“Ah o adada ben de olsaydım…”
Yazar: Murat Tolga ŞenRobinson Crusoe ve Cuma’nın maceralarını bilmeyen (okumayan, seyretmeyen) yoktur. Romandan en bağımsız ve komik uyarlama ise sanırım Gürcan Yurt’un 1996 yılında L-Manyak dergisinde çizdiği halidir. Robinson ve Cuma’yı ıssız bir adaya düşmüş, kadın düşkünü, tembel ve üçkağıtçı iki adi karakter olarak tasvirleyen bu çizgi roman film olmaya çok yakışıyordu. Gürcan Yurt, kahramanlarını yine kendi elleriyle ete kemiğe büründürdü ve serinin 6. Kitabı olarak yayınlanan “Domelya ve Yalarin Aşkı” film oldu.
Gürcan Yurt ve ekibi istedikleri ıssız adaya konuşmak için kalkıp Küba’ya gittiler ve filmi orada çektiler. Peki, bu iş Antalya’da olmaz mıydı? Olurdu belki ama bence ekip çizgi romanı görselleştirme konusunda oldukça iyi iş çıkarmış. Robinson ve Cuma’nın adası tamda okuduğumuz çizgi dizilerdeki gibi… Fransızların Asteriks filmlerinde başardığı türden özenli bir mekan çalışması yapılmış ki bu bile Robinson Crusoe & Cuma filmini diğer “hap yap para kap” gişe komedilerinden ayırıyor. Doğal olarak bir ıssız ada castı pek fazla insandan oluşmuyor, bu da bütçeyi oyunculara harcayıp yalandan bir iş yapmak zaafının önüne geçmiş.
Robinson rolünde Serhat Kılıç, Cuma’da ise John Nyambi rollerine cuk oturmuşlar, Serhat Kılıç bildiğimiz gibi kendi başarılı oyununu oynuyor ancak John Nyambi’nin mimik, jest ve replikleri, şive komedisine bayılan Türk sinema seyircisini oldukça eğlendirecektir. Bu sempatik oyuncu bir sürü sekansta kadrajda olan herkesin önüne geçerek ilgiyi üzerine topluyor. Donelya ve Yanarin’in (kızların ismi filmde masumlaştırılmış) babaları Bay Viktor rolündeki Beyti Engin de kendi rolünün hakkını veriyor. Ulan İstanbul dizisinden beri takibimde olan, komedi potansiyeli yüksek, çok yetenekli bir oyuncu…
Bu kadar övgüden sonra biraz da eleştirelim; çizgi romanları okuyan hatta çoğu kitabı arşivinde saklayan biri olarak filmi çok masum buldum. Küfür komedisinin dışında Robinson ve Cuma’nın maceraları cinsel yönden de uyaranlar içerir ancak DVD ve TV hakları gözetilmiş olacak ki bir yetişkin çizgi romanı olan Robinson Crusoe & Cuma, sinemada ergenlerin dahi izleyebileceği kadar zararsız bir seyirliğe dönüşüyor. Yanarin ve Donelya için yapılan oyuncu seçimlerinden de anlaşılacağı üzere… Açıkçası Survivor yarışmasında bile daha fazla bikini, göğüs ve bacak görebilirsiniz. Cümleyi doğru kurdum mu bilemiyorum, bir filmin elbette bunlara ihtiyacı yok ancak çizgi romanda gördüklerini filmde de arıyor insan…
Sonuç olarak, Robinson Crusoe & Cuma filmi herkesin seyredebileceği, keyifli bir iş… Hele ıssız bir adada geçen son iki yerli film olan Recep İvedik 4 ve Çılgın Dersane: Ada filmlerini düşününce… Gürcan Yurt yönetmenliğe alışmış, sakın ilk sinema filmi olan Destere’yi ölçü alarak bu film hakkında karar vermeyin, çok daha olmuş bir işle çıkıyor bu kez karşımıza…
Filmin vizyon tarihinin gişesini kötü etkileyeceğini düşünüyorum ancak bu hafta hangi filmi izlesek diye düşünenler, özellikle gençler bu filmi kaçırmasın. Filmi izledikten sonra da bu ‘kirli, çürük ve adi’ ikilinin asıl potansiyelini görmek için kitaplarını alıp okumanızı şiddetle tavsiye ederim. İyi seyirler…
murattolga@gmail.com