Hesabım
    Hunt For The Wilderpeople
    Ortalama puan
    3,2
    9 Puanlama
    Hunt For The Wilderpeople hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.098 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    23 Ekim 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Barry Crump'ın "Wild Pork and Watercress" (1986) isimli romanından uyarlayarak yazan Yeni Zelandalı sinemacı Taika Waititi'nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Hunt For The Wilderpeople”; aksiyon dozu yüksek bir macera komedi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 2.5 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Rodney Cook ve Mark Harris'in üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 23.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Birinci Bölüm: Gerçek Bir Hergele -

    Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan Paula Hall (Rachel House) ve polis memuru Andy Tappert (Oscar Kightley), öz annesi tarafından terk edilmiş olan Ricky Baker'ı (Julian Dennison); Hector "Hec" (Sam Neill) ve Bella Faulkner (Rima Te Wiata) çiftinin oluşturduğu, koruyucu aileye teslim etmek üzere, kırsalda yaşadıkları çiftliğe gelmişlerdir...

    Onlar artık söz dinlemezlik, hırsızlık, yere tükürme, kaçma, özel mülkiyet ve kamu malına zarar verme gibi geçmiş bir sicile sahip olan Ricky'nin, koruyucu amca ve teyzesi olacaklardır...

    Ki, sicildeki bu bilgilerin tamamı; ele avuca sığmaz bir hergele olan Ricky'nin sadece tespit edilebilen eylemleridir ve buna rağmen Faulkner'lar değil de bizzat Ricky'nin kendisi, onlarla beraber yaşamak hususunda pek de hevesli değildir...

    Ancak bir başka seçeneğinin de bulunmaması sebebiyle Ricky, mecburen artık orada yaşayacaktır...

    Bu arada, karısının ısrarı nedeniyle koruyucu aile olma fikrine katlanmak zorunda kalan Hector'ın da; bu durumdan çok hoşnut olmadığını da fark ediyoruz...

    ***

    Derken...

    Hava kararıp da, Hector ile Bella uykuya daldıklarında; evin içinde bulduğu bir el fenerini kapan ve kendini dışarıya atan Ricky, evin iki yüz metre uzağındaki bir ağacın dibinde sabahlayacaktır...

    ***

    Neyse...

    Bella'nın çabaları sayesinde ortama iyice ısınmaya başlayan Rick'in; on üçüncü doğum günü hediyesi de, meşhur bir rap şarkıcısı olan Tupac'ın adını vereceği sevimli bir köpektir...

    Tam her şey yoluna giriyor ve Ricky'nin adaptasyonu yavaş yavaş da olsa tamamlanıyor derken...

    Birden Ricky'i, sanki annesiymişçesine sahiplenen Bella ölüvermesin mi...

    ***

    - İkinci Bölüm: Bir Başka Kapı -

    Bu son gelişme üzerine, Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan gönderilen tebligat niteliğindeki mektup da belirtildiğine göre; yaklaşık bir hafta sonra, Hector'ı ziyaret edecek olan Paula Hall ile memur Andy Tappert, dönerken Ricky'i de yanlarında götüreceklerdir...

    Islah evine gönderileceğini bildiği için geri gitmek istemeyen Ricky baktı ki Hector, bu durumu umursamıyor...

    Ahırda kendini yakarak intihar etti süsü vermek suretiyle, kendi başının çaresine bakma gayesiyle; yanına aldığı bir silah, bir miktar erzak ve köpeği Tupac ile evi terk ederek kaçacaktır Ricky...

    Fakat bu benzin dökerek yakma işi; hesapsız bir biçimde, tüm ahırın tutuşarak yanmasıyla sonuçlanacaktır...

    ***

    - Üçüncü Bölüm: Elveda Ricky Baker -

    Çok geçmez...

    Hector'da köpeği Zac ile beraber, Ricky ile Tupac'a katılırlar...

    Ama Ricky'nin, kendisinin okuma yazma bilmiyor olmasını anlamasına sinirlenerek ani bir hareket de bulunan Hector, düşerek ayak bileğini kırar...

    Yani bir kaç haftalığına yerlerinden kıpırdayamayacaklardır; kimyaları birebire yakın bir şekilde uyuşarak şahane bir performans sergileyen usta aktör Sam Neill ile genç yetenek Julian Dennison'ın canlandırdıkları, Hector ve Ricky karakterleri...

    Hem de Çocuk Esirgeme ve polis teşkilatı, tam da peşlerine düşmüşken...

    Dakika 30...

    Ebeveynlerin, çocuklarıyla beraber gönül rahatlığı ve severek izleyebileceklerinden yüzde yüz emin olduğumuz, müzikleri ve Yeni Zelanda'nın doğa manzaralarıyla da dikkatleri üzerinde toplayan filmin geri kalanında sinemasever dostlarımızı; "Kırık Ayak Kampı", "Ünlü", "Gökyüzüne Yakın", "Normal Bir Hayat", "Beceri", "Gidişatın Değişmesi", "Savaş" ve "Kapanış" gibi sekiz bölümü daha bünyesinde barındıran, 71 dakikalık oldukça enerjik bir kısım daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    17 Ekim 2016 tarihinde eklendi
    What We Do In The Shadows'un yönetmeni Taika Waititi'nin yeni işi Hunt For The Wilderpeople, hiçliğin ortasında yaşayan yaşlı bir çiftte yaşamaya başlayan bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Ricky Baker adlı bu çocuk, bir süre sonra evden ayrılıp ormanın derinliklerinde kaybolur. Bir süre içerisinde de evde ona bakan huysuz amcası Hector onu bulur ve birlikte ormanda bir yolculuğa çıkarlar. Bu sırada da Hector ile Ricky'nin arkadaşlığı pekişecek, bir yandan da peşinde olan polislerden kaçacaklardır.

    Açıkçası bu filmden hiçbir beklentim yoktu ve ortaya çıkan sonucun ne kadar başarılı olduğuna dair şaşırıp kaldım. Hunt For The Wilderpeople'ın oldukça başarılı bir tarzı var ve ben de buna bayıldım. Dram ile komedi arasındaki ince çizgiyi tutturmayı başarmış. Bu sayede de filmi izlerken kafanızı fazla yormadan eğleniyorsunuz, aynı zamanda da karakterlerle daha çok yakınlaşmış oluyorsunuz.

    Ve şunu söylemem gerekir ki, Taika Waititi'nin yönettiği bu filmi, What We Do In The Shadows'dan daha çok sevdim. Çünkü bu film çok hızlı ilerliyor ve izlerken de hiç sıkmıyor. Buna muhteşem manzaraların ve başarılı oyunculukların katkısı da büyük.

    Sam Neill'ın performansını bu filmde çok başarılı buldum. Jurassic Park'dan beri sürükleyici bir performansını gördüğümü hatırlamıyorum Neill'ın ama bu filmdeki performansını bir süre boyunca hatırlayacağım galiba. Karakterine tam uymuş.

    Ayrıca Ricky'yi canlandıran genç oyuncu Julian Denniston'ın performansı da çok başarılıydı, özellikle de yaşını göz önünde bulundurursak. Denniston, samimi tarzıyla filme büyük miktarda enerji katmış, filmi daha eğlenceli bir hale getirmiş. Onu izlemekten büyük zevk aldım.

    Filmin sadece şöyle bir eksi yanı var; Filmdeki bazı olayların gereğinden fazla hızlı veya yavaş geçilmesi ve o yaşanan olaylarla ilgili akıllarda soru işareti bırakılmasıydı. Bu her ne kadar büyük bir sorun olmasa da, filmi izlerken akıllara bazen takılıyor. Bu durum bazı dramatik sahnelerdeki dramatik tonu arttırmak için kullanılmış ve o sahneleri izlerken "evet, bu sahne gerçekten üzücüymüş de gelecek sahneye geçebilir miyiz acaba?" hissi uyandırıyor.

    Ama genel anlamda Hunt For The Wilderpeople'ı izlerken çok keyif aldım. Seyirciyi yormayan, eğlenceli karakterleri ve değişik bir tona sahip, sımsıcak bir film. Tam da olması gerektiği gibi olmuş, ne eksik ne de fazla. Kesinlikle göz atmanızı öneririm, beklediğinizden daha fazlasını bulacağınıza eminim. İyi seyirler.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Sam Neill ve Julian Dennison.

    + Manzaralar ve filmin içinde bulunduğu konsept.

    + Renkli yan karakterler.

    + Dramı ve komediyi çok iyi dengelemiş.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Bazı sahnelerini gereksiz yere uzatıp kısaltabiliyor.

    TOPLAM PUAN: 8.3/10
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top