Senaryosunu, Laurits Munch-Petersen ve Lars Andreas Pedersen'in orijinal senaryosundan uyarlayarak Chris Fedak'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Michael Bay'in oturduğu "Ambulance", aksiyon dozu yüksek bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 40 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra; zorluk derecesi yüksek silahlı çatışma ve araç takip sahnelerinde, koordinatörlüklerini Mike Gunther'ın yaptığı dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak, "First Person View" olarak adlandırılan drone kameralar da kullanılarak çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
Danimarka yapımı "Ambulancen"in (2005) yeniden çevrimi olan film, savaş gazisi William "Will" James Sharp'ın (Yahya Abdul-Mateen II) karşısındaki müşteri temsilcisine; "Haftalardır telefonda karşıma birinin çıkması için uğraşıyorum" dediği sahne ile başlar...
Zira sigortanın, onayı alınır alınmaz kanserle savaşan karısı Amy'nin (Moses Ingram), acilen ameliyat edilmesi gerekmektedir...
Karısı ile küçük oğlu Tate'i evde bırakan Will, "İş buldum... Bir depo da forklift sürücülüğü yapacağım" diyerek aslında; suç dünyasının önemli karakterlerinden birisi olan, babasının kendisini evlat edindiği üvey kardeşi Daniel "Danny" Sharp (Jake Gyllenhaal) ile buluşmak üzere yola koyulmuştur...
Aynı esnada içinde sağlık görevlisi Cam Thompson (Eiza González) ile sürücüsü Scott'ın (Colin Woodell) bulunduğu bir ambulans da, Lindsay'in (Briella Guiza) ağır yaralandığı trafik kazası mahalline varmış ve ilk müdahaleyi gerçekleştirerek hastaneye de yetiştirmişlerdir...
Üstelik bütün bunlar için Cam ile Scott'a, 12 dakika yetmiştir...
Gerçi Will'de, muhteşem bir otomobil koleksiyonu bulunan Danny'nin mekanına ulaşmış ve ondan, deneysel olması sebebiyle sigortanın ödemeye yanaşmadığı karısının 231 bin dolarlık ameliyat masrafını karşılamasını istemektedir...
Ancak Danny kendisine; birkaç saat sonra şehir merkezindeki First Federal Bankasından kaldıracakları 32 milyon doların arasından kazanabileceği daha da büyük bir miktarı, pay olarak önerir...
Bu teklife, çaresizce mecbur kalarak atlayan Will; Danny, Mel Gibson (Devan Chandler Long), Victor (Victor Gojcaj), Randazzo (Randazzo Marc) ve Trent'ten (Brendan Miller) oluşan soygun ekibine katılır...
Ellerindeki silahlarla bankaya girdiklerinde, polis memuru Mark'ın (Cedric Sanders) verdiği gazla ortağı Zach'da (Jackson White); bankada veznedar olarak çalışan Kim'e (Kayli Tran), çıkma teklif etmek amacıyla kendini, zoraki bir biçimde Danny'e içeriye aldırmasın mı...
Kısa bir süre sonra:
Dışarıda bekleyerek içeride olan biteni gözetleyen memur Mark, olayın bir banka soygunu olduğunu fark edince; aynı parayı bankadan alarak nakletmek gayesiyle gelmekte olan kolluk kuvvetleri ile bizim soyguncular arasında, Los Angeles sokaklarına yayılan son derece ciddi bir silahlı çatışma başlar...
Will ile Danny'nin kaçarlarken rehin aldıkları Zach, gafil avladığı Danny'e saldırınca, paniğe kapılan Will'de onu yanlışlıkla vurarak yaralar...
Mark, yerde yatmakta olan ortağı Zach'ı bulduğunda, telsizi ile acilen bir ambulans ister...
Böylelikle de, Will ile Danny'nin çıkmaya çalıştıkları bankanın alt kattaki kapalı otoparkına; Mark'ın yardım çağrısını duyan Cam ile Scott'ın ambulansları girmek üzeredir...
Yaralı Zach'ı alan ambulans tam otoparktan çıkıp gidecekken, elindeki silahı ile Scott'ın yolunu kesen Danny; Cam ve Zach'ın bulundukları arka tarafa Will'de direksiyona geçecek ve bu şekilde de polisin elinden sıvışacaklardır...
Ta ki Mark, baygın vaziyette yerde yatmakta olan Scott'ı buluncaya kadar...
Çünkü şimdi Yüzbaşı Monroe'nun (Garret Dillahunt) yönettiği ve danışmanlığını da, Danny'nin seceresini yakından bilen FBI Ajanı Anson Clark'ın (Keir O'Donnell) üstleneceği operasyon da; bütün Los Angeles emniyeti (LAPD), havadan ve karadan peşlerine düşecektir...
Elbette Danny'de alternatifsiz değildir...
O da; Papi (A Martinez), Papi'nin oğlu Roberto (Jesse Garcia), Jesus (Jose Pablo Cantillo) ve Castro (Wale) gibi isimleri devreye sokacaktır...
Dakika 50...
Geride sizleri, heyecanın hız kesmeden süreceği 86 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Eminiz aksiyon meraklıları, Londra'daki Abbey Road Stüdyolarında kaydedilen müziklerini; Bay'in daha önce "13 Hours: The Secret Soldiers of Benghazi" (2016) ve "6 Underground" (2019) filmlerinde de beraber çalıştığı Lorne Balfe'ın yaptığı bu filmi fazlasıyla beğeneceklerdir...
Yeter ki, lastik gibi çekilerek uzatılmış 136 dakikalık; fazlasıyla gereksiz ve abartılı olduğunu düşündüğümüz süresini, aynen bizim gibi kafanıza takmış olmayın...
Keyifli seyirler,