Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Birgün
Yazar: Tuğçe Madayanti Dizici
Doktor Uyku (Doctor Sleep) 2019’un hayal kırıklığı filmlerinden biri, keşke Kubrick’in The Shining filmine hiç temas edilmeyip, King’in The Shining’ine sadece göz kırpıp Doctor Sleep romanı bağımsız ele alınsaymış. Stephen King’in 1977’de yazdığı The Shining romanı ve Stanley Kubrick’in 1980’deki roman uyarlaması arasındaki uyumsuzluk ve King’in bu filmi hor görmesi onlarca yıldır süregelen bir tartışmadır. The Shining’in devamı olan Doctor Sleep romanının Mike Flanagan tarafından uyarlanması işte tam da bu savaş alanına bir müdahale olmuş. Üstelik aynı zamanda romanın ve filmin doku uyuşmazlığının nedeninin dışavurumu olmuş.
Eleştirinin tamamı için: Birgün
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Özetle, "The Shining" filminin ikonografisinin devreye girmesiyle "Doktor Uyku" son bölümünde daha güzel, etkileyici bir film haline geliyor... Flanagan'ı burada "The Shining" filminin dünyasını tutku dolu bir özenle kurduğu için övmemiz gerekiyor belki ama kendine özgü bir şey getiremediği için eleştirmemiz de mümkün...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Film, King’in romanına sadık bir uyarlama olmakla Kubrick’in sinemaya bıraktığı “The Shining” mirasını göz ardı etmeme arasında bir yerde kalıyor. “The Shining”in ikizler, kan akan koridorlar gibi kültleşmiş sahnelerini yeniden yaratıyor. Filmin araftaki bu hali, bir korku gerilim filmi olarak akıcı olmasının önüne geçiyor. Diğer yandan Kubrick’e saygı duruşu da eğreti kalıyor. Gus Van Sant’ın Alfred Hitchcock’un “Sapık”ını plan plan yeniden çekmesinin bir versiyonu yaşanıyor: Büyük bir sinema mirasıyla ne yapacağını bilememek. Bu durumda kalındığında belki de en iyisi o mirasa dokunmamak…
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Filmin belki temel özelliği sadece bir başka roman uyarlaması değil, hem o son romanın, hem de onun esin kaynağı olan ve yine King'in eserinden, dahi yönetmen Stanley Kubrick tarafından yönetilen The Shining filminin bir devamı olması. Böylece Flanagan bu iki dehaya birden hizmet ediyor. Ve işi zor gözüküyor. Başarısı ise bence çok tartışmalı. Asıl roman/film, dengesini giderek yitiren ve karısıyla küçük oğluna tam bir dehşet uygulayan bir adamın öyküsüydü. Burada ise yıllar sonra o çocuğu, yani Jack Torrance'ın oğlu Dan (Danny) Torrance'ı buluyoruz. Korkunç çocukluk anılarından bir ölçüde kurtulmuş, uzun süre esiri olduğu alkolü de bırakmış, yaşlılara hizmet veren bir huzurevinde çalışan bir tıp gönüllüsü.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Birgün
Doktor Uyku (Doctor Sleep) 2019’un hayal kırıklığı filmlerinden biri, keşke Kubrick’in The Shining filmine hiç temas edilmeyip, King’in The Shining’ine sadece göz kırpıp Doctor Sleep romanı bağımsız ele alınsaymış. Stephen King’in 1977’de yazdığı The Shining romanı ve Stanley Kubrick’in 1980’deki roman uyarlaması arasındaki uyumsuzluk ve King’in bu filmi hor görmesi onlarca yıldır süregelen bir tartışmadır. The Shining’in devamı olan Doctor Sleep romanının Mike Flanagan tarafından uyarlanması işte tam da bu savaş alanına bir müdahale olmuş. Üstelik aynı zamanda romanın ve filmin doku uyuşmazlığının nedeninin dışavurumu olmuş.
Habertürk
Özetle, "The Shining" filminin ikonografisinin devreye girmesiyle "Doktor Uyku" son bölümünde daha güzel, etkileyici bir film haline geliyor... Flanagan'ı burada "The Shining" filminin dünyasını tutku dolu bir özenle kurduğu için övmemiz gerekiyor belki ama kendine özgü bir şey getiremediği için eleştirmemiz de mümkün...
Milliyet
Film, King’in romanına sadık bir uyarlama olmakla Kubrick’in sinemaya bıraktığı “The Shining” mirasını göz ardı etmeme arasında bir yerde kalıyor. “The Shining”in ikizler, kan akan koridorlar gibi kültleşmiş sahnelerini yeniden yaratıyor. Filmin araftaki bu hali, bir korku gerilim filmi olarak akıcı olmasının önüne geçiyor. Diğer yandan Kubrick’e saygı duruşu da eğreti kalıyor. Gus Van Sant’ın Alfred Hitchcock’un “Sapık”ını plan plan yeniden çekmesinin bir versiyonu yaşanıyor: Büyük bir sinema mirasıyla ne yapacağını bilememek. Bu durumda kalındığında belki de en iyisi o mirasa dokunmamak…
T24
Filmin belki temel özelliği sadece bir başka roman uyarlaması değil, hem o son romanın, hem de onun esin kaynağı olan ve yine King'in eserinden, dahi yönetmen Stanley Kubrick tarafından yönetilen The Shining filminin bir devamı olması. Böylece Flanagan bu iki dehaya birden hizmet ediyor. Ve işi zor gözüküyor. Başarısı ise bence çok tartışmalı. Asıl roman/film, dengesini giderek yitiren ve karısıyla küçük oğluna tam bir dehşet uygulayan bir adamın öyküsüydü. Burada ise yıllar sonra o çocuğu, yani Jack Torrance'ın oğlu Dan (Danny) Torrance'ı buluyoruz. Korkunç çocukluk anılarından bir ölçüde kurtulmuş, uzun süre esiri olduğu alkolü de bırakmış, yaşlılara hizmet veren bir huzurevinde çalışan bir tıp gönüllüsü.