Son zamanlarda Rocky Handsome ve Ki & Ka gibi Türkiye'ye gelen Bollywood filmleri ile Bollywood sinemasının düşüşe geçtiğini gördüm. Bu yüzden Sultan ile ilgili hiçbir beklentim yoktu, zayıf bir film olacağını düşünmüştüm, yanılmışım. Sultan, sadece bu yazın veya bu yılın da değil, Bollywood sinemasına dair izlediğim en iyi filmlerden birisi.
Film, güreşçi Sultan Ali Khan'ın hayatını işliyor. Güreşe nasıl başladığını, kendini nasıl geliştirdiği, Aarfa'ya nasıl aşık olduğu ve birlikte neler yaşadığını gösteriyor bu film. Aslında bu dediklerim, filmdeki 70 dakikalık uzun flashback sahnesinden başka değil. Bu flashback sahnesi, gerçekten üzücü bir şekilde bitiyor ve siz de daha fazlasını istiyorsunuz. Ve alıyorsunuz da! Ben filmi izlerken bütün olayların flashback de geçtiğini unutmuşum. İkinci yarı, bize Sultan'ın yaşadıklarından sonra yeniden yükselişini anlatıyor. Ve bunu çok güçlü bir şekilde yapıyor.
Bu filmi Rocky, Southpaw ve hatta Karate Kid gibi filmlere benzetmeniz çok doğal. Ve bazı sahneleri benziyor da! Ama şunu söylemeliyim ki Sultan, bu üç filmden daha iyi bir iş ortaya koyuyor.
Öncelikle filmin kötü yanlarından başlamak istiyorum. Senaryonun bazı sahneleri gereksiz yere uzatılmış. Mesela Sultan'a sponsor olan tencere mağazasındaki çocuğu gereksiz yere filme koymuşlar. Bunun dışında Sultan'ın bir doğum günü partisinde söylediği şarkı da oldukça yapmacık geldi. Evet, şarkıyı söyleyen kişi Sultan değil ama adamın sesi oldukça gür, şarkıcının ise oldukça tiz. Bu sahnede filmden biraz kopmanız elde değil.
Bir de Sultan'ın ilk 30 dakikasında filme tam olarak odaklanamıyorsunuz. Film klişe bir şekilde başlıyor, güreş yarışmalarının sahibi "yeni bir kan" arıyor ve Sultan'ı buluyor. Sultan'a dair ufak bir sahne görüyoruz, 10 kişiyi güreşte nasıl yendiğini. Bu sahnede slow motion, gereksiz yere kullanılmış maalesef, bir süre sonra etkileyiciliğini yitiriyor. Daha sonra film, flashback sahnelerine başlıyor. Sultan, uçurtma kovalayan, ilk görüşte aşık olduğu kızın peşinde koşan birisidir. Şimdi bu, Sultan'ın kişiliğinden oldukça farklı. Film, Sultan'ı mert, örnek alınan güçlü birisi olarak nitelendirirken filmin başlangıcı, bütün bunları yok sayıyor. Ama olay şu ki, bu kısım her ne kadar sürse de, film bunun farkında aslında. Bu da bizi filmin iyi yanlarına götürüyor.
Film, bu olaylardan sonra kendini çok iyi betimlemeye başlıyor. Sultan'ın aşkı Aarfa için değişimini görüyoruz. Aarfa, bir güreşçi olduğu için Sultan da bir güreşçi olmak istiyor başta. Ama daha sonra kendisini keşfediyor bu spor dalında. Daha sonra birkaç tane güreş montajı görüyoruz. Bundan sonra filmin içine çekilmiş oluyorsunuz. Ama birdenbire çok üzücü bir olay yaşanıyor, spoiler vermeyeceğim ama son zamanlarda bir film izlerken bu kadar kötü bir olay gördüğümü pek hatırlamıyorum.
Ve film bundan sonra günümüze geliyor. Sultan'a yeniden güreşmesi için bir teklif geliyor ve o da zar zor kabul ediyor. Aarfa'yı ve kendisini yeniden kazanmak için yeniden güreşmeye gidiyor. Fakat güreş camiası oldukça değişmiştir. Film de bize gösteriyor, boğma, yumruklama, ezme vb. şeyler vardır artık. Sultan da bütün bunlara ayak uydurmaya çalışıyor ve yeni bir antrenör ile tanışıyor.
İlerki sahnelerde, Rocky'ye taş çıkaracak şekilde bir çalışma montajı görüyoruz. Evet, mantık hataları var ama genel anlamda, Rocky serisindeki montaj sahnesine olmayan bir şey eklenmiş. Duygu değişimi. Artık Sultan karakteri ile birsiniz, onun yaşadıklarını, hissettiklerini ve bildiği felsefeye göre neler başarmaya çalıştığını görüyorsunuz.
Özellikle de filmin son 30-40 dakikasındaki uzun güreş sahneleri gerçekten muhteşemdi. Bitişi de öyle. Film bittiğinde ayağa heyecanla kalktım, filmin içerisindeki seyirciler gibi.
Sultan, çoğu Bollywood ve Hollywood filmlerinden çok farklı. Bu tür ile yapılmış filmleri görmezden gelerek kendi türünü yaratıyor. Mesela birkaç örnek yazayım:
Sultan ve Southpaw. İkisi de ailesi parçalanan bir adamın, arenaya geri dönüşünü anlatıyor. Fakat Sultan, kesinlikle daha iyi çünkü filmdeki ilişkinin temellerini, karakterin daha bunlar olmadan önce geçirdiği transformasyonu anlatmış. Ve final sahnesi de daha etkili.
Sultan ve Karate Kid. İki film de sabırlı olmayı, vazgeçmemeyi gösteriyor. Ayrıca 1-2 dövüş sahnesinin de benzediğini söylemeliyim.
Sultan ve Creed. Bu film ile Creed'in en çok benzeyen yanı, eski nesil ile yeni nesilin birlikte ayak uydurması. Creed, gerçekten de güzel bir filmdi ve eski Rocky filmlerine bir aşk mektubu gibiydi. Boks ile büyüyen yeni jenerasyona hazırlanmış ve Creed'in eğitmeni de eski jenerasyon aslında. Bu iki jenerasyon çarpışınca da ortaya mükemmel bir sonuç çıkmış. Fakat sorun şu ki, Creed bunu aşağı yukarı 6 Rocky filminin sonucunda yapıyor, Rocky karakterini tanıyıp sevebilmemiz için. Sultan ise bunu bir filmde gerçekleştiriyor. Sultan'ı uzun flackback sahnesi ile tanıyoruz. Aarfa'ya olan aşkını ve ondan da öte güreşe olan sevgisini görüyoruz. Daha sonra kibirden ve üzücü bir olaydan sonra günümüze gelip yeniden yükselişini görüyoruz. Üstelik bu filmin 170 dakikalık dev bir süresi olmasına rağmen çoğu Bollywood filmi gibi, bu süreyi 2 saat olarak hissediyorsunuz. Bu yüzden Sultan'ın temelleri, Creed'e göre daha sağlam.
Sultan ve Rocky. Şimdi, ben Rocky serisini çok seviyorum, boks filmlerine yeni bir soluk getirdiği de kuşkusuz. Sultan ve Rocky'deki ana karakterler, birbirine çok benziyor aslında. Destek olsa da olmasa da ana karakterin yılmayışı, bir amaç uğruna savaşma özelliği birbirine benziyor. Bu iki film de bu etmeni çok iyi işlemiş. Ama bu iki filmin birbirine benzeyen bir yanı daha da var, final sahnesi. Final sahnesi için daha çok Rocky serisini karşılaştırabiliriz, çünkü farklı yanları var. Şunu belirtmek istiyorum ki, Rocky'nin final sahnesi geldiği zaman yüzünüzde hoş bir sırıtışla ekrana bakıyorsunuz. Sultan'ın final sahnesi geldiği zaman, gaza gelip coşmanız, sevinmeniz, üzülmeniz elden değil. Dediğim gibi, film bittiği zaman sevinçle ayağa kalktım ve etkisinde kaldım. Sultan'ın temelleri gerçekten sağlam, çoğu Bollywood filminden farklı. Sultan'ın felsefesini, aşkını... Kısacası her şeyini anlıyorsunuz. Rocky'de ise, adamın boksör olduğunu ve şimdi ise uğunda savaşacağı bir kişinin geldiğini biliyorsunuz. Sultan'ın Rocky'den daha iyi bir film olup olmadığı tartışılır elbette ama daha etkili bir film olduğu kesin.
Son olarak oyunculuklara ve kamera işine değinmek istiyorum. Salman Khan'ın daha önce hiçbir filmini izlememiştim ama tarzını ve oyunculuğunu biliyorum. Bu filmde ise Salman'ı tanıyamadım! Sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da Sultan karakterini canlandırmış. Salman Khan'ın diğer filmlerini de izlemeye can atıyorum doğrusu. Ve Aarfa rolündeki Anushka Sharma'yı ilk başta tanıyamadım. Ama araştırınca fark ettim, ben Sharma'yı PK'deki Jaggu olarak tanıyorum! Sharma, PK'de oldukça hoş bir performans sergilemişti. Bu filmde de bazı sahnelerde arka planda kalmış olsa da genel anlamda oyunculuğuna hayran kaldım. Oldukça iyi bir performans sergilemiş, hatta en iyi performansını sergilemiş diyebilirim. Ayrıca kamera işi slow motion sahneleri hariç, oldukça başarılıydı. Editlemeyi çok iyi gerçekleştirmişler, izlerken aklınızda soru işareti kalmıyor.
Sultan'ın yazısını bu kadar uzun yazmamın sebebi, anlatacak çok şeyin olması. Ve hala anlatmadığım bir sürü şey var! Ama uzun lafın kısası Sultan, gerçekten başarmış bir film. Sizinle bağ kurabilecek, normal bir filmden daha fazlasını hissedebileceğiniz bir iş çıkmış ortaya. Genel anlamda aradığınız "mükemmel film" olmasa da, çok iyi bir film. Bu filmi geniş bir salonda, 2 kişi ile beraber izledim. Lütfen vizyondaki diğer filmleri es geçin ve bu filmi önceliğiniz yapın. Beğeneceğinize eminim. Tavsiye ederim.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Salman Khan ve Anushka Sharma.
+ Yaratmak hissettiği duyguyu tam olarak yaşatması.
+ Konuyu çok iyi kavraması.
+ Güreş sahneleri.
+ Senaryosu, felsefesi ve müziği ile ilham verici bir film olması.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Slow motion.
- Bazı gereksiz karakterlere gereksiz ekran süresi tanınması.
TOPLAM PUAN: 10/10