Hesaplaşma - Beyazperde.com eleştirisi : Orta siklet bir gerilim...

Bu sene büyük aktör Anthony Hopkins’i bol bol Beyazperde’de izleme şansı buldum. Daha önce eleştirisini kaleme aldığım Solace adlı hayal kırıklığında, Hopkins’e dair şunları söylemiştim: “Entelektüel ve gizemli rollere olağanüstü oturan bir aura’ya sahip Anthony Hopkins, salt bireysel oyunculuk kapasitesi nedeniyle her daim izlenmeyi hak eden bir aktör şüphesiz. Gerek gişe filmleri olsun gerekse de kült statüsüne erişmiş sıra dışı filmler, Hopkins’in elinin değdiği yapımların izleyici nezdinde hep beklenti çıtasını yükseltmesi kadar doğal bir şey olamaz çünkü adam hanidiyse Hollywood star klişesinin tüm olumlu yanlarını üzerinde barındırıyor.”

Gerçekten de yetmiş sekiz yaşına gelmiş ve hala sinemasal bir anıt gibi sapasağlam oyunculuğuna devam eden oyuncu, ilerlemiş yaşına rağmen hala projelerde başrollere imza atabiliyor; Misconduct da, orta tempoda bir gerilim filmi olarak, Hopkins’in kariyerinin son demlerinde vasat bir yapım olarak kayıtlara geçiyor. Tabii ki vurgulamakta fayda var; geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğim oyuncu Şinasi Yurtsever’in oyunculuk kariyeri ve gelecek planlarıyla ilgili “yaşlanınca da film çekmek istiyorum” deyip kendisine referans olarak Şener Şen’i alması gibi Amerikan ve dünya sinemasının da Hopkins’ten öğreneceği çok şey olduğunun altını çizmeliyim; dile kolay yaş yetmiş sekiz ve hala en iyi oyunculuğu sergilemek... Zor iş.

Solace kadar inandırıcılık sorunu çekmiyor Misconduct; üstelik fiyakalı bir görüntü yönetmenliği ve etkileyici kamera kullanımlarına yan ve başrollerde ortalamanın üstünde oyunculuklar eşlik edince 2.5 yıldıza kadar çıkarabiliyoruz çıtayı. Ancak teması güzel olan böyle bir meseleyi politik altyapılardan bir hayli uzak ele alan ve kocaman iddialarda bulunuyormuş gibi yapıp düşük profilli bir seyir ortaya seren yönetmene, daha incelikli işlenebilecek bir konuyu tarumar ettiği için hayıflanmadan da edemiyoruz.

Filmografisine baktığımızda genellikle orta şiddetli gerilim filmlerine imza atan çekik gözlü sinema insanı Shintaro Shimosawa, her ne kadar kalburüstü oyuncu Kevin Bacon’lı The Following ile beklenti düzeyini yükseğe çıkarmış gibi görünse de Misconduct, sinemasal yolculuğunda yönetmenin yatay seyirde yolculuğa devam etme yolunu seçtiğini düşündürüyor bizlere.

Diğer bir dev oyuncu Al Pacino’nun son yıllarda oynadığı tüm rollerde hep aynı kişiyi canlandırıyormuş izlenimi vermesi sıkıntısı bir yana, Misconduct, türdaşı olan Seven, Kuzuların Sessizliği, No Way Out ya da Lizbon’a Gece Treni gibi filmlerden tempo ve gerginlik düzeyi olarak geride kalıyor.

Hırslı genç bir avukat rolünde Josh Duhamel, inandırıcı bir rol sergilerken özellikle tekinsiz eşi rolündeki Alice Eve, filme gerilim esansı zerk eden yegane öznelerden biri olarak sivriliyor.

Hesaplaşma, haftanın orta siklet gerilim filmlerinden.