Hesabım
    Alt Tarafı Dünyanın Sonu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Alt Tarafı Dünyanın Sonu

    Dolan'ın en iyisi...

    Yazar: Burçin Aygün

    Henüz 20 yaşındayken çektiği filmi Annemi Öldürdüm ile adını tüm dünyaya duyuran, sinemadaki başarılarla dolu kariyerine ilk büyük adımını atan Xavier Dolan “en iyi filmi” ile geri döndü. Kendi açıklamasına göre vizyona giren çalışmaları arasındaki en iyi ve eksiksiz, bütün işi olmuş Al Tarafı Dünyanın Sonu. Ancak ilginç bir şekilde eleştirmenlerin geneli tarafından da en çok olumsuz eleştiri alan, hatta Cannes Film Festivali’nde gösterim sonrası eleştirmenlerce yuhalanan bir sinema filmi!

    Peki, Alt Tarafı Dünyanın Sonu gerçekten de kötü bir çalışma mı, yoksa Cannes Film Festivali’nde yaşananlar abartılı ve haksız bir yaklaşım mı? Doğruyu söylemek gerekirse karşımızda Dolan’ın söylediği gibi “en iyi ve eksiksiz” filmi yok. Öte yandan gösterim sonrasında yönetmenin de bulunduğu bir salonda uzun uzun yuhalanacak bir yapım ise kesinlikle yok.

    Xavier Dolan’ın 6. uzun metrajlısı, yönetmenin tamamı Fransızlardan oluşan oyuncu kadrosuna sahip ilk çalışması. Üstelik bu ekip çok önemli ve yetkin isimlerden oluşuyor. Fransız sinemasının yetenekli ismi Nathalie Baye, Hollwood’un tanınanları arasına gelmeyi başarmış Vincent Cassel ve aynı şekilde Marion Cotillard, son olarak Mavi En Sıcak Renktir filmiyle akıllara kazınan Léa Seydoux. Filmin başrolünde ise genç Hannibal Gaspard Ulliel var. Başrolünde olduğu Saint Laurent’deki performansı da cabası.

    Alt Tarafı Dünyanın Sonu, ölümüne kısa bir süre kalmış olan Louis’nin tam tamına 15 yılın ardından evine dönerek ailesine veda ziyaretini anlatıyor. Muhtemelen cinsel yönetlimi ve dünya görüşü sebebiyle evinden uzaklara uçmuş olan Louis, karpostallar haricinde aile fertleriyle irtiba geçmiyor, yazdığı tiyatro oyunları ile ödüllere boğulup, başarılı bir kariyer sürüyor. Film ise hastalığı yüzünden ölmek üzere olan adamın 15 senelik aranın ardından nasıl bir kez daha, son bir kez daha “aile üyesi” olabileceğini her bir karakter üzerinden paylaşmış.

    Ailenin babası öldükten sonra her şeyle ilgilenmek zorunda kalan Anne, ona sürekli destek çıkan, bir bakıma yeni aile reisi olan Antoine, onun şaşkın ve her şeyi bir arada tutmaya çabalayan karısı Catherine ve Louis’nin küçük kız kardeşi Suzanne. Her biri hayatın tatsız taraflarıyla yaşayan, kahramanımızın aksine bir türlü yuvadan uçup, özgür olamamış bireyler. Bunların başında ise ağabey Antoine geliyor. Bu banliyö hayatına sıkışıp kaldığı, kendini aşamadığı için sürekli suçladığı kişi ise Louis. Yanında aile üyeleri olsa bile aslında yapayalnız olan Anne. Ağabeyinin yaptığı gibi yuvadan uçamayacağı için korkan, Antoine’ın sıkışmışlığına düşeceğini düşünen Suzanne.

    1985 yılında AIDS yüzünden hayatını kaybeden Jean-Luc Lagarce tarafından yazılmış bir tiyatro oyunundan uyarlanan Alt Tarafı Dünyanın Sonu, baştan sona iyi çalışılmış bir film. Karakterlerin “sıkışmışlığını” birinci elden yaşayabilmemiz için genellikle dar kadraj içerisinden yüzlere odaklanmış Dolan. Bu istenilen duyguyu aktarmada başarılı olsa bile, bir süre sonra işin tekrara düşmesine sebep oluyor. Oyuncu kadrosunun her birinin sunduğu müthiş performans bu tekrarı bir parça da olsa siliyor. Marion Cotillard’un ürkek, endişeli ve gergin Catherine karakterinde döktürdüğünü söylemek hata olmaz. Keza kocası Vincent Cassel’da özellikle final bölümünde kendisini aşıyor. Sınırları yıkması gerektiğini bilen anca yolunu bilmeyen Suzanne, Léa Seydoux’nun bedeninde can buluyor. Ve Nathalie Baye. Belki de ailesini son kez tek bir bütün haline getirebileceğini düşünen, dört bir yana dağılmış bireyleri birleştirmek için kendini paramparça eden Anne olarak hem hüzünlendiriyor, hem de gülümsetiyor.

    Filmin asıl kahramamı Gaspard Ulliel’e gelelim. Kendisi her ne kadar başrol, daha doğrusu hikayenin ana kahramanı olsa da, en az konuşan, en etkisiz gibi gözüken ancak tüm ipleri elde tutan kişiye, ailesinin son kez göreceği Louis’e bedenini vermiş. Ne diyeceğini bilemeyen, korkan ve hep sessiz kalmayı tercih eden bir adam. Hem şimdiyi, hem geçmişi tekrar yaşamak isteyen Louis.

    Xavier Dolan’ın imzası haline gelen müthiş şarkılar, bunların eşlik ettiği ve bu filmde hayal sahnelerinde kulakları okşayan lezzetli bir seçki. O kadar lezzetli ki, ölümü hiç düşünmediğimiz dönemlerin, kaygısız yaşadığımız yılların değerini hatırlatıyor.

    Ruhu ve Dolan’ın tercihi sebebiyle bir sinema filminden çok, tiyatro oyunu havası taşıyan ancak büyük keyif veren Alt Tarafı Dünyanın Sonu, bu haftanın kıymetli filmlerinden biri. Kaçırmamak gerek.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top