Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Yol filmlerinin insan yolda değişir anlatısını kullanan Güneş, Osmanlı'nın bu tehciri yapma kararını inceden inceye eleştirirken, yaşanan dramları gösteriyor. Ama Osmanlı'nın bu göç işini nasıl ince elenip sık dokunduğunu da anlatma çabasında. Savaş nedeniyle Anadolu'da devlet otoritesinin zayıflığına dikkat çeken ve Ermeni Tehciri sırasında yolda yaşanan ölümlerin çeteler tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Güneş, yaşanan acıyla empati kurmaya davet ediyor seyirciyi. Büyük cümleler kurmak ve Osmanlı Subayı filmindeki gibi karakterlerini tartışmak yerine gerçek bir hikayeyi etkili bir sinematografiyle anlatarak yapıyor bunu. Film tartışılır elbet ama suskunluk daha fena bir şey galiba. Böylesi ağır bir meseleyle ilgili bir film çektiği için ve var olan suskunlukta ses verdiği için Güneş'i cesareti nedeniyle takdir etmemek olmaz.
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Kervan 1915’, sinematografik anlamda ise pek de çekici bir yapım değil. İnsan bu denli uzun bir yolculukta en azından uzun yol türü bir ‘western tadı’ arıyor ama 130 dakika boyunca film de kervan da ağır ağır, heyecansız ilerliyor. Yan öykülerden Ermeni kızı Suzan’la Türk delikanlısı Ahmet arasındaki zorlu dönemeçlerden geçen aşk ise genel toplama yeterli katkıyı yapmaktan uzak.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Star
Yazar: Serdar Akbıyık
Tarafsız film yapmak adına öykü içindeki küçük aşkı, bir adamın adil yapısını yüceltmiş. Ama tehcire sebep olan olayların üzerinden üstün körü geçmiş. Senaryoda küçük diyaloglarda duyduğumuz Ermeni çetelerinin tarihin akışına olan etkisi filmde virgül gibi kalmış. Rus ordularıyla birlikte hareket eden Ermeni çeteler neredeyse yok
Eleştirinin tamamı için: Star
Arka Pencere
Yazar: Evrim Kaya
Pek de alt metinde olmayan, zaman zaman kaba repliklerle dile getirilen bu masalları ikna edilesi ve empati kurulası kılması gereken dramatik yapısıyla bayat ataerkilliğiyle izleyeni boğuyor. Filmdeki Ermeni tarafı, bir an görünüp Uzakdoğu dövüş filmlerine öykünen bir kıvraklıkla bertaraf edilen birkaç çeteci ile, ana karakterler olan kadınlardan ibaret.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Sabah
Yol filmlerinin insan yolda değişir anlatısını kullanan Güneş, Osmanlı'nın bu tehciri yapma kararını inceden inceye eleştirirken, yaşanan dramları gösteriyor. Ama Osmanlı'nın bu göç işini nasıl ince elenip sık dokunduğunu da anlatma çabasında. Savaş nedeniyle Anadolu'da devlet otoritesinin zayıflığına dikkat çeken ve Ermeni Tehciri sırasında yolda yaşanan ölümlerin çeteler tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Güneş, yaşanan acıyla empati kurmaya davet ediyor seyirciyi. Büyük cümleler kurmak ve Osmanlı Subayı filmindeki gibi karakterlerini tartışmak yerine gerçek bir hikayeyi etkili bir sinematografiyle anlatarak yapıyor bunu. Film tartışılır elbet ama suskunluk daha fena bir şey galiba. Böylesi ağır bir meseleyle ilgili bir film çektiği için ve var olan suskunlukta ses verdiği için Güneş'i cesareti nedeniyle takdir etmemek olmaz.
Hurriyet
‘Kervan 1915’, sinematografik anlamda ise pek de çekici bir yapım değil. İnsan bu denli uzun bir yolculukta en azından uzun yol türü bir ‘western tadı’ arıyor ama 130 dakika boyunca film de kervan da ağır ağır, heyecansız ilerliyor. Yan öykülerden Ermeni kızı Suzan’la Türk delikanlısı Ahmet arasındaki zorlu dönemeçlerden geçen aşk ise genel toplama yeterli katkıyı yapmaktan uzak.
Star
Tarafsız film yapmak adına öykü içindeki küçük aşkı, bir adamın adil yapısını yüceltmiş. Ama tehcire sebep olan olayların üzerinden üstün körü geçmiş. Senaryoda küçük diyaloglarda duyduğumuz Ermeni çetelerinin tarihin akışına olan etkisi filmde virgül gibi kalmış. Rus ordularıyla birlikte hareket eden Ermeni çeteler neredeyse yok
Arka Pencere
Pek de alt metinde olmayan, zaman zaman kaba repliklerle dile getirilen bu masalları ikna edilesi ve empati kurulası kılması gereken dramatik yapısıyla bayat ataerkilliğiyle izleyeni boğuyor. Filmdeki Ermeni tarafı, bir an görünüp Uzakdoğu dövüş filmlerine öykünen bir kıvraklıkla bertaraf edilen birkaç çeteci ile, ana karakterler olan kadınlardan ibaret.