Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
İlk kez Nublar Adası dışında, ‘gerçek’ dünyada geçen film aksiyon açısından melez bir lezzet sunuyor denilebilir. Clarie ve Owen’ın hikayesi, özellikle de Malta’da geçen bölümler bugünün aksiyonundan izler taşıyor. “Görevimiz Tehlike”den “James Bond”a kadar aklınıza gelebilecek her tür zamane aksiyonunun unsurlarını bulmak mümkün bu aksta. Öte yandan Ellie ve Alan’ın bölümlerinde ise ’80’li yılları aratmayan bir aksiyon estetiği mevcut. Ki zaten şapka dahil olmak üzere “Indiana Jones”a açık göndermelerle bu duyguyu pekiştiriyor. Bu melezlik göze batmıyor aslında. Hatta filmin güçlü yanı olduğu bile söylenebilir. Kimi yersiz esprileri dışarıda tutarsak.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
‘Jurassic World: Hâkimiyet’, ‘Jurassic filmi’ seyretmeye gelenlere sunabileceği her şeyi ‘fazla fazla’ sunuyor. Aksiyon ve gerilime ek olarak 29 yıl önceki ilk filmin 3 karakteri üzerinden gelen nostalji havasını unutmamak gerek. Ian Malcolm (Jeff Goldblum) üzerinden mizah, Ellie ve Alan üzerinden ise hafif bir romantizm dahil oluyor filme. Claire, Owen ve Maisie duygusal aile filmi sularına yelken açmamızı sağlarken DeWanda Wise’ın canlandırdığı pilot Kayla Watts bir ‘Han Solo duygusu’ katıyor filme… Özetle, meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir film.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Doğrusu bu son film bunların hepsini değilse de önemli bölümünü izlemiş bizler için çok cazip değil. Üstelik hepsinden daha uzun tutulmuş: tam 135 dakika. Yine de belli ölçüde sürükleyici olduğunu, hikâyeye günümüzden gelen yeni yorumlar ve yan temalar eklediğini, ayrıca da en azından oyuncularıyla derin bir nostalji duygusunu taşıdığını hemen söyleyebilirim.
Eleştirinin tamamı için: T24
Milliyet Sanat Dergisi
Yazar: Müjde Işıl
Günümüz popüler sineması hâlâ ‘80’ler ve ‘90’lar sinemasının ekmeğini yiyor. Orijinal hikâyeyi ısıtıp sonra da üzerine günümüz duyarlılıklarını (kadın hakları, hayvanları koruma, cinsel yönelim vurgusu gibi) ekleyince her şey hallolmuş görünüyor, bir de üzerine bolca efekt… Evet, gişede karşılıklarını alıyorlar ama değil birkaç ay, birkaç gün sonrasına hafızlardan siliniyor çoğu. “Jurassic World Hâkimiyet” de türünün yetkin bir örneği olarak değil; Laura Dern, Jeff Goldblum ve Sam Neill’i bir araya getirmesiyle, ‘90’ları kucaklar gibi onlara sarılma hissi yaşatmasıyla hatırlanacak. Ve sonuçta kazanan yeni değil, “Jurassic Park” nostaljisi olacak.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet Sanat Dergisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Jurassic World’ serisinin ilk filmini yöneten Colin Trevorrow’un imzasını taşıyan, senaryosu da yönetmenle birlikte Emily Carmichael tarafından kaleme alınan ‘Hâkimiyet’ bence son üçlemenin en zayıf halkası olmuş. Zorlama bir öyküye sahip görünen yapım, modern bilimkurgu aksiyonlarındaki klişelerle dolu. Genlerle birlikte gezegenin de doğasıyla oynayan zengin kötü adam, ona engel olmak için çabalayan kahramanlar; ‘Bourne’, ‘Görevimiz Tehlike’ ya da ‘Hızlı ve Öfkeli’ serilerinden ödünç alınmış gibi görünen dinozorlu kaçma-kovalama sahneleri, dünyanın çeşitli yerlerine (Amerika’dan Malta’ya, oradan İtalya’ya) uzanan bir serüven... ‘Hâkimiyet’in özel yanıysa ‘Jurassic Park’la ‘Jurassic World’ serilerinde yer alan ana karakterleri bir araya getirmesi. Bir tür resmi geçit gibi yani.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
İlk kez Nublar Adası dışında, ‘gerçek’ dünyada geçen film aksiyon açısından melez bir lezzet sunuyor denilebilir. Clarie ve Owen’ın hikayesi, özellikle de Malta’da geçen bölümler bugünün aksiyonundan izler taşıyor. “Görevimiz Tehlike”den “James Bond”a kadar aklınıza gelebilecek her tür zamane aksiyonunun unsurlarını bulmak mümkün bu aksta. Öte yandan Ellie ve Alan’ın bölümlerinde ise ’80’li yılları aratmayan bir aksiyon estetiği mevcut. Ki zaten şapka dahil olmak üzere “Indiana Jones”a açık göndermelerle bu duyguyu pekiştiriyor. Bu melezlik göze batmıyor aslında. Hatta filmin güçlü yanı olduğu bile söylenebilir. Kimi yersiz esprileri dışarıda tutarsak.
Habertürk
‘Jurassic World: Hâkimiyet’, ‘Jurassic filmi’ seyretmeye gelenlere sunabileceği her şeyi ‘fazla fazla’ sunuyor. Aksiyon ve gerilime ek olarak 29 yıl önceki ilk filmin 3 karakteri üzerinden gelen nostalji havasını unutmamak gerek. Ian Malcolm (Jeff Goldblum) üzerinden mizah, Ellie ve Alan üzerinden ise hafif bir romantizm dahil oluyor filme. Claire, Owen ve Maisie duygusal aile filmi sularına yelken açmamızı sağlarken DeWanda Wise’ın canlandırdığı pilot Kayla Watts bir ‘Han Solo duygusu’ katıyor filme… Özetle, meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir film.
T24
Doğrusu bu son film bunların hepsini değilse de önemli bölümünü izlemiş bizler için çok cazip değil. Üstelik hepsinden daha uzun tutulmuş: tam 135 dakika. Yine de belli ölçüde sürükleyici olduğunu, hikâyeye günümüzden gelen yeni yorumlar ve yan temalar eklediğini, ayrıca da en azından oyuncularıyla derin bir nostalji duygusunu taşıdığını hemen söyleyebilirim.
Milliyet Sanat Dergisi
Günümüz popüler sineması hâlâ ‘80’ler ve ‘90’lar sinemasının ekmeğini yiyor. Orijinal hikâyeyi ısıtıp sonra da üzerine günümüz duyarlılıklarını (kadın hakları, hayvanları koruma, cinsel yönelim vurgusu gibi) ekleyince her şey hallolmuş görünüyor, bir de üzerine bolca efekt… Evet, gişede karşılıklarını alıyorlar ama değil birkaç ay, birkaç gün sonrasına hafızlardan siliniyor çoğu. “Jurassic World Hâkimiyet” de türünün yetkin bir örneği olarak değil; Laura Dern, Jeff Goldblum ve Sam Neill’i bir araya getirmesiyle, ‘90’ları kucaklar gibi onlara sarılma hissi yaşatmasıyla hatırlanacak. Ve sonuçta kazanan yeni değil, “Jurassic Park” nostaljisi olacak.
Hurriyet
Jurassic World’ serisinin ilk filmini yöneten Colin Trevorrow’un imzasını taşıyan, senaryosu da yönetmenle birlikte Emily Carmichael tarafından kaleme alınan ‘Hâkimiyet’ bence son üçlemenin en zayıf halkası olmuş. Zorlama bir öyküye sahip görünen yapım, modern bilimkurgu aksiyonlarındaki klişelerle dolu. Genlerle birlikte gezegenin de doğasıyla oynayan zengin kötü adam, ona engel olmak için çabalayan kahramanlar; ‘Bourne’, ‘Görevimiz Tehlike’ ya da ‘Hızlı ve Öfkeli’ serilerinden ödünç alınmış gibi görünen dinozorlu kaçma-kovalama sahneleri, dünyanın çeşitli yerlerine (Amerika’dan Malta’ya, oradan İtalya’ya) uzanan bir serüven... ‘Hâkimiyet’in özel yanıysa ‘Jurassic Park’la ‘Jurassic World’ serilerinde yer alan ana karakterleri bir araya getirmesi. Bir tür resmi geçit gibi yani.