En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Alp T.
Takipçi
441 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
7 Nisan 2017 tarihinde eklendi
The Bye Bye Man'in korku filmleri bakımından oldukça ilginç bir konusu var. Ya da hiç olmazsa düşünülen şey bu. "Üniversitede okuyan ve birlikte bir eve taşınan 3 arkadaş, garip olayların yaşandığını sezerler. Araştırma yapan 3 arkadaş, bunların Bye Bye Man adındaki bir varlığa ait olduğunu öğrenir. Ama eğer Bye Bye Man'in adını düşünür veya söylerlerse, Bye Bye Man onları da ele geçirecektir. Bu yüzden gençler, bu durum kötüleşmeden işin içinden sıyrılmaya çalışır ama her şey daha yeni başlıyordur..." Ya da hiç olmazsa başlamaya çalışıyor.
Ciddiyim, The Bye Bye Man ilginç konusuna rağmen içinde neredeyse hiçbir şey yaşanmayan bir film. Eğer sırf saçma sapan "jump scare" sahneleri görmek istiyorsanız, bu filmi her türlü izlerseniz zaten. Ama eğer yeni ve kaliteli bir korku filmi arıyorsanız, adresiniz burası değil.
Oyunculuklardan başlayalım. Daha filmin ilk dakikasında oyunculukların ne kadar kötü olacağını anladım. O kadar yapmacıktı ki! Jenna Kanell ve Lucien Laviscount gibi genç oyuncular gerçekten kötüydü. İlk Ouija filminde de başrolde oynayan Douglas Smith, bu filmde yine çok zayıf bir performans sergilemiş. İşin en şaşırtıcı yanı ne, biliyor musunuz? Böyle zayıf performanslara rağmen Carrie Anne-Moss da bu filmde! Üstelik karakterinin senaryoya hiçbir katkısı yok. Filmde en fazla 3 dakika görünüyor, o kadar.
The Bye Bye Man, aynı zamanda bu aralar gördüğüm en kötü senaryolardan birisine sahip. Dediğim gibi The Bye Bye Man, içinde neredeyse hiçbir şey yaşanmayan bir korku filmi. İlk "jump scare" sahnesi ilk 25 dakikadan sonra oluyor ancak. Senaryonun bir gelişme göstermesi de 40. dakikayı buluyor. Ve ondan sonra da film düşüşe geçiyor. Ayrıca, filmi dikkatlice izlememe rağmen son 15 dakikada ne yaşandığı hakkında hiçbir fikrim yok. Senaryo o kadar mantıksız ve dağınık ki, umut vaat eden bir konuyu sıradan bir filme çevirmiş.
The Bye Bye Man, daha çok Ouija serisi gibi. Ouija'nın ilk filmi çok kötüydü ve iyi bir konuyu boşa harcamıştı ama ikinci film hiç de fena değildi. The Bye Bye Man'in de öyle bir noktaya varabileceğini şimdiden görebiliyorum ama şu an elimizde bu dağınık iş var.
The Bye Bye Man, hayatınızın 90 dakikasını harcayacağınıza değecek bir film değil. Oyunculuklar berbat, senaryosu çok zayıf ve yönetmenlik ondan da kötü. İyi bir konu boşa gitmiş açıkçası. The Bye Bye Man, son zamanlarda izlediğim en kötü ve en anlamsız filmlerden birisi. Gerçekten, vaktinizi sakın bu filmle harcamayın. Vizyonda çok daha kaliteli ve eğlenceli filmler var, onları destekleyin.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ İlginç bir konusu var...
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- ...ama klişe senaryo bunu yok etmiş.
- Kötü oyunculuklar, zayıf yönetmenlik ve gerçekten ama gerçekten kötü bir senaryo.
- Konunun bir yere varamaması.
- İlk 40 dakikada neredeyse hiçbir şeyin yaşanmaması.
İmdb puanı ve okuduğum kötü yorumlar nedeniyle Filmi izlemeye oldukça ön yargılı başladım ismi bile saçma geldi ama film bittiğinde etkisinden çıkamadım. Müthiş bir filmdi elbette gerek oyunculuklarda gerek filmin bazı sahnelerinde ufak hatalar vardı ama genel olarak iyiydi. Eğer izleyecekseniz arkadaş ortamında izlemenizi tavsiye ederim film o zaman daha keyifli oluyor. Ayrıca ikincisinin çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.