1941 eleştirileri

Son derece absürt bir kurguya sahip olan senaryosunu, John Milius ile birlikte yazdıkları hikayeden uyarlayarak Robert Zemeckis ile Bob Gale'in kaleme aldıkları ve usta sinemacı Steven Spielberg'ün de yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “1941”; değerinin yeterince anlaşılamadığını düşündüğümüz, bir aksiyon komedi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 35 milyon dolarlık bir bütçeyle, Academy Ödüllü özel efekt otoritelerinden A.D. Flowers ile yine Academy Ödüllü görsel efekt uzmanı L.B. Abbott'ın ortaya koydukları teknik becerilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüğünü Terry Leonard'ın üstlendiği; dublör oyuncuların başarımlarına yaslanılarak çekilen ve brüt 94.9 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Film:

"7 Aralık 1941'de, Japon İmparatorluk Filosunun Deniz Hava Gücü; sürpriz bir saldırıyla, Pearl Harbor'daki Birleşik Devletler Deniz Üssünü vurdu ve hiçbir şeyden habersiz Amerika'yı II. Dünya Savaşı'na sürükledi...

Amerikan vatandaşları bu hain saldırı karşısında şaşkına döndü, şok oldu ve öfkelendi... Batı Kıyısında, paniğe kapılan vatandaşlar Kaliforniya'nın Japon İmparatorluk Kuvvetlerinin bir sonraki hedefi olduğuna ikna olurken, tüm nüfusu paranoya sardı...

Üçüncü Kolordu Komutanı Tümgeneral Joseph W. Stilwell'e (Robert Stack), Güney Kaliforniya'yı savunma sorumluluğu verildi... Ordu ve Deniz birlikleri seferber edildi... Uçaksavar savunma bataryaları yerleştirildi ve hazır hale getirildi... Sivil Savunma operasyonları harekete geçti...

İç Savaş'tan bu yana ilk kez Amerikan vatandaşları; ilk saldırısının her yerde, her zaman ve her güçte olması beklenen bir düşmana karşı, vatanlarını savunmak için hazırlandı..."

Tarzındaki, tarihi doğrulardan büsbütün uzak bir ön bilgilendirmeyle başlar...

***

Derken...

- Kuzey Kaliforniya Sahili / 13 Aralık 1941 Cumartesi, Saat 07:01 -

Otomobilini park eden Joan Douglas (Lorraine Gary); yüzmek amacıyla kendini, okyanusun serin sularına atmıştır...

Joan, tam tadını çıkartmaktayken suyun; birden altında Akiro Mitamura'nın (Toshirô Mifune) komuta edip Nazi Deniz Kuvvetlerinden Yüzbaşı Wolfgang von Kleinschmidt'in (Christopher Lee) kendilerine bir gözlemci olarak refakat ettiği, Japon İmparatorluk denizaltılarından biri yükselerek suyun üstüne çıkmasın mı...

Gözlem kulesindeki sohbette Yüzbaşı von Kleinschmidt'in, "Geri dönmeliyiz... Amerikan karasularının fazla içlerine girdik!" şeklindeki uyarısına; komutan Mitamura'nın tepkisi, "Yüzbaşı von Kleinschmidt, bir gözlemci olarak, emirlerimi sorgulama yetkiniz yok! İmparatorluk Donanmamızın zaferlerine katkımız olmadı... Bu yüzden, Amerika'daki değerli bir şeyi yok etmemiz lazım..." biçiminde olduğunda Yüzbaşı kendisine, "Los Angeles limanındaki Donanma gemilerini mi batırmak istiyorsunuz?" diye sorar...

Ve...

Komutan Mitamura'nın yanıtı, "İmparatorluk Kuvvetlerimiz Amerikan Donanmasını, altı gün önce Pearl Harbour'da çoktan yok etti..." olduğu esnada; bir Japon subayı komutanına, "Los Angeles'ta değerli bir şey var mı?" sorusunu yönelttiğinde alacağı "Hollywood!" cevabı, elindeki haritada yerini gösteren bir diğer Japon subayından gelir...

Ancak Yüzbaşı von Kleinschmidt'in de belirttiği gibi Hollywood, okyanus kıyısında değil tam tersine Los Angeles'in iç taraflarındadır...

Ki komutan Mitamura'ya göre bu durum, gerçekte çok daha iyidir...

Zira Los Angeles'ın kalbine vurulacak böylesi bir darbe, Amerikalıların savaşma iradesini kırabilecektir...

Ama Yüzbaşı von Kleinschmidt, "Bu mürettebat asla Hollywood'u bulamaz... Japonya'ya dönüş yolunu bulabileceklerinden dahi şüpheliyim..." dediği an; Nitamura, "Rotayı, Los Angeles'a doğru çevirin!" ve "Dalmaya hazırlanın!" talimatlarını verir...

Böylelikle de...

En başından bu yana, denizaltının gözlem kulesinin tepesindeki direğe tünemek suretiyle konuşulanları dinleyen; fakat tek kelimesini dahi anlayamayan Joan Douglas'ta kurtulmuş olur...

***

Çok geçmez...

Wally Stephens'ın (Bobby Di Cicco) bulaşıkçılık, Dennis DeSoto'nun da (Perry Lang) görevi bulaşıkları kurulamak olmasına karşın aşçılık yapmakta oldukları Bay Malcomb'un (Dub Taylor) küçük ve salaş Cafe'sinde; Çavuş Frank Tree (Dan Aykroyd) ve Onbaşı Chuck "Stretch" Sitarski (Treat Williams) ile Erler Foley (John Candy) ve Hinshaw'dan (Walter Olkewicz) oluşan 10. Zırhlı Tümen M3 Lee tank ekibi, kahvaltılarını yapmaktadırlar...

Bunlardan Onbaşı Sitarski, kendilerine kahve servisi yaparken, akşama kız arkadaşı Betty Douglas (Dianne Kay) ile birlikte gideceği swing dansı yarışmasındaki figürleri deneyen Wally'nin tavırlarından hoşlanmayacak ve Cafe'nin karışmasına sebep olacaktır...

Neyse ki, Cafe'de bulunan herkesin Amerikalı olduğunu söyleyerek çevresine daha duyarlı davranarak Sitarski'yi sakinleştiren Çavuş Tree; olaya doğrudan müdahil olarak, karmaşanın daha da büyümesine engel olur...

Fakat hem Cafe'deki bu yaşananlar hem de Wally'nin akşamki dansa gitmekteki ısrarı ve de Dennis'in arkadaşı Wally'i desteklemesi; her ikisinin de, Bay Malcomb tarafından kovulmalarına yol açacaktır...

Dakika 15...

Farkındayız kısa kestik...

Ama kim ne derse desin, "spoilere" yol açmadan filmin temel karakterlerini de; ülkemizdeki "kültürel çoraklığın" hakimiyetini, ne yazık ki her açıdan iyice yerleştirdiğini açıkça hissettiğimiz bir ortamda karalamaya çalıştığımız yorumumuzda kısaca tanıtmış olduk...

Vakti zamanında, VHS formatındaki "kiralık" bir kaset aracılığıyla seyretme fırsatı bulmuş olduğumuz filmin geri kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şamata ve hareketliliğin gırla gitmeye devam edeceği, 103 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

justlıke83 e kesinlikle katılıyorum. ne dram ne komedi ne savaş! hayal kırıklığı sadece.