Hesabım
    Ben Ölmeden Önce
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Ben Ölmeden Önce

    Mahsur ve mahsun!

    Yazar: Banu Bozdemir

    2010 yılında Lauren Oliver tarafından yazılan daha çok gençler için yazılan ama yetişkinlerin de ilgisiz kalamayacağı Before I Fall / Ben Ölmeden Önce’de aynı gün içinde mahsur kalan Sam’in kaldırması gereken bir sır perdesinin içine sıkışmasına tanıklık oluyoruz.

    Film 1993 yapımı Groundhog Day ve 2014 yapımı Edge of Tomorrow gibi aynı günü tekrar tekrar yaşatıp neden orada sıkışıp kaldığını kahramanının kafasına vura vura anlatmayı seçiyor. En azından Ben Ölmeden Önce öyle bir yolu deniyor. Dört tane çok yakın kız arkadaşın etrafında düğümlenen hikayenin aslında çok düğüm ve çözüm tarafı yok ama gençlerin kendi içlerindeki döngüleri düşünüldüğünde anlam kazanıyor. Hikaye ve film kodları o kadar basit çözümlerle karşımıza getiriyor ki, Sam’in sıkışmışlığının oklarının neresini işaret ettiğini anlamak hiç zor değil.

    Tabii bu tarz filmlerin insanı sınaması ve çözümü bulana kadar aynı günü yaşatması ve bunu bir tek o kişinin fark etmesini sağlaması da ayrı bir döngü. Sam kendi dertleri içinde yoğrulan, arkadaşlarına çok önem veren ve her genç gibi ailesini ihmal eden güzel bir genç kız. Erkek arkadaşıyla bir türlü duygusal iletişime geçemese de onun gibi popüler bir çocuğun hayatında olmasını önemseyen bir kız! En yakın arkadaşı Lindsay’in gölgesinde bazı olayların gerçeklik boyutunu kaçıran Sam bu döngünün içinde farkında olmadığı şeylere uzanma fırsatı yakalar. Sıkışıp kaldığı aynı gün içinde ihmal ettiklerine vakit ayırır, küçük kız kardeşiyle, annesiyle ve ihmal ettiği çocukluk aşkıyla görüşür. Aslında Sam’in okulda farklı olduğu için yalnız bırakılan ve hakkında çokça dedikodu dolaşan Juliet’le ilgili çözmesi gereken büyük bir sorun vardır.

    Film uyanışlar, kısır döngüler, her gece tekrarlanan aynı partiler, kavgalar eşliğinde bir parça içimize fenalık salsa da Sam’in çıkış biletini bir an önce kesmesini bekliyoruz. Gerçi bu bilet Sam için yaşamsal bir sonu göstermiyor. Filmin gençlere yönelik bu tarz çözümsel sıkışmışlık yolunu denemesini, onları bu dert çemberi içinde sınamasını sevdim diyebilirim. Filmin hedef kitlesi daha çok gençler ve onları çizdiği boşluk içinde bazı değerleri yeniden gözden geçirmeye çağırıyor ki bu önemli. Birçok genç filmi onları bir kaosun içine atıp, orada çok acı tecrübelerle sarsmaya çalışıyor. Tabii burada konu daha basit aksediyor ve Sam ve Juliet arasında bir bağ kurulması gerektiğini çok önceden anlıyorsunuz, film uzatmaları oynasa da…

    Groundhog Day Bill Murray’in başrolünde oynadığı ve bu sıkışmışlığı sinir bozucu bir komediye dönüştüren, hatta bu döngüden çıkmak için kahramanına intiharı bile deneten bir filmdi. Edge of Tomorrow ise subay Bill Cage üzerinden ölüp tekrar tekrar uyanmayı ve hayatta kalmak için savaşmayı anlatıyordu. Ben Ölmeden Önce benzer örneklerinin yanında yavan kalsa da hedef kitlesinin ilgisini çekeceğini düşündüğüm bir film olmuş. Sam’in sarsıcı bir olay yaşamadan bir döngünün içine çekilmesi ve her şeyi o sıkıştığı gün içinde anlamaya çalışması biraz zayıf kalıyor olsa da, filmin gerçeklik boyutuna fazla sekte vurmuyor. Aslında farklı günlerde yaşayabileceği olaylar silsilesini sıkıştırılmış bir halde önüne sunuyor. Tabii kötü kız olmaya çalışıp isyan etmesi de arada kaynıyor.

    Sonuçta Before I Fall iyi insan olmak üzerine vurgu yapan, ama bunu çok fazla tekrarladığı için anlam kaybına uğrayan, bir yandan da hedef kitlesi olan gençleri tatmin edecek yapıda bir film olduğunu düşünüyorum. Etrafımıza iyi baktığımızda mutlaka görecek daha iyi şeyler vardır durumunun biraz kafamıza vura vura anlatılması durumu Ben Ölmeden Önce. Sam bunu görüyor!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top