“High Life”, kara delikler ve kozmoloji konularında uzman olan fizik profesörü Aurélien Barrau’nun bilim danışmanı olduğu senaryosunu, Jean-Pol Fargeau, Geoff Cox ve Nick Laird ile birlikte yazan Fransız yönetmen Claire Denis’in tamamını İngilizce olarak çektiği ilk sinema filmi…
Prömiyeri, 9 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 7 Kasım 2018 tarihinde Fransa’da vizyona giren filmin, 5.8/10 (30.858 oy) ve 2.8/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.4/10 (234 yorum) ve 75/100 (35 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, film hakkında doğru fikir vermekten oldukça uzak…
O nedenle biz de 9 milyon dolarlık mütevazı bir bütçeyle çekilen ve brüt 2,1 milyon dolarlık gelir ile gişeye çakılan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin; gerçekten de öyle her bünyenin kolayca kaldırabileceği türden bir film olmadığını söyleyerek başlayabiliriz…
Neden mi?
İsterseniz bu soruyu yanıtlamadan önce, filme ilişkin önemli olduğunu düşündüğümüz birkaç ayrıntıyı paylaşalım sizlerle:
Her şeyden önce, başlangıç paragrafında da belirttiğimiz gibi senaryo konusunda uzmanından bilimsel destek alınmış olduğu için anlatılanlarda herhangi bir bilimsel yanlışlık yahut çarpıtmanın söz konusu olmadığını muhakkak belirtmemiz gerekiyor…
Dolayısıyla böylelikle, bir anlamda o meşhur “mantık hatası doluydu” klişesi de, en azından bu film için daha ilk dakikada kendiliğinden auta çıkmış oluyor…
Bu ilk ayrıntı olsun…
Diğer önemli bir ayrıntı, filmin lisanına ilişkin…
Onu da, kendisi de bir Fransız olan Claire Denis; “Nedendir bilmiyorum fakat konu uzayda geçtiği için insanlar, İngilizce veya Rusça yahut Çince konuşmalıydı… Ama kesinlikle Fransızca değil…” diyerek açıklıyor…
Üçüncü ayrıntı ise, Claire Denis’in çekimlere başlamadan önce, oyuncu kadrosu ve teknik ekiple birlikte Avrupa Uzay Ajansının (ESA) Köln’deki Astronot Merkezinde, insanlı uzay uçuşu araştırmaları hakkında kapsamlı bir bilgi aldığı şeklinde…
Yani görüldüğü gibi filmdeki hemen her şey, ancak en ince ayrıntısına kadar ciddi bir titizlikle gözden geçirildikten sonra kurguya dâhil edilmiş…
Ki, hem de dört diyerek lafı daha fazla uzatmak istemediğimiz için, son ayrıntı olarak, filmdeki uzay aracının Danimarka – İzlanda asıllı ünlü sanatçı Olafur Eliasson tarafından tasarlandığı hususuna hiç değinmemiş olmamıza rağmen…
Şimdi yeniden en baştaki soruya dönecek olursak; yanıtın aslında yukarıda verdiğimiz ayrıntılarda saklı olduğunu söyleyebiliriz…
Nasıl mı?
Şöyle ki, filmde; (aynen kahramanlarımızın bulunduğu 7 nolu. gemiye yanaşan 6 nolu. uzay aracındaki köpekler gibi) içinde hayvani unsurlarda barındıran “üreme / çoğalma ve hayatta kalma” dürtüleri gibi çok evrensel bir konu işleniyor olmasına rağmen, ne yazık ki Claire Denis tarafından bunların anlatım ve kurgusunda, “izleyici dostu / audience-friendly” bir sinema dili tercih edilmemiş…
Tabii hal böyle olunca da; maalesef izleyicinin önemli bir kısmına, biraz da kızgın bir üslupla, “Ellerim bomboş…” şarkısını mırıldanmak kalmış…
Tam da bu noktada, “Ne demek, bu izleyici dostu sinema dili?” diye bir soru sorabilirsiniz…
Oxford sözlükteki anlamına da başvurarak, ilk kez 1980’li yıllarda “Adweek” tarafından kullanılan bu kavramı en basit biçimde şu şekilde tanımlayabiliriz:
“Bir grup izleyici tarafından kolayca anlaşılan ve/veya takdir edilen, popüler çekiciliğe de sahip olan bir film türü…”
Belki biraz tarzımızın dışında kalacak ama buraya kadar söylediklerimizin tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun…
Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, herkese hitap etmediği ve etmesi için çaba da gösterilmediği her halinden belli olan "anlayana sivrisinek saz" makamındaki bu çok özel filmi, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 ile ödüllendirirken, olumsuz puan ve yorumları dikkate almadan “bir fırsat da siz verin” biçimindeki bir öneriyle de yorumumuzu noktalıyoruz…
Keyifli seyirler,