Hesabım
    Deliormanlı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Deliormanlı

    “Acı var şampiyon, hayatta çok acı var…”

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Murat Şeker’a ait olan Sugarworkz adeta bir film fabrikası ve sektörel açıdan baktığımızda çok verimli bir faaliyeti sürdürüyor. Sugarworks filmleri iyi gişe yapıyor. Bu firmanın filmleri DVD’de, ulusal kanallarda ve hatta şehirlerarası seyahatlerdeki koltuk arkası ekranlar dahil her yerde karşımıza çıkıyor. Şunu en başta söyleyebiliriz; Murat Şeker’in elinde gişe sineması yapmak ve dağıtmak için güçlü bir tarif var.

    Deliormanlı, Murat Şeker’in daha önce denemediği bir alan, bir boks filmi ki bu türde sinemamızda çok fazla eser olduğundan da bahsedemeyiz. Yıllar önce Çetin İnanç’ın çektiği bir Rocky rip off’u olan Kara Şimşek ve TV için çekilen kısa ömürlü bir dizi olan Pusat

    Bir boks filmi çekmeye kalktığınızda ortada büyük bir tuzak var. Slyvester Stallone sağolsun, tüm boks filmleri için ister istemez esinlenecek bir şablon yarattı. Ne kadar özgün olmaya kalksanız da bir şekilde bu Rocky anaforuna kapılıyorsunuz. Hikâyeyi baştan yaratabilirsiniz ama bu seferde biçimde rüyalarınıza girecek antrenman sahneleri var. Serinin 6 filmi ve bir spin off’unda (Creed) o kadar iyi antrenman sahneleri var ki meydan okumak yerine kendinizi bırakıyor ve “Rocky izliyormuş gibi hissettiren” bir film çekmeye gayret ediyorsunuz. Bunu da yapan anlı şanlı yönetmenler var. Örnek isterseniz Training Day ile epey itibar kazanmış bir yönetmen olan Antoine Fuqua’nın çektiği Southpaw’a göz atın derim.

    Murat Şeker ve Ali Tanrıverdi’nin bir boks filmi çekmek istediği ama bir Rocky klonu yaratmak istemediği çok açık. Hikayesel anlamda elimizdeki şeyin Rocky ile bir ilgisi yok, senaryo çok daha yerel ve dramatik bir olay örgüsüne sahip… Muhteviyatında güzel bir gazeteci, bezgin bir boksör ve belalı bir mafya babasının bulunduğu bir suç öyküsü izliyoruz.

    Gazeteci kadını Birce Akalay, “Deliormanlı” Savaş Türkyılmaz’ı Sarp Levendoğlu, Tahsin Kara’yı ise çocukluk arkadaşım olan Gürkan Uygun canlandırıyor ki burada onun oyunculuğu için birkaç cümle kurmadan geçemeyeceğim. Evet, Sarp ve Birce de iyiler ama Gürkan Uygun bu karakter için özel bir çalışma yapmış ve kendi oyunculuk yeteneğinin sınırlarını zorlayarak yeni bir zirve inşa etmiş. Bu bir başkasının hakkından gelebileceği bir rol değil ya da Gürkan karakteri öyle zenginleştirmiş ki ağzınız açık izliyorsunuz. Onu perdede ilk gördüğüm anda üstündeki kürklü palto yüzünden olsa gerek, ünlü boks organizatörü Don King geldi aklıma… Onun sivri, paragöz ve şikeci karakteri, Rocky dahil pek çok boks filmine ilham olmuştur ancak Gürkan Uygun’un Tahsin Kara’sı çok başka biri… Oyuncu, abartı yüzünden karikatüre kaçıp inandırıcılığını hepten yitirecek bu rolün altından başarıyla kalkıyor.

    Filmin sıkıntıları da yok değil. Dediğim gibi bu bir boks filminden ziyade bir suç filmi, bu sebeple, Deliormanlı’nın eşini Tahsin Kara’nın öldürmesi gibi dramanın dozunu arttıran bazı durumları gereksiz buldum. Filmin malzemesi yeterli, ille de bir intikam filmine dönüşmesi gerekmiyor. Bir de sinemamızda pek alışık olmadığımız bir şey; finale yakın yaşanan yeni sürprizler, twistlerdir. Deliormanlı’nın hikâyesi her şeyin çözüleceği anda iyice karışıyor. Adeta Lost’ta sezon finali... “Bunu nasıl toparlayacaklar?” diye endişelenirken, korktuğum olmuyor, tam inmek üzereyken iniş takımlarını kapatan Deliormanlı’nın senaryosu bir numara daha çekiyor ve film dağılmadan iniyor. Sonra da seyircinin arzu ettiği katarsis (arınma) zorlu bir ring maçında veriliyor. Sen sağ, ben selamet!

    Bu final maçından da biraz bahsedelim; Murat Şeker bize yakın zamanda Yip Man 3 filminde izlediğimiz türden bir “devlerin kapışması” sekansı izletiyor. Orada Donnie Yen, Mike Tyson’la kapışıyordu, burada Sarp levendoğlu, Mike Tyson’ı yıkan adam olarak bilinen ünlü ağırsıklet Danny Williams ile ringe çıkıyor. Murat Şeker’in rejisi bize keyifli bir mücadele izletiyor ancak Filmin karışık olay örgüsü içinde finalde kapışmanın büyük beklenti yaratmadığının altını çizmem gerek. Senaryo ve kurgu Deliormanlı’nın rakibinin Tommy Dixon olmasına müsaade etmiyor, bölüm sonu canavarımız Tahsin Kara oluyor.

    Deliormanlı, kimi sıkıntılarına rağmen kolay ve keyifle izlenen “farklı” bir gişe filmi… Yerli Rocky filmi izlemeye gider gibi gitmeyin, daha bizden bir hikâyesi var ama sulu zırtlak komedilerin arasında güçlü bir alternatif… Teknik anlamda temiz bir film, sesi, ışığı, görüntü ve sanat yönetmenliği başarılı. “Drone icat oldu mertlik bozuldu” da diyebiliriz ama film bu oyuncaktan iyi görseller çıkartmış, izlemesi keyifli. İyi seyirler…

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top