Senaryosunu Deborah Davis ve Tony McNamara’nın yazdığı “The Favourite”, Yunanlı sinemacı Yorgos Lanthimos’un yönetmen koltuğunda oturduğu kurgusal (fiction) bir drama…
Prömiyeri, 30 Ağustos 2018’de Yorgos Lanthimos’un Büyük Jüri Özel Ödülü ile Olivia Colman’ın Volpi Cup En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü kazandığı Venedik Film Festivalinde yapılan ve 21 Aralık 2018’de vizyona giren film, 10 kategoride Academy ödülüne aday olmanın yanı sıra şu ana kadar 1 Golden Globes ile 7 BAFTA dâhil toplam 134 ödülü hanesine yazdırmış durumda…
15 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 17 Şubat 2019 tarihi itibarıyla da 76,7 milyon dolarlık bir gişe rakamına ulaşmış olan bu filmin, 7.8/10 (59.051 oy) ve 3.4/5 (4.458 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.5/10 (341 yorum) ve 90/100 (53 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları son derece etkileyici…
Yine de gelin isterseniz bu son derece şatafatlı filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım ve ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik haline geldiği üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine filme ilişkin ilk tespitimizi paylaşalım:
Karşımızdaki, eğer rakipleri arasında “BlacKkKlansman” (2018), “Roma” (2018), “Vice” (2018) ve “Zimna wojna /Cold War”(2018) gibi filmler bulunmasaydı, aday olduğu 10 Academy ödülünü de hiç zorlanmadan alabilecek niteliklere sahip olan bir film…
Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, saydığımız bu rakiplerden ilk ikisi yani “BlacKkKlansman” (2018) ve “Roma” (2018), bize göre 2018 yılının en iyilerinden oldukları için en az “The Favourite” kadar aday oldukları kategoriler de Academy ödülü almayı hak eden filmlerden…
Diğer iki rakip yani “Vice” (2018) ve “Zimna wojna /Cold War”(2018) un ise 24 Şubat 2019 akşamı sırf siyasi nedenlerle en az birer Oscar heykelciği kapmalarına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor…
Neden mi?
Zira bunlardan ilki, Başkan George W. Bush’un yardımcısı (Vice – President) Dick Cheney’e (ve tabii aslında Amerika’nın saldırgan emperyalist politikalarına) övgüler düzerken diğeri de, masum bir aşk hikâyesi görünümü altında soğuk savaş dönemi Amerikan filmlerinde olduğu gibi çok sıkı bir antikomünizm propagandası yapıyor…
Dolayısıyla, eminiz Academy ödülleri jürisi de, görevini yapacak ve bu iki filmi de elleri boş, boyunları bükük bir şekilde evlerine göndermeyecektir…
Ki özellikle “Zimna wojna /Cold War”(2018) un bu durumuna ilişkin öngörümüz, daha henüz yarışacak ilk beşin dahi belli olmadığı (bu filmin) 05 Kasım 2018 tarihli yorumumuzda yazmıştık…
Hal böyle olunca da “The Favourite” e yarıştığı 10 kategoriden geriye, Olivia Colman’a verilmesinin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu düşündüğümüz “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü ile yine bizim plase olarak gördüğümüz “Kostüm Tasarım” ve “Prodüksiyon Tasarım” ödülleri kalıyor…
Ama dediğimiz gibi, aslında yarıştığı 10 kategoride de ödülü sonuna kadar hak ettiği için çok daha farklı sürprizlerle de karşılaşabiliriz…
Academy ödülü ağırlıklı bunca sözden sonra birazda Olivia Colman, Emma Stone ve Rachel Weisz’in performansları üzerine konuşmak gerekiyor…
Ki aslında onu da lafı fazla uzatmadan, eğer Emma Stone ve Rachel Weisz’in de Olivia Colman gibi daha önceden alınmış Oscar heykelcikleri olmasaydı, bu kez kesin alırlardı şeklinde bağlayabiliriz…
Filmde, üzerine konuşmazsak kesinlikle rahat edemeyeceğimiz üç konu daha var:
Bir, hikâyesi…
Gördüğümüz kadarıyla pek çok kişi anlatılanları gerçek sanmış…
Hâlbuki Lanthimos bu konuda, “Filmdeki bazı şeyler doğruydu çoğu değildi” diyerek olaya son noktayı koymuş…
Yani nihayetinde bu filmde anlatılan şey İngiltere tarihi değil…
O, sadece tarihten esinlenilerek yapılan ve seyri göze hoş gelen bir kurgu…
İki, Robbie Ryan…
Bizce bu adam, filmdeki kamera kullanma tarzı ile Görüntü Yönetmeni kategorisindeki Academy ödülünü Alfonso Cuarón ile birlikte en fazla hak eden isimlerden biri…
Üç, müzikleri…
Saray entrikalarıyla süslü olaylar gözümüzün önünden akıp giderken, W.F. ve J.S. Bach, Handel, Purcell, Vivaldi, Schubert ve Schumann diye uzayıp giden barok ve klasik dönem ustalarının tınılarıyla Elton John’un ilk albümü “Empty Sky” (1969) da yer alan "Skyline Pigeon" un kulaklarımızın pasını silmesi inanılmaz bir duyguydu…
Sonuç olarak, Yorgos Lanthimos’u büyük yönetmenler klasmanına terfi ettiren bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 18 Şubat 2019 günü saat 01:29’da yazılarak paylaşılmıştır...
Halbuki 91. Academy Ödüllerini kazananlar, 24 Şubat 2019 akşamı belirlenmiştir...