Hesabım
    Pişt
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Pişt

    Popüler, zeki, çevik!

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Çağan Irmak’ın 2008 yılında vizyona giren ve artık kültleşen filmi Issız Adam dönemin en popüler ve en çok iş yapan yapımlarından biri olmuş ve pek çok repliği, sahne ile de popüler kültüre hizmet etmişti. Dönemin ürünlerinden biri olan “Kızsız Adam” adlı kısa parodi filminin hem kamera arkasında hem önünde ise Hayrettin Karaoğuz ile Can Sarcan yer alıyordu. Kısa ömürlü olan bir televizyon dizisinde de yönetmen koltuğuna geçen Kadir Has mezunu Can Sarcan şimdi başarılı olması zor bir türe el attığı ilk uzun metrajlı filmi Pişt ile vizyon seyircisinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

    Oyuncu kadrosunun özellikle erkek cephesinde (Doğa Konakoğlu , Oğuzhan Uğur veMustafa Ak) sosyal medyanın kendi düzeni içerisindeki fenomenlerinin gücünü kullanan korku-komedi türündeki film, yakın dönemde karşımıza çıkartılan ve sırf gişe geliri için birbiri arkasına eklenmiş skeçlerden ibaret olan yapımlara iyi bir cevap niteliği de taşıyor. Orijinal Uzak Doğu hikayelerinin re-make’ini çekmeye bayılan Hollywood korku sinemasının (ki bunun içinde kısmen teen-slasher alt türünün öğeleri de var) klişelerini hikaye kurgusu içine yediren senaryo, üzerinde gerçekten kafa yorulmuş bir metin. Sarcan’ın Oğuzhan Uğur ve Tahir Alper Çağlayan ile beraber kotardığı senaryo ‘depresyona giren 3 ünlü ve şımarık genç’ ile ‘bitirme ödevi için adada perili ev arayan 3 genç kız’ ı aynı mekana ‘düşüren’ bir çatıya sahip.

    ‘Gençler bir dağ evine hafta sonu tatiline giderler ve olaylar gelişir’ tematiğini alarak bunu kendi öyküsüne yediren senaryo, türün en büyük klişeleri olan perili ev, ruh çağırma, kötücül ruhun bedeni ele geçirmesi, geçmişten gelen objeler, işin içine kamera girince buluntu film planları, gibi aklınıza gelebilecek her klişe ile sağlam dalgasını geçiyor; üstelik kendisiyle de dalga geçen bir film olduğundan ilk filmin kusurları diyebileceğimiz yönleri bu sayede pek de göze batmıyor. Kendisini çok ciddiye alan korku filmlerine de selam gönderen yapım, “Aslında her şey bir oyundan ibaret” alt metnini 6 genç oyuncusunun günlük dilde konuştuğu samimi performansları ile doldurmayı başarıyor. Trafoya giren kediler, dedeler, mumdan çıkan yangınlar gibi ‘sosyal medya şakalarını’ kullanmaktan geri kalmayan diyaloglar popüler kültürümüze de gönderme olarak hedef seyirci kitlesini de güldürmeyi başarıyor.

    “Benim!” diyen korku filmlerinde göremediğimiz ve türün en büyük birkaç handikabından biri olan özel efektler konusunda ise sınıfı yıldızlı pekiyi ile geçiyor. Bir komedi-korkunun hak ettiği özel efekt ve ses efekti kalitesine sahip olan film, hem kendi değerini arttırıyor hem de kendisinden sonra geleceklere bu anlamda örnek teşkil ediyor. Teknik ekibe bir tebrikler de bizden olsun.

    Film müziklerinin, hikayenin öyküsü ve filmin ana mesajıyla paralel biçimde tasarlandığını da eklemek gerek. Çoğunlukla Oğuzhan Uğur vokaliyle kulağımıza çalınan müziklerden en komiği ise şüphesiz filmin içinde yer alan ‘patates gibi yarim var’ adlı müthiş güfteye sahip eser!  Film ekibi sadece korku sinemasına değil, rantçı sinema ve müzik sektörüne, insanların cüzdanını hurafelerle ile boşaltan sistemlere de eleştirilerini yollamaktan geri kalmıyor.

    Velhasıl, karşımızda bol bol güldürmeyi hedefleyen ama bunu yaparken de henüz ilk planından itibaren kendi inandığından feragat etmeden ve eleştirdiğinin klişesine düşmeden ortaya konmuş bir film var. Vizyonda eğlenmek istiyorsanız 100 dakikalık bir şansı hak ediyor!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top