Senaryosunu da yazan George A. Romero'nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Day Of The Dead”:
Yüzbaşı Henry Rhodes (Joseph Pilato) ve yakın çevresinden hiç ayrılmayan Walter Steel (Gary Howard Klar), Robert Rickles (Ralph Marrero) ve Juan Torrez (Taso Stavrakis) karakterleri üzerinden, eli altındaki silahlı güç ve kendini bağımsız yargı yerine koyarak görünürdeki hasımlarını hücreye / zindana kapatabilmek gibi "zor kullanabilme" aygıtları sayesinde; karşısındaki herkesi korkutarak sindirmeye odaklanmış olan "faşizan" rejimlerin, Romero'nun bakış açısı ile resmedildiği kıyamet sonrasındaki bir zombi gerilimi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, protez makyaj ustası Tom Savini'nin yönettiği makyaj departmanında; aynı görevi, zombi kategorisinin efsanevi TV dizilerinden "The Walking Dead"de de (2010 - 2022) başarıyla icra eden Howard Berger ile askerlerden Johnson'ı da canlandıran Greg Nicotero'nun da yer aldığı, 3,5 milyon dolar gibi oldukça mütevazi bir bütçeyle çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
Uçmakta oldukları helikopterin alkolik telsizcisi Bill McDermott (Jarlath Conroy) hayatta kalan kimseye ulaşamayınca, pilot "Flyboy" John'un (Terry Alexander) pek hoşuna gitmese de, Dr. Sarah Bowman'ın (Lori Cardille) öneririsiyle yere inerek birlikte ayak bastıkları Er Miguel Salazar (Anthony Dileo Jr.) ile beraber megafonla seslenmeye başlarlar...
Ama seslerine doğru yönelenler, yürüyen ölülerden başkaları değildir...
Bunun üzerine etrafındaki tel örgülere yüzlerce zombinin yığılmış olduğu üsse geri dönerler...
Döner dönmez de Sarah ile Miguel, Bill ile John hiç umursamayınca; her ikisine de kaba davranan askerlerden Steel ve Rickles'e refakat ederek inceleme altına alınacak mağaradaki zombilerden, iki tanesini daha yakalamaya giderler...
Mevcut kaotik durum karşısında yaşamakta yahut da ciddi anlamda mustarip olduğu (ve bugüne kadar hiçbir yerli ve yabancı profesyonel film yorumunda, doğru tespit edilerek vurgulandığını göremediğimiz) "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" sendromu neticesinde psikolojisi iyice bozulmuş olan Miguel'in dikkatsizliği, bu operasyon esnasında az kalsın Rickles'ın ölümüne sebep olacaktır...
Neyse ki, ucuz atlatılır bu önemli hata...
Fakat asıl önemli sorun; bilim insanları Sarah ile Dr. Ted Fisher'a (John Amplas) destek veren Binbaşı Cooper'ın ölmüş, yerine de bu ikili ve Sarah'ın sevgilisi Miguel'den zerre haz etmeyen Yüzbaşı Rhodes'un gelmiş olmasıdır...
Tabii bir de "Frankenstein" lakaplı, virüsün çıkış nedenini bulup bu hastalığı yok etmek yerine yaptığı cerrahi müdahaleler ile "Bub" (Sherman Howard) gibi zombileri evcilleştirmeye uğraşan Dr. Matthew Logan (Richard Liberty) var...
Ki, o da; bambaşka bir vaka...
Yani yeraltındaki bu devasa tesiste, kesinlikle ahenkli bir bütünlük ve işbirliği söz konusu değil...
Eğer kısaca özetleyecek olursak:
Bir yanda Sarah ile Ted'in diğer yanda da oldukça uçuk fikirlere sahip olan Dr. "Frankenstein"ın yer aldığı bilim ekibi, öte yanda ise olaylar karşısında ellerinden geldiğince tarafsız kalmaya çalışan Bill ile John ve herkese "zorbalık" taslayan Yüzbaşı ile askerleri...
Elbette kendini ruhen toparlaması pek mümkün görünmeyen Miguel'i de unutmamak lazım...
Dakika 40...
Farkındaysanız kısa kestik...
Zira vakti zamanında, vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz bu filmin akıbeti hakkında "spoiler" vermek istemiyoruz...
Geride sizleri, öngörülemeyen krizler döneminde aniden ortaya çıkan insan davranışı manzaraları ve zombi Bub aracılığı ile de doğuştan itibaren öğrenilmiş hatta ezberlenilmiş günlük rutinlerin; eş zamanlı olarak, Romero'ya özgü "satirik" bir anlatım dili ile sergilendiği 61 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,