“The Eyes of My Mother”, senaryosunu da yazan Nicolas Pesce’nin yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Prömiyeri, 22 Ocak 2016’da Sundance Film Festivalinin NEXT bölümünde yapılan ve 2 Aralık 2016 tarihinde sınırlı sayıdaki sinema salonunun yanı sıra iTunes ve Amazon Prime Video üzerinden de vizyona sokulan filmin, 6.2/10 (9.053 oy) ve 3.3/5 (3.220 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.7/10 (91 yorum) ve 63/100 (23 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar katılımcı sayıları çok yüksek olmasa da orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Yine de gelin isterseniz, gerçekte neler olup bittiğini anlayabilmek için, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle Netflix üzerinden de dağıtıma sokulmuş olan bu filme biraz daha yakından bakalım…
Ancak oyunculara ve diğer ayrıntılara geçmeden önce, Nicolas Pesce gibi 26 yaşındaki (film çekildiğinde öyleydi) genç bir yönetmen için bu filmin, sinema dünyasına biraz “sert” ama bir a kadar da başarılı bir giriş olduğunu söyleyelim ve başlayalım…
Filmin oyuncu kadrosuna, özellikle de başrol oyuncusu Kika Magalhães’e ilişkin olarak elimizde çok fazla bilgi yok…
Ancak, pek çok M. Night Shyamalan filminde de görev yapmış olan casting direktörü Stephanie Holbrook sayesinde, düşük bütçeli bu bağımsız bir film için son derece optimum seçim oldukları da çok açık…
Öyle ki, aralarında, “bu da nereden çıktı?” denilecek bir tek oyuncu bile yok…
Neredeyse herkes rolüne “cuk” diye oturmuş…
Fakat kim ne derse desin bize göre, “siyah – beyaz” olarak çekilen bu filmin en can alıcı kısımları, oldukça özgün bir içeriğe sahip olan hikâyesi ile başta görüntü yönetmeni Zach Kuperstein ve filmin editörlüğünü de üstlenmiş olan Nicolas Pesce olmak üzere bu hikâyeden izlenebilir bir sinema filmi üreten teknik ekibin bizzat kendisi…
Evet, yukarıda da söylediğimiz gibi adam kaçırıp işkence ile alıkoymadan, yaralama, öldürme ve uzuv parçalamaya kadar filmde anlatılan ve gösterilen şeylerin önemli bir kısmı bu tarz filmlere alışkın olmayan izleyiciye biraz “sert” gelebilir…
Ama emin olun, perdeye yansıtılanlar kesinlikle “+18” yahut “R – rated Cut” (17 yaşından küçük olanların bir yetişkinle birlikte izleyebileceği film) ibareleriyle sunulacak kadar rahatsız edici görüntüler de değil…
Her şey izleyiciye, inanılmaz bir ustalıkla kurgulanarak düzgün bir içerikle servis edilmiş durumda…
Sonuç olarak, iki yıllık bir ihmal ve gecikme sonrasında nihayet programımıza ilave ederek izlediğimiz bu özel film için puanımız 3 önerimiz ise, eğer türün meraklısıysanız olumsuz yorumlara kulak asmadan “kesinlikle izlemelisiniz” şeklinde olacak…
Nicolas Pesce’nin son filmi “Piercing” (2018) in yorumunda görüşmek üzere…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 21 Ocak 2019 günü saat 01.31’de yazılarak paylaşılmıştır...