“The Promise” gerek burada gerekse de IMDB’de hakkında ciddi miktarda izleyici yorumu bulunan filmlerden biri…
Ama tarzımız olduğu üzere filmi izlemeden önce (olumlu veya olumsuz) etki altında kalmamak amacıyla bu yorumların hiç birisini okumadık…
***
Her zaman olduğu gibi yine yaptığımız ilk hamle, kamera önündeki ve kamera arkasındaki ekibin filmografilerine şöyle bir göz atmak oldu…
İşe, kamera arkasındaki ekiple başlayınca da; yönetmen koltuğunda, “Hotel Rwanda”nın da (2004) yönetmeni olan Terry George’un oturduğunu gördük… Ki kendisi aynı zamanda bu iki filmle birlikte “In the Name of the Father”ın da (1993) senaristleri arasındadır…
Senarist deyince, bu filmin bir diğer senaristi de; “Memoirs of a Geisha” (2005) ve “The Curious Case of Benjamin Button” (2008) gibi filmlerinde senaristi olan Robin Swicord'tur…
***
Sıra kamera önündeki, yani sahnedeki ekibe gelince; eminiz herkesin dikkatini çeken ilk isim, bizim de neredeyse izlemediğimiz hiçbir filmi bulunmayan Christian Bale olmuştur…
Ancak açık yüreklilikle ifade etmeliyiz ki; bizce bu filmdeki Chris Myers karakteri, kesinlikle Christian Bale’in filmografisindeki en iyi karakterlerden biri değil…
Bize göre bu filmde, asıl göz dolduran oyuncu; “Inside Llewyn Davis” (2013), “A Most Violent Year” (2014) ve “Ex Machina” (2014) gibi filmlerin de yıldızlarından olan Oscar Isaac…
Çok ilginç bir şekilde, Guatemala – Küba asıllı Oscar Isaac'in; Anadolu kökenli bir insanı canlandırırken, canlandırdığı karakter üzerinde hiç sırıtmadığı gibi bütün bir film boyunca da, oyunculuk adına gerçekten de çok iyi bir iş çıkartıyor…
***
Şimdi…
Aynı dönemi işleyen, benzer atmosferdeki senaryoya sahip bir Fatih Akın filmi olan “The Cut”ı da (2014) izlemiş biri olarak; tarih uzmanı olmadığımız için “The Promise”in, hüzünlü bir aşk üçgeni teması ardında şekillendirilen asıl konusuna hiç girmiyoruz…
Fakat İttihat Terakki Cemiyeti'nin; "Vatan, millet, Sakarya" savunması biçimindeki "resmi tarih" anlayışı haline getirilen hatalarını görmezden gelmenin, bizim işimiz olmadığını da belirtmek isteriz...
Lakin bir film yorumcusu – eleştirmeni olarak; elde böylesine bir ekip ve ortada da 90 milyon dolarlık bir yapım bütçesi olunca ortaya, izleyen üzerindeki etkisi hiç de yabana atılamayacak nitelikte bir film çıktığını da söylemek zorundayız…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 10 Mart 2018 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...