlarının yığıldığı sahnesi filmin aşamalarına ilişkin güzel bir detay. Sanki her renk, bir türlü bulunamayan pembe bile Rauf'un başka dünyasına giriş anlamı taşıyor. O renkler Rauf'la beraber o kadar taşıyor ki başka işaret dillerinin yolunu bile açıyor. Rauf ülke coğrafyasından kopuk olmayan bir konuyu, acıyı fazla dramatize etmeden hatta renk ve dil üzerinden giderek canlı ve umutlu tutmayı amaçlıyor. Çocuk olmanın kendine has dünyasına ilişkin güzel detayları, güzel görüntüler eşliğinde öyküye yediriyor. Yani film sizi içeriye davet eden bir göz sunuyor seyirciye...

    Fimin politik arka tabanı, yağan bombaların Rauf'un ruhunda yarattığı parçalanmaları da gayet iyi duyumsatıyor. Bu anlamda gerçekçi çizgide kalmaya çalışıyor film. Rauf'un gönlünü kaptırdığı 20'li yaşlardaki Zana'nın ruhundaki parçalanmalarla Rauf'un toparlama hikayesi sürekli çatışıyor. Aslında sevgisiz bir ortam gibi dursa da Zana'nın gönlünün de başka birinde ve başka bir davada olduğunu anlıyoruz. Sevgi ve acı sürekli devreden bir miras gibi....

    Film karakterlerini Kürtçe konuşturmuyor, aslında anlattığı coğrafyanın her türlü derdini sırtlanan film bu anlamda bir kayma yaşıyor, yaşatıyor. Kürtlerin var olma mücadelesinde dilin önemini kimse yadsıyamaz, bu anlamda filmin uyguladığı otosansürü de görmezden gelmek imkansız! Bir mücadele filmi anlatıp dili bundan ayrı tutamazmışsın gibi geliyor ama burada yönetmenlerin bir fikri vardır mutlaka.

    Sessizce karın altında bir dönüş bekleyen yaşlı kadına, Rauf'un Zana'yı sürekli gözlemleyerek yaşadığı şeyin anlamını bulmaya ve karın örttüğü acıların ruhuna yaslanmaya dair güzel bir anlatım dili var filmin. Çocuk kalbi, beyazlıklara uzattığı renkli balonlar ama ilk hayalkırıklığı... Coğrafyasının her detayını sırtlanıyor küçük Rauf. Sonu umutsuzluk olsa da o renkleri aramaya devam ediyor ve devam edecek gibi de duruyor. Bu anlamda başarılı bir ilk film çalışmasıyla karşı karşıyayız. Çocuk ruhunun masumiyeti bütün sınırları kaldırırcasına renkli!

    twitter/BanuBozdemir

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top