Çok uzun yazmak istemiyorum. Beni filmin sonunda
dernekteki kadının aslında karısı çıkması şaşırttı gerçekten hiç aklıma gelmemişti bu. Howard gerçekten beynine bunu unutturmuş muydu o kısmı anlamadım tam net değilim. Boşanırken yazdığı not da çok etkileri beni yabancı olabilsek dediği not.
Collateral Beauty’nin tam karşılığını bulamadım, bence ‘gizli güzelllik’ yeterli bir kavram değil beni tatmin etmiyor. Acaba bütünsel güzellik, bütündeki güzellik, veya hatta paralel güzellik dense daha mi doğru olurdu. Soyut kavramlar işleniyor ve oyuncuları izledikten sonra aslında bizler de oyuncuyuz diye düşündüm, hayatta karşımıza çıkan insanlar da bu oyuncular gibiler hayatlarımızda veya kendi hayat denen rüyamızda gibi düşündüm. Bakış açımız yani beynimiz gösteriyor bize bu oyuncuları vs gibi de türetebiliriz, bana göre. Para neyi simgeliyordu merak ediyorum..(para gibi somut bir araç ile oyunculara görevlerini veriyorsun hayatına dahil ediyorsun ve onlar da rollerini yerine getiriyorlar. parasız rol almadılar)paraya ilgisi olmayan sadece sevgiydi, ölüm ve zaman parayı seviyorlar dikkatimi çeken.
son kısımda anlaşıldığı üzere bu kavramlar ilahi görevlendirilmişler öncesinde, With miydi neydi reklamcı arkadaş Howard’ın ortağı, görünürde o onları buluyor ama işin aslında ve görünmeyen kısmında çoktan planlanmış.
dernek üyesi bir kadının konuşması da güzeldi, bu dünya zamanının aslında cennet hayatında bir göz kırpma zamanına tekabül ettiğini söylemesi. Bu İslami kaynaklardan da bildiğimiz bir şey. genel olarak güzeldi hissettirdikleri filmin fakat eksikti bana göre. Çocuk ile imtihanın çeşitleri işlenmiş filmde, Howard çok nadir görülen bir hastalık ile çocuğunu kaybetmeyi yaşıyor, ortağı karısını aldattığı ve boşandığı için kızının ona cephe alması ve nefret ettiğini söylemesiyle çocuğu varken yokluk yaşıyor, Claire’in ise hiç çocuğu yok ve belki de hiç olmayabilir.. gizli güzelliği hissetirecek daha fazla öğeler olmasını beklerdim. ama sanıyorum gizli güzellik aramızdaki kuvvetli bağlar, hüznü, acıyı, üzüntüyü, sevinci, neşeyi, hepsini birlikte paylaştığımızda bu bağlar kuvvetli olduğunda bu güzellik çıkıyor ortaya, kendimizi yalnızlaştırdığımızda yapamıyoruz, çok acı da çeksek birbirimize destek olarak anlayarak ve paylaşarak dayanabiliyoruz, o zaman o güzelliği keşfediyoruz belki de. Howard’ın iş arkadaşlarının ona olan bağlılığı, onu gerçek anlamda düşünmeleri endişelenmeleri, çabaları, bunlar bu güzelliğe örnekti. herkes bir biriyle çok ilgili, bir sorun varsa görmezden gelmiyor. hatta ölümü canlandıran aktörün
Simon’un hastalığı ile ilgilenmesi, ailesine söylemesi konusunda
yol göstermedi vs…ailenin önemine de vurgu vardı bana kalırsa, aile bağları, sevgi bağları, iş arkadaşlarını dahi bir aile olarak işliyor güzeldi. koca bir aileyiz ve birbirimize bağlıyız. tek başımıza yalnız ve aciziz. birlikte güzeliz ve bu fani dünya bu elem dünyası ancak birlikteyken yaşanabilir. evet bunlar çıkarımlarım…. sanırım aklıma gelenler bunlar, güya kısa yazacaktım🙈🤣
ilave: domino taşları ile muazzam şeyler inşaa edip
bir kerede hepsini deviriyor ve yerle bir ediyor eserini yok ediyor ya, aklıma şu an içinde bulunduğumuz dünyanın da bir gün yok olacağı geldi. her varlığın ayrı ayrı sistemi düzeni var, özenle ince ince işlenmiş planlanmış tasarlanmış, bunları düzenleyen kuran en küçük ayrıntıya kadar her şeyin bir anlamı amacı olarak Yaratan neden bir gün bunca şeyi yok edecek boşa gidecek her şey? bu kadar ince düşünülmüş tasarı bir gün yok olması ve boşa gitmesi için değildir elbette… Howard’a gelirsek domino taşları ile kurduğu kulelerle önce bir şaheser var ediyor sonra yok ediyor. ve yok oluşunu seyretmekten keyif alıyoruz domino taşları birbiri üzerine düşerken, bu yıkılışı izlemenin verdiği tuhaf bir zevk var. sanırım gizli güzellikten kasıtta buydu, yani domino sahnelerinin olması buna işaret ediyordu yıkılışındaki yok oluşundaki güzelliğe.
yine Kainatın yok olacağına gelirsek, sonrasındaki sonsuzluk hayali ve buradaki fani olan şeylerin orada sonsuz olması fikri dahi bu yıkımı güzel kılıyor. burada bir fragmanını izlediğimiz sonsuzluğun gerçeği kim bilir ne kadar güzel.
sahi kuşların neden kemiklerinin içi boş hiç düşündünüz mü?.. her ince detay düşünülerek tasarlanmış, buna tesadüf denmesi bir tuvalin üzerine boyaların devrilerek Mona Lisa tablosunun tesadüfen ortaya çıktığını iddia etmek kadar saçma. neyse nereden nereye geldim🙃 film güzel bence, tabi ne beklediğinize göre göreceli.. sevgiler saygılar…