Anadolu ağzı ve davranışlarını gerçekten verebilen, oyuncuların sırf ''Zaten Anadolulu insanları oynuyoruz abartalım'' demediği bir film olmuş. Esprileri zaman zaman aklıma geldikçe gülümseten bir film. Filmdeki en büyük eksiklik asıl hikayeden kopuk karakterlerin ayrı ayrı hikayelerini seyrediyor olmamız. Bu da bana sanki birden fazla birbirinden bağımsız film izliyormuşum gibi hissettirdi. Hikaye zayıf olmasına rağmen oyunculuğun ve esprilerin amiyane tabir ile cuk oturduğu bir filmdir.
Seneler önce izlediğimiz ve çocukluğumuzu esir altına alan köyden indim şehre temasının yenilenmiş versiyonu. Tüm dünyada film sektörü gelişmeye devam etse de maalesef hem konu hem de senaryo olarak ülkemizde yerinde saymaya devam ediyor. Ayrıca film içerisinde küçümsenen Yozgat'ı hiç görüp bilmediyseniz köy geçmez bir kasaba sanabilirsiniz, o derece. Filmin konusu dışında içeriğine odaklanırsak zeka içeren esprileri görebilirsiniz. Oyunculuk seçimleri muazzam olmuş, sergilenen oyunculuklar da aynı şekilde. Beklentisiz ve klişeleri kafaya takmadan izlerseniz oldukça eğlenebilir hatta muhteşem bulabilirsiniz. Ancak diğer türlü filmin yarısında kapatabilirsiniz.
Filmin bu kadar kötü olabileceğini hiç düşünmemiştim! Ne yazık ki Türk filmlerin de ki seyirci ile alay ederek para kazanmaya çalışma yöntemi son hız devam ediyor!
Fragmaniyla alakasi olmayan, konusu tamamen sıkıcı, Yozgat halkını kücük düşürmeye yönelik yapilmis bir film. Standart Türk komedi filmlerinden sıkca rastladigimiz belden aşağı esprilerle güldürmeye calişan ama güldürmekten öte ilk dakikalarindan itibaren izleyiciye "bu nasil bir film" düşüncesiyle, konunun ilerleyen dakikalarda daha akıcı bir hal alması temennisiyle son saniyeye kadar doğru dürüst gülmeden ve konuyu anlamaya çalişarak izlenen bir film.
Gezi ayaklanmasinan dem vurarak siyasi mesaj icermesi ayri bir trajedi.
Son sahnede haç ibadetiyle dalga geçilmesi, yapilmaya calisilan soguk espirinin üstüne basila basila haç ile alakasi olmayan bir sehirin dillendirilmesi ayri bir fiyasko. Izlemek, boşa zaman harcamaktir.
Sinemada babam ve oğlum gibi çok fazla kulağıma çalınmadıkça Türk filmi izlememek gibi bir adetim vardır. Bu filme de bir arkadaşım çok ısrar ettiği ve görmek istediği için onu yalnız bırakmamak amacıyla gittim. ama gittiğime de pişman olmadım.
Açıkçası yer yer sağlam esprilerin olduğu bir filmdi ve sürekli bir gülümseme hali ile seyrettim filmi. Özellikle Zafer Algöz ve Nursel Kösenin sahneleri ile Emrah Kahraman'a çok güldüm. Algı Eke de tüm tatlılığını katmıştı filme. Sadece Melek Baykal'ın performansı daha doğrusu tipi, o role oturmamıştı bana göre. O tatlı anadolu teyzesini iyi yansıtamamış diye düşünmekteyim. sonuç olarak izleyin pişman olmazsınız... iyi seyirler...
Son zamanlar da izlediğim en komik türk filmlerinden birisi... Hele ki cem yılmaz, şahan gökbakar ve şafak sezer'in kötü filmlerini izledikten sonra bu filmin hakettiği yerde olduğunu düşünmüyorum
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.