Uzaylıları Seviyor Olabilir Miyiz ?
Yazar: Burak HatipoğluBrian De Palma'nın son yapıtı "Mission To Mars - Görev Mars" şerefine uzaylıları başka gezegenlerden gelen tehdit olarak algılamayan ve öyle sunmayan filmlere bir göz atalım.
"E.T - The Extra Terrestrial" ( 1982 ) : Dünya sinema tarihinin en çok hasılat getiren filmlerinden biri olmasının yanında Steven Spielberg'in de en bilinen filmlerinden biri.
Araştırma için dünyaya gelen bir grup uzaylı bir arkadaşlarını burada unuturlar. Uzaylı kısa zamanda Elliot adlı 10 yaşında bir çocukla arkadaşlık kurar. Yaratık dünya yaşamını öğrenirken Elliot da gerçek arkadaşlığın ne olduğunu öğrenir.
Filmde tüm yetişkinler korkunç insanlar olarak portre edilirken çocuklar saf ve masum.
E.T'nin gezegenine "telefon" edeceğini belirttiği sahne ve çocukların kullandığı bisikletlerin havalanıp polis bariyerini aştıkları sahneler unutulmaz.
Uzaylılar bir çocuk boyunda, sıtma göbekli, uzun boyunlu, koca kafalı ve çok iyi.
"Close Encounters Of The Third Kind - Üçüncü Türden Yakınlaşmalar" ( 1977 ) : Yine Spielberg imzalı bir bilim kurgu filmi.
Bazı insanlar içlerinden gelen çağrıya uyarak bir uzay gemisinin ineceği yerde toplanmaya başlarlar. Fakat ordu bölgeye kimseyi sokmamaktadır . Olaylar gelişir .
Ünlü yönetmen Francois Truffaut'un filmde oynaması ve Richard Dreyfuss'un performansı filmin artıları arasında.
Uzaylılar ışıklar arasından hayal meyal seçilebiliyor. İnsana benziyorlar ve yumuşak hatlara sahipler. Tabii çok dostane yaratıklar aynı zamanda.
"Contact - Mesaj" ( 1997 ) : Konu hakkında çekilmiş en başarılı filmlerden biri.
Oscar'lı yönetmen Robert Zemeckis ve Pulitzer ödüllü Carl E. Sagan'ın birlikteliğinden ortaya çıkmış olağanüstü bir film.
Başrolde çok ama çok sevdiğimiz Jodie Foster'ın olması filme ayrı bir lezzet katıyor gerçekten.
Astronom rolündeki Foster uzaydan gelen bir sinyal yakalar ve bunun bir çeşit uzay kapısının planlarının şifreli aktarımı olduğunu çözer. Makina yapılır fakat insanlığı bekleyen nedir ? Yeni bir ırk, yeni bir medeniyet ? Yoksa uzaylılar kapıyı kullanıp dünyayı mı istila edecektir ?
Jodie Foster'ın ilk sinyali yakaladığı sahne, uzay kapısının havaya uçtuğu kısım ve Foster'ın uzay atlayışı sonrası babası olarak karşısına çıkan uzaylıyla karşılaştığı sahne gerçekten nefes kesici.
İlk karşılaşmanın insanlar açısından korkutucu geçmemesi açısından o insanın sevdiği bir varlık olarak karşısına çıkması fikri gerçekten çok hoş.
Bu filmi ve kitabı gerçekten çok seviyorum.
Konuya önümüzdeki hafta devam edeceğiz.