Senaryosunu Michael Golamco'nun yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Ben Lewin'in oturduğu “Please Stand By”; otizme ilişkin belgesel kıvamındaki bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz; düşük bir bütçeyle sınırlı mekanlarda çekilmiş olmasının yanı sıra yapımcılarını gişede hüsrana uğratmış olan, 13 yaş altındaki çocukları için ebeveynlerin "PG-13" ibaresiyle uyarıldığı bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Bir hafta sonra ablası Audrey'in (Alice Eve) kendisini ziyarete geleceği Wendy Welcott'un (Dakota Fanning), kalmakta olduğu San Francisco'daki bakım evinin yöneticisi Scottie Kyle (Toni Collette) ile düzenli olarak tekrarlamak zorunda olduğu günlük programı şöyle:
"Uyanmak, yatağını toplamak, havlu ve banyo gereçlerini almak, eğer kokuyorsa kirli sepetine atıp yeni bir havlu alıp banyoya gitmek, adet döneminde olup olmadığını kontrol etmek ve Pazartesi'den başlamak üzere günlere göre sıralanmış (turuncu, eflatun, mavi, puantiyeli, sarı, mor ve kırmızı) olan kıyafetini giymek, ekmeği kızartmak için mutfağa gitmek (tabii Dan Cordell'in canlandırdığı Richard tost makinesini kapmamışsa), işe gitmek, Page Sokağı'ndan sola, Buchanan Sokağı'ndan sağa dönmek ve Market Sokağı'na ulaşınca durmak...
Zira her ne olursa olsun, Market Sokağı'nı geçmesi yasak...
İçinde kendi işyerinin de yer aldığı Stonestown Galleria isimli AVM'nin önünden geçen, 321 no.lu şehir içi otobüsünü beklemek...
Vardığında da...
Kek, pasta, çörek, börek benzeri fırıncılık ürünlerinin pişirilerek muhtelif içecekler ve dondurmanın yanında servis edilerek müşterilere satıldığı Cinnabon'da iş başındayken, gülümsemeyi unutmamak...
Özellikle de, "Cinnabon'a hoş geldiniz! Cinnabon ister misiniz?" derken... Ama lafı hemen tekrar etmeden ve her seferinde farklı bir ses tonuyla..."
***
Yeniden bakım evine döndüğündeyse...
"Saat 15:00'de ders çalışmak...
Saat 16:00'da köpeği Pete'i (Blaster) yürüyüşe çıkartmak...
Saat 18:00'de TV'de Kaptan James Tiberius "Jim" Kirk, Mr. Spock ve Doktor Leonard "Bones" McCoy'lu klasik "Uzay Yolu (Star Trek)" (1966-1969) dizisini izlemek...
Saat 19:00 akşam yemeği...
Saat 20:00 ev işleri...
Ardından...
Yatış vaktine kadar serbestçe takılmaktır..."
***
Neden mi, böylesine bir uygulama planı mevcut?
Çünkü Wendy; kendisine belletilen her hususu, cebindeki küçük hatırlatma defterine de not alması dahi gereken bir otistiktir...
Yoksa ertesi gün, bütün bu detayları unutması neredeyse kaçınılmaz gibidir...
Ancak sıra, iğrenç bulduğu "İsimler ve Yerler" konusunun tekrar edilerek çalışılması mevzusuna gelinince; sükunetini koruyamayarak, aniden tepki de vermektedir Wendy...
***
Neyse...
Akşama televizyon haberlerinde, "Uzay Yolu" dizisi için 100 bin dolar ödüllü, halka açık bir senaryo yarışmasının düzenlendiğini ve bu nedenle de; yazılan senaryoların, 16 Şubat tarihine kadar posta ile gönderilmek suretiyle Paramount Pictures şirketine teslim edilmesi gerektiğini öğrenen zaten "Uzay Yolu" takıntılı birisi olan Wendy, bilgisayarının başına geçerek çalışmalarına başlar...
Herkes gibi Wendy'nin de önünde, bir haftalık bir yazım ve postalanma süresi bulunmaktadır...
***
Bu senaryoyu kaleme alma serüveninden Wendy; kendisi için karışık müzik CD'leri hazırlayan, iş yerindeki çalışma arkadaşı Nemo'ya da (Tony Revolori) söz etmiştir...
Aynı esnada...
Balboa Lisesi'nden Reginald Mayweather'ın telefonla kendisini araması sonrasında Scottie; oğlu Sam'in (River Alexander), okula gitmediği gibi derslerinde başarısız olduğu bilgisine ulaşmış ve onu da, gözünün önünde ders çalışması için bakım evine getirmiştir...
***
Bu arada öğlen yemeği molasında, Wendy'nin "Uzay Yolu" tutkunu bir otistik olduğundan habersiz olan bir başka restoran zincirinin çalışanlarından Samuel (Bill Kottkamp) ile Mickey (Matty Cardarople); bir diğer Cinnabon çalışanının (Edward Hong) gözleri önünde, Wendy'e "Uzay Yolu" dizisinin bölümlerinden sorular sorarak onunla parasına iddiaya girmektedirler...
Elbette kaçınılmaz bir biçimde, her seferinde kazanan Wendy'nin kendisi olacaktır...
***
Derken...
"The Many and the Few" adını koyduğu senaryosunu tamamlayan Wendy, okuması için Scottie'ye verir...
Diğer yandan...
Annelerinden iki kardeşe miras kalmış olan evi satışa çıkartmış olan Audrey ile kocası Jack (Michael Stahl-David), evi bir an önce boşaltma telaşı içinde olup; bulduğu eski video kasetlerden biri aracılığıyla, kardeşi (Farrah Mackenzie) ile kendisinin (Madeleine Noel Murden) küçüklük hallerinin, insana hüzün veren nostaljik görüntülerini izlemektedir Audrey...
***
Büyük gün; yani kız kardeşinin bakım masraflarını da karşılayan Audrey'in yanında hediye olarak yeni doğmuş olan oğlu Ruby'nin fotoğrafını da getirerek, Wendy'i ziyaret edeceği gün de gelmiştir nihayet...
Fakat son gün olması sebebiyle, ilk iş olarak senaryoyu postaya verip sonrasında da, ablasıyla beraber günlük rutinlerinden sıkıldığı bakım evinden ayrılmak istediğini söylediğinde; bunun olamayacağını duyduğu an Wendy, kıyametleri kopartacaktır...
Üstelik Wendy, senaryo yarışmasını kazanacağından o kadar emindir ki; böylelikle evlerinin satılmasına da gerek kalmayacaktır ve hem de yeğeni Ruby'nin bakımında Audrey'e yardımcı da olacaktır...
Ama kontrolünü kolaylıkla kaybedebilen Wendy'nin; bırakın bir bebeğe bakmasını, bu koşullarda bakım evinden ayrılması bile asla mümkün değildir...
***
Günün geride kalanını odasındaki yataktaki nevresimin altında geçirerek kimselerle konuşmayan ve 14 Şubat Pazar gecesi saat 00:38'de yataktan kalkan Wendy birden, Pazar günleri postanelerin kapalı, Pazartesi gününün de resmi tatil olduğunu anımsayınca; 16 Şubat Salı saat 17:00'ye kadar yetiştirebilmesinin, ancak bir otobüse atlayarak Los Angeles'a gitmesi ve senaryoyu bizzat elden teslim etmesiyle mümkün olabileceğini düşünür...
Ve...
Bu anlayış çerçevesinde, yatağında uzanarak sabahın olmasını bekler...
Saat 6:45'de çantasını toplayan Wendy, peşine takılan köpeği Pete ile beraber kendini sokaklara atıverir...
Hem de cebinde, otobüs bileti için yeterli miktarda para olup olmadığını bilemeden...
***
Çok geçmez...
Bakım evine gelen Scottie'de Wendy'nin yok olduğunu fark ederek telaşla peşine düşecektir...
Dakika 32...
Aklınızda kalan soruların tamamının yanıtlanacağı, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; eksilmeyen bir ilgiyle izleyebileceklerini umduğumuz, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,