Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Son olarak, başta Sophia Turner olmak üzere oyuncuları iyi bulduğumu belirtmek istiyorum. Simon Kinberg'in, Jean Grey dışında diğer karakterleri iyi yazdığı kesin. Aksiyon sahneleri de önceki X-Men filmlerinde olduğu gibi hikâyeyle bütünleşiyor ve karakterler arası psikolojik çatışmaları yansıtabiliyor. Phoenix’in gizemli kozmik güçle biraz “yanarlı dönerli” ve gösterişli bir süper kahramana dönüşmesinin görsel olarak beni çok cezbettiğini söylemem mümkün değil. Ama Hans Zimmer’in müziklerinin de katkısıyla filmi, baştan sona hiç sıkılmadan seyrettim...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Serinin önceki adımlarındaki hınzırca bakış, esprili yaklaşım ve özellikle öyküler 70’lerde ya da 80’lerde gezinirken perdeyi saran nostaljik tatlar; bunların hiçbiri ne yazık ki ‘Dark Phoenix’te yok. Prof. Xavier’in iyilik yapma adına gerçeklerle oynaması ve sonrasında yaşadığı hesaplama filmin az sayıdaki erdemlerindendi. ‘Kozmik’ varlığının tanımsız kimliği de fena fikir değildi sanki; bir de ‘X-Women’ vurgusunu beğendim. Neyse, gelecek yıl ‘X-Men’ kabuk değiştiriyor ve ‘The New Mutants’ta yepyeni karakterlerle buluşacağız. O halde o biricik klişemize bir kez daha başvuralım: ‘Önümüzdeki maçlara bakalım’ derim...
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Film, serinin olay ve zaman eksenini yeniden yerle bir ederek kafa karıştırıcı bir hal almakla eleştirildi ve X-Men serisinin en kötü yorumlanan filmine dönüştü. Daha önce gösterime girmesi planlanan ancak son bölümü yeniden çekildiği için vizyon tarihi ertelenen film, bu hamleyle de X-Men serisinin düzeyine ulaşamamış gibi gözüküyor.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Oldukça iyi bir oyuncu topluluğu bir araya gelmiş olmasına rağmen James McAvoy, Michael Fassbender ve Jennifer Lawrence’ın “bitse de gitsek” kıvamındaki oyunlarını da filmin eksi hanesine yazmak lazım. Yanlış anlaşılmasın her üçü de filmde iyiler ama üzerlerindeki bıkkınlık hissinin de seyirciye geçtiğini söylemeden geçmeyelim. Haydi bir de buna bir de Jean Grey’i canlandıran Sophie Turner’un “iki çocuk annesi banliyö kadını” şeklinde giydirilmesinin uyumsuzluğunu da ekleyelim ve liste tam olsun. “Dark Phoenix”, serinin onca filmi arasında en kötüsü müdür bir şey zorlamak zor ama en kötülerinden birisi olarak kayıtlara geçeceği kesin.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Film en güçlü mutantlardan Jean Grey'in hikayesi üzerine kurulu. Uzayda yörüngesini kaybeden bir mekiği kurtarma operasyonunda enerji çarpmasına maruz kalan karakterimiz değişir ve sevdiklerine bile zarar verir hale gelir. Fakat ona çarpan enerji dalgasının peşinde uzaylılar da vardır. X-Men ekibi hem Jean Grey'i kurtarmak hem de bu uzaylılarla mücadele etmek zorundadır... Dolayısıyla X-Men çizgisi dışına çıkıp, önümüze aslında uzaylı istilasına karşı mücadele eden kahramanlar hikayesi koyuyor. Klasik uzaylı istilası hikayesini farklı kılacak bir yanı yok filmin.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Son olarak, başta Sophia Turner olmak üzere oyuncuları iyi bulduğumu belirtmek istiyorum. Simon Kinberg'in, Jean Grey dışında diğer karakterleri iyi yazdığı kesin. Aksiyon sahneleri de önceki X-Men filmlerinde olduğu gibi hikâyeyle bütünleşiyor ve karakterler arası psikolojik çatışmaları yansıtabiliyor. Phoenix’in gizemli kozmik güçle biraz “yanarlı dönerli” ve gösterişli bir süper kahramana dönüşmesinin görsel olarak beni çok cezbettiğini söylemem mümkün değil. Ama Hans Zimmer’in müziklerinin de katkısıyla filmi, baştan sona hiç sıkılmadan seyrettim...
Hurriyet
Serinin önceki adımlarındaki hınzırca bakış, esprili yaklaşım ve özellikle öyküler 70’lerde ya da 80’lerde gezinirken perdeyi saran nostaljik tatlar; bunların hiçbiri ne yazık ki ‘Dark Phoenix’te yok. Prof. Xavier’in iyilik yapma adına gerçeklerle oynaması ve sonrasında yaşadığı hesaplama filmin az sayıdaki erdemlerindendi. ‘Kozmik’ varlığının tanımsız kimliği de fena fikir değildi sanki; bir de ‘X-Women’ vurgusunu beğendim. Neyse, gelecek yıl ‘X-Men’ kabuk değiştiriyor ve ‘The New Mutants’ta yepyeni karakterlerle buluşacağız. O halde o biricik klişemize bir kez daha başvuralım: ‘Önümüzdeki maçlara bakalım’ derim...
Milliyet
Film, serinin olay ve zaman eksenini yeniden yerle bir ederek kafa karıştırıcı bir hal almakla eleştirildi ve X-Men serisinin en kötü yorumlanan filmine dönüştü. Daha önce gösterime girmesi planlanan ancak son bölümü yeniden çekildiği için vizyon tarihi ertelenen film, bu hamleyle de X-Men serisinin düzeyine ulaşamamış gibi gözüküyor.
Evrensel
Oldukça iyi bir oyuncu topluluğu bir araya gelmiş olmasına rağmen James McAvoy, Michael Fassbender ve Jennifer Lawrence’ın “bitse de gitsek” kıvamındaki oyunlarını da filmin eksi hanesine yazmak lazım. Yanlış anlaşılmasın her üçü de filmde iyiler ama üzerlerindeki bıkkınlık hissinin de seyirciye geçtiğini söylemeden geçmeyelim. Haydi bir de buna bir de Jean Grey’i canlandıran Sophie Turner’un “iki çocuk annesi banliyö kadını” şeklinde giydirilmesinin uyumsuzluğunu da ekleyelim ve liste tam olsun. “Dark Phoenix”, serinin onca filmi arasında en kötüsü müdür bir şey zorlamak zor ama en kötülerinden birisi olarak kayıtlara geçeceği kesin.
Sabah
Film en güçlü mutantlardan Jean Grey'in hikayesi üzerine kurulu. Uzayda yörüngesini kaybeden bir mekiği kurtarma operasyonunda enerji çarpmasına maruz kalan karakterimiz değişir ve sevdiklerine bile zarar verir hale gelir. Fakat ona çarpan enerji dalgasının peşinde uzaylılar da vardır. X-Men ekibi hem Jean Grey'i kurtarmak hem de bu uzaylılarla mücadele etmek zorundadır... Dolayısıyla X-Men çizgisi dışına çıkıp, önümüze aslında uzaylı istilasına karşı mücadele eden kahramanlar hikayesi koyuyor. Klasik uzaylı istilası hikayesini farklı kılacak bir yanı yok filmin.