“True Crimes” olarak da bilinen “Dark Crimes”, yönetmen Alexandros Avranas’ın üçüncü uzun metrajlı sinema filmi… David Grann’in cinayetten hükümlü Krystian Bala hakkında kaleme aldığı ve 2008 tarihinde The New Yorker’da yayınlanan “True Crime: A Postmodern Murder Mystery” isimli makalesinden uyarlanan filmin senaryosunu Jeremy Brock yazmış…
Yaklaşık 4,5 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen ve dünya prömiyerini 12 Ekim 2016’da Varşova Film Festivalinde yapan film, ABD’li izleyici ile 18 Mayıs 2018’de buluşmuş… Ve sanıyoruz bu buluşma, aynı zamanda film için sonun başlangıcı da olmuş…
Nasıl mı?
5/10 (4.355 oy) ve 2.7/5 (701 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamaları bir yana 2.4/10 (29 yorum) ve 24/100 (14 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic profesyonel yorum ortalamalarıyla resmen infaz edilmiş…
Peki, başrollerini Jim Carrey ve Charlotte Gainsbourg gibi iki usta oyuncunun paylaştığı bu film, gerçekten de bu infazı hak ediyor mu?
Bizce değil…
Eğer bir kasıt yoksa, ortada çok ciddi bir yanlış anlaşılma ve haksızlık var…
İşe önce oyuncu kadrosu ile başlayalım…
Kim, Jim Carrey veya Charlotte Gainsbourg’un yahut onlardan rol çalan Marton Csokas’ın kötü iş çıkarttığını söyleyebilir…
Böyle deyince de hemen, “Jim Carrey aslında bir komedyendir ve o yüzden de bu tür roller ona uymuyor” tarzında itirazlar gelmeye başlıyor…
"Hayır canım kardeşim, bal gibi de uyuyor!"…
Zira Jim Carrey sadece bir komedyen değil… O, her rol de usta işi performans sergileyebilen birinci sınıf bir oyuncu… İnanmıyorsanız, sadece “The Mask” (1994) ve “Dumb and Dumber” (1994) gibi filmlerine değil “The Majestic” (2001), “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” (2004) ve “The Number 23” (2007) gibi filmlerine de bir bakın…
Aslında bir komedi filmi olarak görülen “The Truman Show” (1998) da çok farklı değil ya… Neyse daha fazla uzatmadan bu faslı geçelim ve filme ilişkin diğer ayrıntılara bakalım…
Ve...
Bir diğer olumsuz eleştirinin, filmin atmosferine ilişkin olduğunu belirtelim…
Efendim neymiş, film çok karanlık ve kasvetliymiş… İyi de anlatılan şey bir aşk hikâyesi değil ki zaten… Elbette adı ve anlatılan hikâye gibi film de karanlık olacak…
Bu arada, her zaman olduğu gibi yine işin seks ve sadizm kısmına takılanlar da mevcut…
Ne için mi?
Çünkü aileler bu filmi çoluk çocuk birlikte izleyemezlermiş…
Tamam da, filmde anlatılan cinayetin temel nedenlerinin başında, tu kaka edilen bu seks ve sadizm konusu gelmiyor mu zaten… Yönetmen Avranas hikâyeden bu bölümleri çıkartıp atınca geriye ne kalacaktı?
Lafı daha fazla uzatmamak adına filmin bazı sahnelerini, (açık açık işkenceye maruz kalmış ceset gösterilmesi sebebiyle) abjeksiyon ve misogynistic (kadına yönelik nefret) olmakla itham eden eleştirilere hiç girmiyoruz bile…
Sonuç olarak “Dark Crimes” için kaleme aldığımız bu yorumu, “Sürpriz bir finale de sahip olan bu filmi, büyük bir ilgi ve zevkle izledik” şeklinde noktalamak istiyoruz…
Bizden sonra izleyecek herkese de keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 15 Temmuz 2018 günü saat 01.40’da yazılarak paylaşılmıştır...