Küçük ama özenli bir korku filmi
Yazar: Serdar KökçeoğluDog Soldiers, The Descent ve Doomsday gibi filmlerin yönetmeni Neil Marshall'ın görsel efektlerinden sorumlu olan Paul Hyett imzalı Dehşet Treni; kaza yapan bir treni kurt adamların basmasını konu edinen mütevazi bir b-movie. Gösterildiği yerlerde hoş eleştiriler almış olmasına şaşırmamak lazım beklentilerin üzerinde bir deneyim sunuyor.
Uzmanlıktan süpervizörlüğe yükselemeyen, üstelik yöneticisi tarafından ezilen mutsuz tren sorumlusu Joe, daha fazla para kazanabilmek için ekstra mesailerle hayatını tren yolculuklarında geçiren servis sorumlusu platonik aşkıyla beraber sıradan bir gece yolculuğuna başlıyor. Fakat tren pek yolunda gitmiyor; bir ormanda kaza yapması yetmezmiş gibi, ormandaki kurt adamlar karanlıkta araçlarının onarılmasını bekleyen yolcuları mideye indirmek için trenin etrafında fır dönmeye başlıyor.
Trenler sinema sanatı için en ilham verici araçlardan biri. Özellikle polisiye ve korku gibi türlerde sıkça kullanılıyor. Dehşet Treni güçlü atmosfer kurmaya imkan veren bu aracı gayet iyi kullanmış. Filmin az ışıkla harikalar yaratan görüntü çalışmasının da bunda etkisi var. Filmin benzerlerinden ayrıldığı nokta ise ana rollerden yan rollere kadar sıkı bir karakter çalışmasının yapılmış olması. Ana karakterin serüveni klasik: Yılgın bir adamdan kahramana dönüşüyor. Trendeki diğer karakterler de sürprizlerle dolu; acımasızlığıyla öne çıkan çapkın bir adam ve genç kadının kötü bir olayın ardından trende karşılaşması gibi dramatik oyunlar var.
Dehşet Treni kuvvetle muhtemel bir korku klasiği olmayacak. Bu haliyle kült bir filme dönüşecek potansiyeli de maalesef taşımıyor. Ama b-movie'ler için bile senaryonun önemli olduğunu hatırlatmayı başarıyor. Sadece atmosfere yatırım yapmıyor, dramatik yönünü güçlü tutarak keyifli ve yer yer ürkütücü bir deneyim sunuyor.