Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Öte yandan filmin annelik kavramı üzerine de radikal bir görüşü olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Kraliçe Ingrith’in kendi öz oğlu da dahil herkesi yakıp yıkmaya doğru ilerleyen serüveni ile Malefiz’in Aurora’yı öz kızı gibi sahiplenişi arasındaki fark bizi bu konuda düşünmeye de itiyor. Aurora’nın bir an Malefiz’den şüphelendiği, Ingrith ile kuracağı kan bağına meylettiği de olmuyor değil. Ama film ebeveynlik meselesinin kan bağından çok daha başka şeylere ihtiyaç olduğunu gösterircesine ilerliyor bir noktadan sonra. “Malefiz: Kötülüğün Gücü”, yalnızca inşa ettiği dilin ilginçliğiyle değil saf bir masal olarak da haftanın öne çıkan yapımlarından.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Norveçli Joachim Ronning’in yönettiği yapım, genel çerçevesiyle miniklerden çok yetişkinlere seslenen mesajlara sahip. Kötü Kraliçe Ingrith, hırsları nedeniyle toplumunu felâkete sürükleyen lider portresinden bir demet sunuyor. Angelina Jolie’nin yanı sıra Michelle Pfeiffer’ın (ona kötülük de yakışıyor!) da sürüklediği bu atmosferi ve görselliği (görsel efektler ve yaratık tasarımları çok başarılı) etkileyici ‘politik masal’ı kaçırmayın derim…
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Joachim Ronning'in yönettiği film, özünde iyiler ve kötülerin mücadelesi gibi dursa da biraz daha fazlası. Her türlü farklılığı bir savaş meselesi haline getirenlerle, farklılıklar zenginliktir diyerek birleşerek gelişmek isteyenlerin mücadelesi aslında. Bu mücadelede, Malefiz barış için savaşan tarafta kalırken Kraliçe Ingrith karşı tarafı düşman göstererek kendi iktidarını sürdüren biri olarak konumlandırılıyor. Ve ilk filmin aksine Malefiz: Kötülüğün Gücü bir anlamda kadınların iktidar mücadelesini anlatan bir yapıma dönüşüyor. (Bu iki kadının dünür olduğu da düşünülerse onların savaşına kaynanalar savaşı denilebilir.) Bu da ilk filmdeki kadınlara yönelik pozitif ayrımcılıktan vazgeçildiğinin bir göstergesi. Fakat buna rağmen hem hikaye anlatımı hem de sinema olarak ilk filmden daha başarılı bir yapım var karşımızda.
Eleştirinin tamamı için: Sabah
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Bu masal-film belli ki büyük bir bütçeyle çekilmiş. O egzotik alemler ustalık ve estetikle canlandırılmış. Tüm özel efektler kusursuza yakın. Adları Kara Freyler olan perilerle insanlar ve aralarındaki küçücük ‘Kuzgun cemaati’ çekişedursun, bir noktadan sonra bu tam bir ‘kadınlar filmi’ne dönüşüyor. Çünkü asıl büyük çekişme iki kraliçe arasında yaşanıyor: en dramatik boyutlara ulaşarak... Yani bir tür ‘kaynanalar savaşı’na... Erkek rollerinin hayli silik olması bu durumu pekiştiriyor. Ve olay aynı zamanda bir Angelina Jolie-Michelle Pfeiffer çekişmesi halini alıyor. İki kadının da kusursuz olduğunu söylemeliyim. Michelle’e biraz daha çok arka çıkarak!... Ayrıca Aurora’da Elle Fanning masumluğu yine çok iyi temsil ediyor. Erkeklerdeyse Diaval’de Sam Riley ve Conall’da tanınmış siyahi oyuncu Chiwetel Ejiofor da çok iyiler. Sonuç olarak önemli bir film olmasa da, Disney markasını savunan ve rahatlıkla izlenen film. Pekala çocuklarınızın yanında yer alabilirsiniz!..
Eleştirinin tamamı için: T24
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
"Malefiz: Kötülüğü Gücü"nün en sağlam yanı, ilk filmde olduğu gibi özenle kurulan fantazi atmosferi...Hafta sonu ailecek gidilecek bir film arayanlara gönül rahatlığıyla öneririm ama "Yüzüklerin Efendisi" tarzında fantazi aksiyon filmlerini sevenler beklentilerini çok yüksek tutmazsa iyi olur.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
Öte yandan filmin annelik kavramı üzerine de radikal bir görüşü olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Kraliçe Ingrith’in kendi öz oğlu da dahil herkesi yakıp yıkmaya doğru ilerleyen serüveni ile Malefiz’in Aurora’yı öz kızı gibi sahiplenişi arasındaki fark bizi bu konuda düşünmeye de itiyor. Aurora’nın bir an Malefiz’den şüphelendiği, Ingrith ile kuracağı kan bağına meylettiği de olmuyor değil. Ama film ebeveynlik meselesinin kan bağından çok daha başka şeylere ihtiyaç olduğunu gösterircesine ilerliyor bir noktadan sonra. “Malefiz: Kötülüğün Gücü”, yalnızca inşa ettiği dilin ilginçliğiyle değil saf bir masal olarak da haftanın öne çıkan yapımlarından.
Hurriyet
Norveçli Joachim Ronning’in yönettiği yapım, genel çerçevesiyle miniklerden çok yetişkinlere seslenen mesajlara sahip. Kötü Kraliçe Ingrith, hırsları nedeniyle toplumunu felâkete sürükleyen lider portresinden bir demet sunuyor. Angelina Jolie’nin yanı sıra Michelle Pfeiffer’ın (ona kötülük de yakışıyor!) da sürüklediği bu atmosferi ve görselliği (görsel efektler ve yaratık tasarımları çok başarılı) etkileyici ‘politik masal’ı kaçırmayın derim…
Sabah
Joachim Ronning'in yönettiği film, özünde iyiler ve kötülerin mücadelesi gibi dursa da biraz daha fazlası. Her türlü farklılığı bir savaş meselesi haline getirenlerle, farklılıklar zenginliktir diyerek birleşerek gelişmek isteyenlerin mücadelesi aslında. Bu mücadelede, Malefiz barış için savaşan tarafta kalırken Kraliçe Ingrith karşı tarafı düşman göstererek kendi iktidarını sürdüren biri olarak konumlandırılıyor. Ve ilk filmin aksine Malefiz: Kötülüğün Gücü bir anlamda kadınların iktidar mücadelesini anlatan bir yapıma dönüşüyor. (Bu iki kadının dünür olduğu da düşünülerse onların savaşına kaynanalar savaşı denilebilir.) Bu da ilk filmdeki kadınlara yönelik pozitif ayrımcılıktan vazgeçildiğinin bir göstergesi. Fakat buna rağmen hem hikaye anlatımı hem de sinema olarak ilk filmden daha başarılı bir yapım var karşımızda.
T24
Bu masal-film belli ki büyük bir bütçeyle çekilmiş. O egzotik alemler ustalık ve estetikle canlandırılmış. Tüm özel efektler kusursuza yakın. Adları Kara Freyler olan perilerle insanlar ve aralarındaki küçücük ‘Kuzgun cemaati’ çekişedursun, bir noktadan sonra bu tam bir ‘kadınlar filmi’ne dönüşüyor. Çünkü asıl büyük çekişme iki kraliçe arasında yaşanıyor: en dramatik boyutlara ulaşarak... Yani bir tür ‘kaynanalar savaşı’na... Erkek rollerinin hayli silik olması bu durumu pekiştiriyor. Ve olay aynı zamanda bir Angelina Jolie-Michelle Pfeiffer çekişmesi halini alıyor. İki kadının da kusursuz olduğunu söylemeliyim. Michelle’e biraz daha çok arka çıkarak!... Ayrıca Aurora’da Elle Fanning masumluğu yine çok iyi temsil ediyor. Erkeklerdeyse Diaval’de Sam Riley ve Conall’da tanınmış siyahi oyuncu Chiwetel Ejiofor da çok iyiler. Sonuç olarak önemli bir film olmasa da, Disney markasını savunan ve rahatlıkla izlenen film. Pekala çocuklarınızın yanında yer alabilirsiniz!..
Habertürk
"Malefiz: Kötülüğü Gücü"nün en sağlam yanı, ilk filmde olduğu gibi özenle kurulan fantazi atmosferi...Hafta sonu ailecek gidilecek bir film arayanlara gönül rahatlığıyla öneririm ama "Yüzüklerin Efendisi" tarzında fantazi aksiyon filmlerini sevenler beklentilerini çok yüksek tutmazsa iyi olur.