Pablo Escobar'ı Sevmek eleştirileri

“Loving Pablo”, “Los lunes al sol” (2002) ve “A Perfect Day” (2015) gibi önemli işlerde de imzası bulunan Fernando León de Aranoa’nın sinema için çektiği en son filmi…

Senaryosunu da Fernando León de Aranoa’nın yazdığı filmin hikâyesi, filmin başkarakterlerinden Virginia Vallejo’nun 2007 yılında yayınlanan “Loving Pablo, Hating Escobar (Amando a Pablo, odiando a Escobar)” isimli anı kitabından uyarlanmış…

2017 Eylül ayında sırasıyla Venedik Film Festivali, Toronto Uluslararası Film Festivali ve Donostia-San Sebastián Uluslarası Film Festivali ile İtalya, Kanada ve İspanya’da prömiyer yapan filmin, 5.034 oy ile ulaştığı 6.3/10 luk IMDB ve yine 277 oy ile ulaştığı 3.1/5 lik Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarının yanı sıra özellikle profesyonel sinema eleştirmenlerinin verdiği oylarla oluşan 44/100 lük Metacritic (4) ve 5.2/10 luk Rotten Tomatoes (18.) olumlu yorum ortalamaları cidden düşündürücü…

Son derece düşük katılımlı bu rakamlar, bir anlamda, 15 Haziran 2018’de ABD’de vizyona giren (Avrupa’dan yaklaşık 1,5 – 2 ay sonra) filmin hem izleyici hem de eleştirmenlerce “es” geçildiği izlenimini yaratıyor…

Hani neredeyse kimsecikler filmi umursamamış gibi…

Peki neden?

Hem de başrollerde 1 Academy, 1 Golden Globes ve 1 BAFTA ödüllü Javier Bardem ile yine 1 Academy ve 1 BAFTA ödüllü Penélope Cruz gibi son derece deneyimli ve popüler iki yıldız oyuncu olmasına rağmen…

Aslında bize göre, 80’li yıllarda 30’lu yaşlarda olan Pablo Escobar’ı 48 yaşındaki Javier Bardem’in oynaması ve Kolombiyalıların İspanyolca yerine anlamsız bir şekilde Latin aksanıyla İngilizce konuşturulmaları dışında filmde çok da ciddi bir problem yok…

Tabii bir de, acımasız uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın filmde neredeyse, DEA (Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi) ve CIA tarafından tuzağa düşürülmüş sıradan bir aile ve mafya babası gibi resmedilmiş olmasını sorun etmezsek…

Escobar’a ilişkin bu “yumuşatılmış” tasvirin, Virginia Vallejo’nun anılarından mı yoksa Aranoa’nın bu anılardan uyarlayarak yazdığı senaryodan mı kaynaklandığını bilemiyoruz… Ancak bildiğimiz tek şey, filmde anlatılan Escobar ile gerçek hayattaki Escobar'ın çizgilerinin kesinlikle örtüşmediği biçiminde…

Sonuç olarak; yönetmen Fernando León de Aranoa’nın Netflix dizisi “Narcos” (2015 – 2017) un rüzgârından da yararlanırım düşüncesiyle çekip dizinin son sezonunun yayın tarihi (Eylül 2017) ile eş zamanlı olarak prömiyer için İtalya, Kanada ve İspanya’daki festivallere gönderdiği film, sanki bu rüzgâr ile yelkenlerini şişirmek yerine aynı dizinin girdabında kaybolmuş gibi…

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 1 Ağustos 2018 günü saat 01.47’de yazılarak paylaşılmıştır...

narcos dizisini izledikten sonra bu filmi izlemek çok garip.

Javier Bardem, Pablo Escobar'ı mükemmel oynamış ayrıca Penelope Cruz'un oyunculuğu zaten mükemmel konu zaten Escobar'ın hayatı muhtemelen oğlunun kitabından alıntılanarak çekilmiş ve kitabı okuyan birisi olarak beğendim oyunculuklar iyiydi konular birebir işlenmiş olmasa da eksiği yoktu gayet iyi film olmuş

pablo escobarın hikayesi. Gerçek olaylardan uyarlama. Oyuncular harika. Sürükleyicilik fena değil.. Bazen tempo biraz düşüyor.. Bu kadar tehlikeli bir adamın hikayesi yazılırken tempo düşmemeliydi.. Yani sıkıcı bir adam değil ki sonuçta. filmi seyrettikten sonra farkettim.. ispanyol yapımıymış.. bu sıkıcılığın nedenide ortaya çıktı böylece.. neyse gene de iyi film. 10 / 8

Başarılı bir film olduğunu düşünüyorum. Escobar'ın hayatı ile ilgili başka dizi veya film izlemedim. Belki bu yüzden başarılı bulmuş olabilirim bilmiyorum ama filmin etkili olduğunu söyleyebilirim.

Diziyi izlediyseniz hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Konu sıkıştırılmış ve oyunculuklar yetersiz. Dizideki yan rollerin performansına bile ulamamamislar. Zaman kaybı.