Hesabım
    Annabelle: Kötülüğün Doğuşu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Annabelle: Kötülüğün Doğuşu

    Korku Seansı evreninde yeni perde!

    Yazar: Burçin Aygün

    James Wan’in korku sinemasına armağanı, türe gerçek anlamda yeni bir soluk getirmeyi başaran Korku Seansı ve Korku Seansı 2 filmleri gösterdiği başarı sayesinde bir evrenin kapısını açtı. Özellikle ilk filmde bir mini yan hikaye niteliği taşıyan şeytani oyuncak bebek Annabelle o kadar çok ilgi çekti ki, 2014 yılında kendi filmine kavuştu. Dramatik yönü bir hayli kuvvetli olan yapım farklı tonda eleştiriler aldı. Bazıları Korku Seansı kadar sağlam bir korkuya sahip olmadığını söylerken, bazıları da tam tadında bir senaryodan memnuniyetini dile getirdi. Bebeğin geçmişini bir nebze aydınlatan projenin ardından bu kez Annabelle: Kötülüğün Doğuşu sayesinde iyice geçmişe gidiyor, her şeyin nasıl başladığını görüyoruz.

    Lights Out kısa filminin büyük ses getirmesiyle Işıklar Sönünce ismiyle ortalama bir uyarlamaya imza atan David F. Sandberg, Annabelle: Kötülüğün Doğuşu filminin yönetmen koltuğundaki isim. Sandberg yeni Annabelle hikayesinde hem eski yapımlardan beslenmiş, hem de kendi tarzını yapıma yedirmeyi başarmış. Bir önceki film günümüzden on yıllar önce geçerken, ikinci kısım 70’lerin de öncesine taşıyor bizi. Esther ve Samuel Mullins çifti ve küçük kızları Annebelle’in yaşadığı trajedi ve sonrasında yaşanan dehşeti paylaşıyor.

    Esther (Miranda Otto) ve sipariş üzerine çalışan oyuncakçı Samuel (Anthony LaPaglia), Bee (Samara Lee) adıyla seslendikleri kızları Annabelle’le birlikte çok mutludur. Örnek birer ebeveyn olan ikili, küçük kızlarına hem tapar, hem de gerçek birer anne baba olmanın ne demek olduğunu gösterirler. Ancak beklenmedik bir kaza küçük kızı onlardan kopartır, bu tarihten itibaren Esther yatalak olurken, Samuel hiç bitmeyen derin bir depresyona gömülür. Aradan 12 yıl geçer, Mullins çifti evlerine yetim kızlara açar. Rahibe Charlotte (Stephanie Sigman) gözetiminde saray yavrusu bir evde yaşamaya başlayan kızlar arasındaki fiziksel engelli Janice (Talitha Bateman) ve can dostu Linda (Lulu Wilson) bir süre sonra rahatsız edici deneyimler yaşamaya başlar. Girmemesi gereken bir odaya misafir olan Janice, büyük bir kötülüğü uyandırır, yıllar önce öldüğü söylenen Annabelle ile karşılaşır. Bu noktadan sonra, şimdiye kadar oyuncak bir bebek olarak tanıdığımız karakterin ardındakini görmeye başlarız.

    Yüzüklerin Efendisi serisindeki başarılı oyunculuğu ile hatırlanan Miranda Otto halen güzelliğini korurken, göreceli olarak sınırlı sahne süresi boyunca yeteneğini tekrar hatırlatıyor. Depresif ve karamsar Samuel olarak tanıdığımız LaPaglia ve Rahibe Charlotte rolündeki Sigman ise beklenmedik performanslar sergiliyor. Nitekim filmin hem baş kahramanı, hem de kurbanı olan Janice’imiz, Talita Bateman ve saftorik Linda’mız Lulu Wilson ilerleyen yıllarda yüzlerini sık sık görebileceğimizi müjdeliyor. Filmin en büyük artılarından bir tanesi de böylece ortaya çıkıyor. Ekipte kötü bir performansa denk gelmek mümkün değil! Böylece yönetmenin özenle üstünde çalıştığı belli olan tarihi ve ürkütücü atmosfer, karakterler üzerinden de tamamlanmış oluyor.

    Gelelim filmin ne derece korkutucu olduğuna. Dürüst olalım, karşımızda bir Korku Seansı 2 yok. Ancak ilk Annabelle filmine nazaran korku açısından çıta çok daha yukarıya taşınmış. Yönetmen Sandberg, oyuncular, görüntü yönetmeni Maxime Alexandre (ki kendisi daha önce de sağlam işler çıkartmış bir isim) ve bedenen de gördüğümüz “Kötülük” sizi rahatlıkla koltuğunuza sıkıştırmak adına görevini layıkıyla yerine getiriyor. Yapımın bu başlıktaki yeterliliğinin en büyük nedeni ise Korku Seansı, yani The Conjuring evreninden beslenişi. Kendisi için solo bir filme başlanan The Nun, yani Rahibe’nin orijinlerine dair ilk adımlar, önceki hikayelere yapılan göndermeler ve hatta benzeri korkutma teknikleri Annabelle: Kötülüğün Doğuşu’nu kaliteli bir izlencelik yapıyor. Hatta filmin kapanış jeneriği tamamlanana kadar yerinizde kalın diye de küçük bir tüyo vereyim.

    Belli başlı korku klişelerine başvurup, yer yer “e hadi artık” dedirtse bile Annabelle: Kötülüğün Doğuşu günümüz tür filmleri arasında zevkle seyredilecek, bolca geren, Kötülük’ün görsel tasarımı ile ciddi biçimde rahatsız eden, Korku Seansı 3 için gün saymayı tetikleyecek eli yüzü düzgün bir çalışma.

    Not: Ambar, korkuluk ve ampuller sahnesine hazır olun.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top