“Doctor Sleep”, senaryosunu da Stephen King’in aynı isimli romanından (2013) uyarlayarak yazan ve editörlüğünü de üstlenen Mike Flanagan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
8 Kasım 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.3 /10 (135.695 oy) ve 4.3/5 (7.884 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.0/10 (322 yorum) ve 59/100 (46 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, “bir grup” sıradan sinema izleyicisi ile profesyonel sinema eleştirmeninin, hakkında açık ara farklı düşündükleri bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
O nedenle bizde, yine bir Stephen King uyarlaması olarak Stanley Kubrick’in “The Shining” (1980) in devamı biçiminde kurgulanan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, 45 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarılan ve 72.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Flanagan tarafından Kubrick ile kıyaslanmak üzere değil de onun 1980 yılında anlatmaya başladığı hikâyeyi, üstelik açıklayıcı bir rehber görevi de üstlenerek, tamamlamak üzere çekilmiş bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Bundan dolayı da aradan geçen bunca zamana karşın fırsat bulup da henüz bu serinin ilk filmini izlememiş olanlara, 1980 yılında ünlü 237 numaralı oda dâhil “Overlook” otelin tamamında yaşananları ve Torrance ailesinin başına gelenleri daha net anlayabilmeleri adına önce bu filmi ardından da “The Shining”i izlemelerini önereceğiz...
Zira ikinci filmde, ilk filmde yaşanan çılgınlıkların ardındaki gizli kapaklı gerçekler tamamen ortaya döküldüğü için emin olun böylesi çok daha ilgi çekici olacak…
Elbette buraya kadar söylediklerimizden, Stephen King’in ikinci romanını ve doğal olarak da filmi, basit bir tamamlayıcı (rehber) olarak tanımladığımız biçiminde bir yargıya da varılmamalı…
Ki, böylesine (yanlış ve tehlikeli) bir düşünce hem King’e hem de Flanagan’a yapılmış büyük bir haksızlık anlamına da gelecektir…
Üç saatlik “Director’s Cut” versiyonunu izlediğimiz, Dan Torrance veya nam-ı diğer “Doktor Uyku” (Ewan McGregor) ve Abra Stone’un (Kyliegh Curran) kişiliklerindeki “iyi” ile Şapkalı Rose (Rebecca Ferguson) ve ruh emici vampir arkadaşlarının temsil ettiği “kötü” nün (2011 yılında geçen) epik savaş hikâyesinin anlatıldığı bu filmde, üzerine konuşulacak daha çok şey var…
Ancak bunu yaparken, malumunuz olduğu üzere tarzımız gereği “spoiler” vermemeye de özen göstereceğiz…
O yüzden de “Casablanca” (1942) filmine saygı duruşu ile birlikte, bir “kara mizah” örneği olarak “emniyet kemerinin” hayat kurtaran faydalarının da sergilendiği filmde ne konuya ne de karakterlere çok da uzun uzadıya ilişmeyecek ve oyuncuların performanslarını “tatminkâr” bulduğumuzu söylemekle yetineceğiz…
İsterseniz şimdi yeniden dönelim bu film üzerinde yapılan şu gereksiz, “Kubrick vs. Flanagan” karşılaştırmaları hususuna…
Hemen herkesin bildiği gibi filmografisinde topu topu on üç uzun metrajlı sinema filmi bulunmasına rağmen Kubrick, tüm zamanların en iyi sinemacılarından biri olarak adını sinema tarihine altın harflerle yazdıran ve pek çok yönetmene de esin kaynağı olmuş olan bir efsanedir…
Öyle ki, özellikle de uzay konulu filmlerde, onun “2001: A Space Odyssey” (1968) filmine gönderme yapmak neredeyse sinemada artık gelenek halini almış gibidir…
Flanagan ve filmine gelince…
Gördüğümüz kadarıyla, istisnasız (arşivimizdeki) bütün filmlerini itinayla izlediğimiz Flanagan bu filmi, ekibiyle birlikte “The Shining”i taklit ederek değil de bir Netflix başyapıtı haline gelmiş olan (ve yine bu mecrada hakkında kapsamlı bir yorum da yazdığımız) “The Haunting of Hill House” (2018 – 2020) dizisinin bir bölümüymüş gibi tasarlamış…
Ki, zaten filmin müziklerini yapan The Newton Brothers’dan görüntü yönetmeni Michael Fimognari’ye, casting direktörleri Anne McCarthy ve Kellie Roy’dan prodüksiyon tasarımcısı Patricio M. Farrell’a kadar teknik ekibin kemik kadrosu da birebir aynı…
Brian Tallerico’nun da 8 Kasım 2019 tarihli RogerEbert.com’daki yorumunda isabetle belirttiği gibi, filme daha ürkütücü bir hava (ve farklılık) katmak maksadıyla (“The Shining”in aksine) gri ve mavi renk paletinin kullanımına da ciddi bir ağırlık verilmiş…
Yani eğer kısaca özetleyerek toparlayacak olursak, kendisi de “korku – gerilim” sinemasında marka bir isim halini almış olan Flanagan, “Kubrick’i kopyalamış” dedirtmemek için Tarantino’nun:
“Crawl” ve “The Irishman” in ardından 2019’un en iyi üçüncü filmi olarak değerlendirdiği “Doctor Sleep” de elinden gelen her şeyi yapmış…
İleride ne olur tabii ki, şimdiden bilinmez fakat “Abra Stone” karakteri üzerinden yine Flanagan ve ekibi tarafından gerçekleştirilecek bir devam projesine King’in de sıcak baktığı bu film için yorumumuzu burada noktalıyoruz…
Keyifli seyirler…