Yıllar içerisinde...
Artık belli bir standart yapıya kavuşturmuş olduğumuz diğer yorumlarımızda da yaptığımız şekilde...
Bu film için yazacağımız yorumumuza da yine...
***
"Ahmet Başımoğlu'nun hikayesinden uyarladığı senaryosunu da kaleme alan Yusuf Atıcı'nın...
İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek amacıyla yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "Abbas'ın Melekleri"; sanki beklenilmedik pek çok sürprize de gebeymişçesine biçiminde bir hal sergileyen, bir komedi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
Çekimlerinin Kuşadası'nda gerçekleştirilmesinin yanı sıra...
Oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı da hemen her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım..."
Diyerek başlamayı çok isterdik...
***
Eğer jenerikteki oyuncu listesinde...
Bırak sinema kültürünü...
En azından emeğe saygı gereği...
Misafir oyuncular dahil...
Kimin hangi karakteri canlandırdığının belirtilmesine ilaveten aynı kadroda...
Konuşurken, cümle içindeki kelimelerin yarısını yutan amatörlere yer verilmemiş olsaydı...
***
İşte bu...
Son derece açık sebepler ile de...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Ne olur ne olmaz... Belki bir meraklısı çıkar da izler..." düşüncesiyle...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 4...
***
Devamında nelerin yaşanacağını bilmediğimiz gibi merak da etmediğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bizim açımızdan...
Zaman kaybından öte hiçbir anlam ifade etmeyen, 91 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,