Hesabım
    Umudun Öteki Yüzü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Umudun Öteki Yüzü

    Mizahi acı..

    Yazar: Banu Bozdemir

    Finlandiya sineması denilince akla gelen ilk isim Aki Kaurismaki Berlin’den Gümüş Ayı ödülüyle dönen filmi Toivon tuolla puolen / Umudun Öteki Yüzü’yle yine göçmen sorununun derinliklerinden bir kara mizah yakalamayı başarıyor. Filmlerinde zamansızlık, mekansızlık olgusunu renkler ve mekanlar ekseninde halleden ve filmlerinde kullandığı müziğin ezgisiyle adeta farklı bir alt dil yaratan yönetmen yaşamın kenarına itilmiş, yersiz yurtsuz karakterlerin ruh halleriyle seyircide bir özdeşlik yakalamayı amaçlıyor. Bir yandan da işin trajedisinin önüne mizahi tatlar katarak değişik bir açılım yaratıyor.

    Umudun Öteki Yüzü’nde Suriye’den kaçıp yolu Helsinki’ye düşen Khaled’in yaşamına odaklanıyoruz. Bütün ailesini savaşta yitiren, yollara beraber düştüğü kız kardeşini de yollarda kaybeden Khaled sakince hayatı hakkında verilecek kararı bekliyor. Zaten bu sakinliğin arkasında sosyal devlet olmanın avantajları da yatıyor. Ama hakkında çıkan olumsuz karar sonucu Helsinki’de kaçak göçek yaşamanın yolunu arıyor.

    Tabii bir yanda da bir anda karısını, evini terk eden, işini bırakıp restoran işletmeciliğine başlayan Wicskström var ki, onun ve etrafındakilerin hayatı başlı başına absürd. Khaled’in kaçak hayatı restorandakilerle kesişince film bir anda sert mizaha dönüşüyor. İnsanın alt duygularını ortaya çıkarmayı amaçlayan yönetmen bunu en iyi şekilde ortaya koyuyor. Restoranın ülkeye adım atan uzakdoğululara göre giriştiği değişim, bir yandan da dünyadaki kültürlerin etkileşimini en mizahi şekilde ortaya koyuyor. Kaurismaki hayatın tekdüze gerçeklerinden uzak kalarak, aslında tam da hayatın içinden öyküler anlatmayı tercih ediyor.

    Genelde iki farklı kültürden insanın ya da insanların kesişen öykülerinin ve onurlarının peşindeki yonetmen üçleme mantığıyla birbirine çengelli iğnelerle tutturulmuş gibi benzeyen filmler çekiyor.  Çok tekdüze gibi görünen anlatının altında mutlaka bir kor var içten içe yanan. Bu filminde de Finlandiya ekonomisiyle ve artan işsizliğin etkisiyle içten içten dalga geçip, neredeyse blr mültecinin konumunda bakıyor insanlara. Biraz durağan bir anlatımın izini sürerek gerçek bir kara mizah duygusunu patlatıveriyor aradan. Bu da izlenilen filmin lezzetini çokça arttırıyor. Seyirci gülerken oyuncular ciddidir ama!

    Tekrar müziğe dönecek olursak orada burada karşımıza çıkan müzisyenlerin zevkli tınıları filmi kesmek yerine, aksine filmin içinden bir kare gibi sunuluyor, özüyle sözüyle filmin içine çok rahat yerleşiyor. Filmde dikkati çeken bir diğer yan da bir mültecinin nereye giderse gitsin aslında sığınma duygusundan yoksun kalması oluyor. Ülkesinden başlayan kaçış sürekli devam ediyor ve trajik bir son gibi onu takip ediyor. Khaled'in yaşadığı da bu. Peşini bırakmayan ırkçılar, sürekli yok olması gereken ortamlar, sosyal devletin kendi içindeki handikapları onu bir seçim yapmaya zorluyor. Bu da filmin kara mizah duygusuna tam da oturuyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top