Hesabım
    Karanlık Sular
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Karanlık Sular

    Karanlık Sular - Okyanus Dişlerini Gösterdi

    Yazar: Egemen Tokatlıoğlu

    Sinemada köpek balığı fobimizin başlangıcı diyebileceğimiz Steven Spielberg başyapıtı Jaws (1975) sonrası popüler olan bu gerilim türü, yani odağına katil köpek balığını alan pek çok film izledik. Ancak kabul etmeliyiz ki bu türün altından kalkmak pek kolay iş değil. Özellikle gerilim/korku sinemasında kendine yer edinmiş bu türün ciddi bir hayran kitlesi bulunduğu gerçeğini ortaya koyarsak. Bu hafta vizyona giren Karanlık Sular (The Shallows) da bu türün hayranlarına bol gerilim soslu bir seyirlik sunuyor. Filmin yönetmenliğini korku ve aksiyon sinemasına oldukça aşina bir isim olan Jaume Collet-Serra üstlenirken filmin başrolünde popüler televizyon serisi Gossip Girl, Oliver Stone yapımı Vahşiler ve yakın zamanda ülkemizde vizyona girecek olan Woody Allen yönetmenliğindeki Café Society’de izleyeceğimiz Blake Lively yer alıyor.

    Film, Amerikalı genç doktor adayı Nancy’nin daha önce annesinin de uğradığı ancak adını bilmediği bir sahilde sörf yapmak istemesi ve akabinde bir köpek balığı tarafından saldırıya uğraması ekseninde gelişiyor. Saldırı sonrası kendisini kıyıya yakın ufak bir kayalığa atan Nancy için zaman daralmaktadır. Çünkü sular bir süre sonra yükselecek, kendini attığı kayalık da sular altında kalacaktır. Eğer birşeyler yapmazsa peşindeki köpek balığı için açık hedef haline gelecektir.

    Filmin artı yönlerinden başlarsak dur durmak bilmeyen ve sürekli tırmanan bir gerilim hakim. Başrol için seçilen isim Lively oldukça doğru bir tercih. Su altı çekimleri diğer akran filmlerine bakarak gayet profesyonel ve etkileyici denebilir. Özellikle köpek balığının saldırı sahneleri oldukça iyi kotarılmış. Film, kapalı alanda katil köpek balığı ile başa çıkma mücadelesini konu edinen ve daha çok aksiyonu ile öne çıkan Mavi Korku (1999) ve Yem 3D (2012) ile gerilim/korku unsurlarını daha önde tutan Denizin Dişleri (2009) ve Açık Deniz (2003) gibi filmlerin dengelenmiş hali denebilir. Bu türe hakim olan izleyiciler için yeni bir şey vermiyor belki ama etkileyici görsel efekt ve su altı çekimleri ile diğer yapımlardan bir tık öne geçiyor. Bu bağlamda rahatlıkla gerilim ve aksiyonun dozu iyi ayarlanmış denebilir.

    Filmin sıkıntılarından biri Nancy’nin inandırıcılıktan uzak çoğu zaman Rambo misali doğaya meydan okuması. Nancy’nin doktor adayı ve sporcu bir kişilik olmasının avantajlarını değerlendirdiğini elbette bir yere kadar kabul edebiliriz ancak özellikle ikinci yarıda yaptığı hamleler fazla profesyonel ve fazla soğukkanlı gelebiliyor. Yani örnek vermek gerekirse, Açık Deniz’de suyun ortasında köpek balığı tehdidi ile karşı karşıya gelmiş çaresiz çiftin endişesini çok taşımadığı aşikar. Elbette Nancy’nin zeki ve yerinde hamleler yapması gerilimi tetikleyen unsurlar olabilir ancak seyircide “Nancy denizde ölüm kalım savaşı vermeye çoktan hazırmış meğer” dedirtebiliyor. Bunun dışında, uzun süre yaralanmış şekilde o kadar çok aksiyonda bulunması da göze batabiliyor. Yine de bunlar türün hayranları için çok baltalayıcı unsurlar değil.

    Mumya Evi (2004), Evdeki Düşman (2009) gibi korku filmleri ile Liam Neeson başrolündeki Kimliksiz (2011) ve Gece Takibi (2015) gibi aksiyon filmlerinde kamera arkasına geçmiş olan yönetmen Jaume Collet-Serra az önce değindiğimiz gibi tam da bu iki türü harmanlamış. Bu iki türe de yatkın olan Serra türün hayranlarını memnun edecek bir gerilim ortaya koymuş. Çok iddialı olmasa da Karanlık Sular şu sıcak yaz günlerinde köpek balığı fobisi olanları daha da gerecek, gerilim/korku türü hastalarını da salondan boş çevirmeyecek bir film.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top