İntikam - Beyazperde.com eleştirisi : Yanlış adama bulaşma sakın!

İntikam (The Foreigner) için, karate filmlerinin komik ustası 63 yaşındaki Jackie Chan ile eski Bondgillerden 64 yaşındaki Pierce Brosnan’ı karşı karşıya getiren, senaryosu yavan ve sıradan, işçiliğiyse aksine muntazam, aksiyonu dozunda, vakit geçirmelik bir dişe diş, kana kan intikam projesi diyebiliriz. Yaşlansa da, geçmişini bilmediğin bir adamı hafife alma ve asla bir kindara bulaşma, misal Clint Eastwood abimizi seyredip, hiç mi ders almadınız?

Canından çok sevdiği kızını, Londra’da sivilleri hedef alan bir bombalı saldırı sonucunda yitiren, Vietnam göçmeni baba Quan Ngoc Minh (Jackie Chan), İngiliz yetkililerden, bombacıların kimliklerini kendisine vermelerini ister. Çin lokantası işleten adamın, bu talebi, elbette kabul görmez, Quan ise kararlı ve ısrarcıdır, özellikle İRA bağlantılı politikacı Liam Hennessy'e (Pierce Brosnan) kafayı takar. Bizim aşçı, aslında geçmişte ABD’nin özel kuvvet askeridir, yani eski bir savaş makinesidir, adalete güveni yoktur, öç almaksa biricik arzusudur. Şimdi Vietnamlı eski ABD askerinin, İngiltere’ye yerleşip, Kuzey İrlanda’ya savaş açması, kabul buyurun, hayli absürt ve fantastik! Her neyse, Londra’dan Belfast’a uzanan ve IRA’yı hedef alan bizim eleman, durmayacak, duraklamayacak, hedefinden caymayacaktır. Adam dişli çıktı Rıza Baba!

Bond filmleriyle (Casino Royal, Altın Göz) tanıdığımız, Yeni Zelandalı ve 44 yıllık sinemacı Martin Campbell, yönetmen koltuğuna oturmuş, senaryo ise İngiliz gerilim romanları yazarı Stephen Leather’in “The Chinaman” (1992) kitabından, “Devlet Düşmanı” filmini de yazan David Marconi tarafından uyarlanmış. Başrollerdeki Jackie Chan ve Pierce Brosnan dışında, Katie Leung, Jorge Leon Martinez, Lasco Atkins, David Pearse ve Michael McElhatton’un da irili ufaklı rolleri var. Ekip sağlam, ortaya çıkan işçilikse, harbiden göreceli, burun kıvıranlar kadar, çok beğenenler de olacaktır, hiç kuşkusuz.

Hah! Şimdi gelelim bu filmi, farklı ve özgün kılan asıl meseleye, Jackie Chan, güldürürken döven, döverken güldüren bir büyüğümüzdür, bu minik, güçlü, seri ve hızlı adam, düşündürmeyi, pardon eğlendirmeyi ıskalamaz, lakin bu kez, ciddi bir kahraman var karşımızda, komedi yok, dram çok, hüznün karatecisi olmuş resmen. Ne edek, hayat yaş aldıkça, gülen yüzünü yitirir, alışacağız, el mecbur! Ve son olarak, sevgili eski casus abimiz, lütfen sakalı kes, valla hiç yakışmamış, unutma, sen bir 007’sin, sinekkaydı tıraş şart!